E- Devlet, dijital toplum, medya, derken, ya İNTERNETİN geleceği ne olacak. internetin geleceği hakkında uçuk bir yazı..
İlk gazete, el yazmasından taş baskıya, dökme hurufattan klişeye, montaj ve pikaj yönteminden mizampaja uzanan süreç. Ve şimdi sesli görüntülü ve yazılı iletişim aracı İNTERNET..İnternet teknokojisi ise deri altı çiplerinden sonra yerini bionet teknolojisine bırakacaktır. Mikroçiplerin bioçiplerle entegre edilmesiyle yeni bir jenerasyon ortaya çıkacak bu jenerasyon da 1/2 sibersapiens türü olarak adlandırılacaktır. Elbette ki bu insan türünün tam olarak siberg haline geleceğini söyleyecek kadar da uçuk değil miyiz acaba))…Zaman aritmetik olarak ilerlerken buna karşın teknolojik gelişmelerin geometrik olarak ilerlemesi ve yine bu sürecin tamamlayıcısı olan ulaşım teknolojilerinin de bu ilerlemede hızlandıran etkisi yapması uçukluğumuzu ileri boyutlara taşıyan bir olgudur.
Cyber Sapiens insan ırkını henüz bilimkurgularda gördüğümüz kadarıyla tanıyoruz. Ancak geometrik hızda ilerleyen teknoloji mikroişlemci ve mikroçip teknolojileri böylesi bir ortamı hızlandırmaktadır. Dünya gıda üretiminin ve oksijeninin geleceği konusunda son derece vahim tablolar varken bilim dünyası da daha az gıda tüketen daha az oksijene bağlı olan organik metabolizmaların ortaya çıkarılmasının peşindeler.
Tabi ki ileriki on yıllarda “yaşasın yemek yemek” reklam filmine gülemeyeceğiz. Çünkü o zamanın değer yargıları bu zamanı özenle hatırlatmayacak değerleri de kendiliğinden üretecektir. Tıpkı şu anki jenerasyonun çember çevirmenin çelik çomak oynamanın ne olduğunu bilmediği ve bu dönemlere özenmesinin abes olduğu gibi.
Tamamıyla kontrol ve kumanda edilmiş, özel hayatı kalmamış bu cybersapiens insan topluluğunda romantizm veya zevk olgusunun boyutlarını düşünmek oldukça güç görülmektedir. Aynı şekilde kulluk ve yaratıcı ilişkileri de hayli dejenere edilmiş/bozulmuş bir nitelik arzedecektir. Tabi bütün bu sosyolojik özellikteki toplum diğer şartlar veri iken geçerlidir. Yani bu yapı küresel ısınma, küresel felaket vb. olağanüstü olayların olmaması durumunda söz konusudur. Bunun yanında dünyaya gün dilimi olarak ikindi vakti geldiği söylenen Hz. Muhammed’in yaşadığı dönemden bu yana ne kadar olmuş ve kıyamete ne kadar kalmıştır, bunlar da ayrı bir konu. Dini bazda düşünüldüğünde dünyanın yaradılışından, materyalist mantıkla düşündüğümüzde bg bang olayından bu yana MS. 571 tarihine kadar ne kadar süre geçtiyse o günden bu güne geçen zaman kıyamet zamanı için hayli erken bir zamandır. Yine bu bakış açısıyla (Allah daha iyi bilir) dönemsel olarak kıyametin kopması yarım bin yıl sonraya kadar uzaması muhtemeldir.
Ancak insanoğlunun bu güzelim dünyayı o zamana kadar yaşanılabilir halde bırakıp bırakmadıkları konusunda son derece endişeliyim. Hatta ümitsizim. İnsanoğlunun acımasız kapitalist duyguları, para kazanma servet biriktirme hırsı dünyanın geleceği hakkında endişe duymak için yereli bir nedendir.
Yakın gelecekte arşivler ve arşiv kayıtları haricinde kağıt materyali kullanılamayacaktır. Hayatın ve hemen hemen devlet yönetiminin bütün alanlarında kağıt yerini elektroniğe bırakacaktır. Eğitim ve bu gibi birçok sektör yerini internete bırakırken mekan ve zaman boyutu bu günkü anlamını yitirecektir. İnternetin de bioçiplerle entegre olmasıyla bu günkü devlet dediğimiz öge yakın gelecekte mega serverlerin bulunduğu kontrol ve koordine edildiği bilgi işlem ünitelerinden başka bir şey olmayacaktır. Beyninizi biraz yorduksa affola..
ESENLİK DİLEKLERİMLE..
NOT: Bu yazı, 9 Şubat 2007 tarihinde cybersapience insan türünden bahsettiğim ilk yazımdır