İstanbul’un Burnunun Dibindeki Cennet!

Mehmet BALLI

İSTANBUL GÜNLÜĞÜ

Yalova yakın bir tarihe kadar İstanbul’un ilçesi idi. Yalova her ne kadar İstanbul’dan ayrılmış ve ülkemizin en küçük illerinden biri ise de, İstanbul’un burnunun dibinde yer alan fakat farkında olamadığımız kadar muhteşem  tarihi, kültürel ve turizm zenginliğe sahip bir kenttir. Deniz yolu ile 1 saat kara yolu ile 3 saatlik mesafededir. Eminönü’nden Özel Firma tekneleri, İDO deniz otobüsleri ve Şehir Hatları vapurları ile her gün sabah ve akşam gidip gelinebilmektedir.
Uludağ’ın eteğinde yer alan Yalova İstanbul’un akçiğerleridir. Tertemiz havası ve gözleri okşayan doğal güzellikleriyle harikulade bir turizm beldemizdir. İstanbul’un meyve ve sebze ihtiyacının % 40’ına yakın miktarını tek başına karşılayan geniş tarım alanları ve çiçek seralarıyla ünlüdür. 1999 depreminden sonra yeniden planlanarak kurulan sessiz sakin ve ucuz yaşamın hayat sürdüğü bir şehirdir.Yalova’nın birbirinden güzel 3 ilçesi vardır. Çınarcık, Esenköy Armutlu.

Çınarcık, İstanbul’un Bodrumu (İzmir’in İlçesi) gibi derler. Günü birlik İstanbul yazın buraya akar. Normal nüfusu 15 bin civarında iken, yazın bu sayı 150-200 bini aşar. Her türlü eğlence mevcuttur, disko barlarından tutunda plaj aktivasyonlarına kadar. Çınarcık arkası yem yeşil ormanlarla kaplı önünde kıvrım kıvrım uzayan deniz sahiliyle güzel bir tatil yöresidir. Yalnız günlük hayat pahalıdır, gecelik otel-pansiyon fiyatları uçuktur. Denizi temiz olmasına rağmen taşlıktır. Daha rahat girebilmeniz için 2 km mesafedeki Teşvikiye Kum plajına yürümeniz gerekir. Teşvikiye Kum plajı sosyal aktivasyonların yapıldığı gece-gündüz dolup taşan plajdır.
Esenköy adı üstünde rüzgarın deli dolu estiği bir beldedir. Daha çok muhafazakâr kesimin akın ettiği yerdir. Denizi Çınarcık’a göre daha kumlu, ailece veya kadın-erkek ayrı ayrı girilebilecek sahili vardır. Esenköy’de de önceden yer ayırtmazsanız konaklama ücretleri yazın üç ayında tavan yapar, pahalıdır.

Armutlu ise, Yalova’nın Marmara sahilinde ki Çınarcık ve Esenköy’den sonra gelen kıyı beldesidir. Armutlu kaplıcaları ile ünlü bir ilçedir. İstanbul’dan sadece İDO ile ulaşım sağlanır. Tabi karadan ulaşımı saymazsak.  İhlas Marmara Evleri bu ilçemizin tanıtımını yaparak turizmini patlatmıştır. Hakikaten gerek deniz ve gerekse şifa kaynağı kaplıcaları bakımından İstanbul’a en yakın ve uygun turizm yeridir. Diğer beldelerden farklı olarak burada yılın tamamının da fiyatlar aynı dır.
Bu üç ilçemizin turizmine pahalı dememize rağmen İstanbul’ a olan yakınlık ve kolay hayat şartları bakımından kıyaslama yaptığınızda, Türkiye’nin diğer tatil ve turizm beldelerinin yarı fiyatınadır.

Yalova’nın bu üç güzel ilçesini özetledikten sonra yine muhteşem bir  köyü var bozulmamış doğal güzelliğine hayran kalacağınız Şenköy.

