Sekiz Mart Kadınlar Günü. Yine bir güne sığdırılmaya çalışılan bir değer… Sanki kadınlar yıllar sonra oluşmuşta bu gün kutlama günü ilan edilmiş. Bu sene kadınlara gün doğdu. Siyasiler bu yerel seçimler dolayısı ile kadınları kutlamak için ne biçim yarış yapacaklar kim bilir.
***
1975’de Küba’da kabul edilen bir kanun, tüm dünyada sürekli çekişmesi ve çelişkileri devam eden kadın haklarını gündeme getirmişti.
O zamanlar da kabul edilen kanuna göre artık Kübalı kadın rahatlıkla kocasına “kocacığım, kanun namına bu akşam bulaşıkları yıka” diyebilecekti. Hemen eklemeliyim “Elbette ki erkeğin eşref saatini yakalamak şartıyla.”
****
Yüzyıllardır eşitsizliğin çilesini çeken kadınlar için Fidel Castro şöyle konuşuyordu; “Eğer insan toplumlarında herhangi bir ayrıcalık tanınacaksa, eğer insan toplumlarında herhangi bir eşitsizlik olacaksa, o zaman bunlar kadınlar lehine ufak ayrıcalıklar ve ufak eşitsizlikler olmalıdır…
Çünkü kadının, erkeğin sahip olmadığı görevleri, işlevleri ve insancıl sorumlulukları vardır.”
****
Bu görüş hiçbir zaman kadınların lehine olmayan birçok ayrıcalık ve eşitsizliklerle dolu ülkeler için daha doğru olmalıdır.
Kadının özgürlüğünü kabul eden bu karar tüm dünyada şifahen kabul görüldüğünün resmidir kadınların halen çeşitli insanlık dışı muamele görmesi…
“ İnsanlığın yabancılaşmış halde yaşayan büyük bir kesimi gerçekten özgürleşmedikçe, kadının da gerçek bir özgürlüğe kavuşmasından söz edilemez” demiştim daha önce yazdığım yazımda.
Evet, özgürlük, insanın özündeki yapıcı ve yaratıcı tohumların serbestçe ve gür bir şekilde gelişmesidir.
****
Kadınlar baba evini terk etmek amacıyla evlenince ya da bir büro veya fabrikada ücretli olarak çalışıp akşam eve döndüklerinde ev işlerini yapmak zorunda kalınca özgürleşmiş olamazlar.
Bu konuda Amerikalı filozof Herbert Marcuse şöyle diyor; “Kadınların her durumda evlerinden çıkıp bir iş bulmalarının gerekli olduğu ileri sürüldüğü zaman, bunun bir özgürleşme sayılıp sayılmayacağını kendime sorar dururum.
Çünkü bu durumda günde sekiz saat bir büroda oturan, kendine verilen bir yığın saçma sapan şeyleri yazan yüz binlerce sekreter ya da akar masa başlarında sekiz saat ayakta duran işçiler çıkacaktır sadece. Bu bir özgürleşme değildir.”
****
Kadının hakkını korumaya alan yine kadın olursa, adım adım güçlükle ilerleyen yolda, öncelikle yaşamı kolay olan, özgürlüğünü elde edebilmiş kadınların, seslerini çıkaramayan, duyuramayan hemcinslerine el uzatmaları, onlara kadın-erkek eşitliğini benimsemiş erkeklerinde katılmaları, akıllıca bir davranış olur.
Çünkü kadın, kendisini kat kat saran örtüleri yırtarcasına üstünden çekip atmadıkça, erkeğinde gerçek anlamda özgür olması, yükselmesi mümkün değildir.
Kaderleri birbirine bağlı olanların kaçınılması imkânsız sonudur bu.
Aksi takdirde çok öteden beri yaptığımız gibi, esas olanın farkına varmadan, ilerlediğimizi zannederken, aslında küçük küçük şeyleri değiştirerek kendimizi kandırırız.
Kendimde dâhil, Kadınlarımızın her gününü kutluyorum.
******
Bu gün Mevlit Kandili…
Tüm Müslümanların Mevlit kandili mübarek olsun.