Şenköy, Çınarcık ilçesine bağlı, önemli bir tarihi geçmişe sahip ve muhteşem doğa güzelliğiyle gözleri kamaştıran şirin bir orman köyüdür.
Kuzeyden Yalova’ya 30 km, Çınarcık’a 12 km, Güneyden Esenköy’e 5 km , Armutlu’ya 17 km mesafededir..
Şenköy eski adı Kocadere-i Bala dır. Osmanlı Devletinin kuruluşundan hemen sonra Marmara Denizini geçmek için Bursa’nın hemen ilerisine uç birlik köyü olarak kurulmuş en eski bir Osmanlı Köyüdür.
Kocadere-i Bala ismiyle anılan köyü 1950 yılında İstanbul Valisi Fahrettin Kerim GÖKAY’ın  ziyaretleri sırasında ‘ben bu köy halkını şen ve neşeli gördüm’ diyerek köyün adını değiştirilerek, bugünkü Şenköy ismini almasını sağlamıştır..
Şenköy, Yalova’nın batısında kurulan üç Türk köyünden biridir. İhtimal ki Osmanlı arşiv belgesinden şu ana kadar ulaşabildiğimiz bilgiler ışığında 2000 haneli Katırlı Rum Köyü (Bugünkü Esenköy) ile 450 haneli Ergene Rum köyünü kontrol altında tutacak uç karakol görevi yapacak mahiyette kurulmuş daha sonraları da göç alarak bir yerleşim yeri haline dönüşmüştür.

Köyde Osmanlı döneminden kalma muntazam bir hamam, suçluları nezaret altında tutabilmek için hapishane, okulu ve günümüze kadar ulaşan cami minaresi bulunmaktadır. Bu eserler bize köyün kuruluş tarihi ile ilgili tahmini bilgiler vermektedir. Bu eserlerden günümüze ulaşan sadece minaredir.

Şenköy geçmişte Osmanlı Devletinin arka bahçeliğini yapmıştır. Osmanlı sarayının adeta eli ayağı konumundadır. Yazları kar kışları ise meyva ve sebze taşınırmış saraya.
Köyün bahçelerinde yetişen en nadide meyve ve sebzeler Engere sahilinden kayıklarla saraya taşınırmış.
Dağda yapılan doğal kar kuyularında saklanan karlar, yazın sıcağında bir bir yine Osmanlı Sarayına gönderilirmiş.
Köy meydanında saray yavrusu bir konak varmış. Bu konak sürekli bakımlı ve hazır tutulurmuş. İstanbul’dan gelen saray ehli burada misafir edilirmiş. Saraydaki her taht değişikliğinde yeni padişahı selamlama törenleri temsili olarak yapılırmış. Konağın 1905 tarihinde çekilmiş tarihi antik fotoğrafı bugün Şenköyün web sitesinde yayınlanarak paylaşılmaktadır.  
Köyün hemen altında ise 450 haneli bir köy bulunmakta imiş. Bu köy Rum Engere köyüdür. Şenköy halkı orman işleri ile uğraşır iken, Engere köylüleri ise sahilde zeytincilik ve ticaret işi ile uğraşan zengin bir köy imiş.. Bu bilgilerin doğruluğunu  Engere sahilindeki kazılardan çıkan buluntular ve hala belirgin kalıntıları duran Kiliseden anlamaktayız.

Uzun yıllar Engere sahil köyü ile Yukarı Kocadere köyü ve Aşağı Kocadere  köylüleri beraberce ve dostça yaşarlar iken Milli Mücadelede çok üzüntü verici olaylar ve tarihi katliamlar yaşanmıştır.

27 Nisan 1921 kurtuluş savaşında Şenköy sahilindeki Rum Engere köylüleri Yunan askerlerinin destek ve kışkırtmasıyla Şenköy’e saldırmışlardır. Köydeki Erkekleri toplayarak kadın ve çocukları süngülemiş yada uçurumdan denize atmışlar, erkekleri ise 2 km mesafedeki Aşağı Kocadere köyüne götürerek camiye doldurmuşlar sonrada camiyi ateşe vermişlerdir. Yine köyde nekadar kitap varsa toplayarak köy mezarlığındaki üçbin yıllık tarihi kovuklu çınarın içine doldurarak yakmışlardır. Bu katliam belgeleri bugünkü arşivlerde aynen korunmaktadır.

Ogünlarin anısına Kocadere Beldesinde bir anıt yapılmış, her sene 27 Nisan katliamını anma töreni düzenlenmektedir. 
Şenköy’ün geçim kaynağı önceleri tamamen orman ve odun kesimi iken ormanın koruma altına alınması ve yasaklanmasıyla köylü meyve ve sebze yetiştiriciliğine yönelmiştir. Kızılcıkla birlikte, Zeytin, Elma, Kiraz, Kestane, Ihlamur, Fasulye ceviz ve kivi  gibi ürünler bol miktarda yetiştirilmeye başlanmıştır.

Şenköy’le özdeşleşen en önemli gelir kaynağı kızılcık meyvesidir. Dünyanın en kaliteli kızılcığı burada yetişir. Gerek toprağın verimliliği ve gerekse hava şartlarının uygunluğu bu meyvenin en iri, kaliteli ve bol miktarda yetişmesini sağlamaktadır.

Kızılcık tonlarca yetiştirilerek İstanbul’a kamyonlarca taşınmaktadır.
Şenköy’de her sene Ağustos ayının ilk Pazar günü Kızılcık Şenlikleri düzenlenmektedir.
Zeytinde ise Türkiye’nin kalorisi en yüksek zeytinleri Şenköy Engere sahilinde yetiştirilmektedir.
Köy muhteşem bir ormanla bürülenmiştir. İçinde her türlü hayvanatı barındıran ormanın güzel bir de yaylısı vardır. Lakin köylünün orman işlerini el çektirilmesinden sonra bu yayla çevre köylerce kullanılmaya başlanmıştır. Yaylanın hemen altındaki devasa şelalelerin bitiminde kurulan Değirmendere doğal alabalık tesisleri damak tadınıza zevk verir.
Engere deniz sahili ise bakir koylarıyla göz doldurduğu yerdir. Köylünün iş güç nedeniyle pek kullanmadığı bu deniz sahili ailesi ile denize girmek isteyenler için ideal bir sahildir. Ayrıca yine bu sahil boyunca izciler ve gezici guruplar içinde doğal koylar mevcuttur.

Denize teknelerle açılarak balık tutmakta mümkündür.
Şenköy dağlarından bol miktarda Ihlamur ve Kestaneler çuval cuval toplanır. Elmalıklar ise son zamanlarda masrafı yüzünden kivi ile yer değiştirmektedir.
Köyün çok eski tarihi bir mezarlığı vardır. Mezarlık devasa gürgen ağaçlarıyla gölgelenmiş mistik bir hava estirir.
Mezarlığın hemen bitişiğinde köy pazarı kurulur. Köylünün bahçesinde yetiştirdiği ürünlerini burada satar. En doğal meyva ve sebzeler yoldan geçenlerin damak tadına sunulur ve tadanlar için de alış veriş yapmadan geçmek pek de  mümkün değildir.

Armutlu Bursa sahil yolu bu köyden geçmektedir. Köyden geçen yolcular köyün doğal güzelliğinden büyülenerek köy meydanındaki yüz yıllık çınarların altında soluklanırlar.

Güzel Yalova’mıza yolu düşenlere bizden tanıtması yada hatırlatması. Bu üç güzel turizm beldemizi ailenizle gidip görmeniz size çok şeyler kazandıracaktır. Şenköy’den  geçerken tanımadığı güleç yüzlü köylünün ikram ettiği leziz çaylarınızı yudumlarken, koyulaşan muhabbetin tadında 40 yıllık hatıra demlenirsiniz..

print

Bir cevap yazın