İtilmişlerin kakılmışlığı üzerine bir ağıt:
İnsan hayatı soruyla başlar soruyla biter, “Adını ne koydunuz” dur ilk soru, “merhumu nasıl bilirdiniz” son soru. Bir dominant kişinin adının konulmasından o kişiye yapılan son veda törenine kadar zaman dilimini açtığımızda o tahilsiz hayatın bir ağıtını dile getireceğim bu bahiste.
Bu talhsiz kişi yeşil elbisesini giymiştir, caminin avlusunda en ön safa yerleşmiştir. Boylu boyunca o ahşap uzun ve üstü örtülü kutunun içine girmiştir. Bir de ardında onca kalabalık vardır. Bu kalabalıklar çoğunlukla “iyi kişiydi rahmetli” derler kişi ayırt etmeksizin. Hoş orada adam bir cânî de olsa çoğunlukla kötü konuşulmaz. Edeptendir diye.
İyi olmanın zorluğundan bahisle, çocukluğundan ölümlerine kadar gün yüzünü dünyada yaşarken göremeyen dominant kılıklı itilmişlerin kakılmışlıkları beni kahretmiştir hep. Şahsen her zaman körlerin badem gözlü olması beni üzmemiştir. Çünkü en azından ölünün ardından yapılan yalakalık bana daha dürüstçe gelmiştir. Dirinin etekleri dibinde salya sümük iltifatlar yağdıran kişiliksiz yürüyen elbiseleri gördükçe elbiselerimin içinde taşıdığım cimsimden utanmışımdır.
KAHROLASI DOMİNANTLAR:
Toplumda iki tür kişilik vardır. Bunlardan biri A tipi kişilik biri de B tipi kişiliktir. A tipi (dominant) kişiliklerden bahsedeceğimden dolayı sonraya bırakarak B tipi kişilikleri önce cimdikleyip sonra dominant kişilere geçmek istiyorum.
Toplumda yaşayan homo omurgasızlar son derece mutludurlar. Rahattırlar. Başarılıdırlar. Çünkü onlar kişiliksiz, sessiz ve tavşan dışkısı türündendir çoğu zaman. Ne kokan ne bulaşan tiplerden yani. Çoğunlukla iyi de olsa kötü de olsa ya farketmez derler ya da iyi olmuş derler. Ama doğrusunu söylemek ya işlerine gelmez, ya da buna cesaret edemezler. Yirmi yıla yakındır yazılarımın ekseriyetinde bu kişiliksiz dolgu malzemesi tiplerden bahsettiğim için şiddetle bu tiplerin bahsini kapatmak istiyorum.
A tipi kişilikler ise başlı başına bir sorundur. Kimse tarafından sevilmezler, çoğunlukla içten içe kaynayan volkan gibidirler. Güneş gibi, her saniye hidrojeni helyuma dönüştürüler içlerinde. Onların psikososyalitesindeki bu devingenlik en başta kendilerini yıpratsa da deşarj olma fırsatı bulamadıklarında çevresini kırıp dökmekten asla çekinmezler. Çevresinde ister B tipi kişilikler olsun, ister yine A tipi kişilikler olsun ister karış cinsleri isterse büyükleri.
A tipi kişiliklerin hormonal yapıları nedeniyle bireysellikleri ön plandadır. Kişilikleri son derece gelişmiş olduğundan onların ağzından “farketmez” veya “iyi olmuş” sözcükleri nadiren dökülür. Çünkü onlar için farkeder. Mutlak surette onların bir zevki ve tercihi bulunur ve bu zevk ve tercihini de hiç gecikmeden çevrelerine dikte etmekten mutluluk duyarlar. İyi olmuş demezler deseler bile mutlaka “iyi olmuş” sözcükleri “ama…” diye devam eder. Yani bu yaratıklar toplumda sürekli olarak batıcı tiplerdir. Kışkırtıcı tiplerdir.
Bu hallerinden dolayı A tipi kişilikler hep itelenmiş ve kakalanmıştır. Onların içlerindeki volkan sürekli olarak kaynadığından dolayı çevresini değiştiremediklerinde, ya kendi kendine zarar vermeye başlarlar ya da yansıtma yaparak tamamen uzlete çekilirler. Ülkemizde bunun gibi onbinlerce cevher yurdun dört bir yanında kaderine terkedilmiş durumdadır.
Bu kişilere yönetim veya liderlik fırsatı verildiğinde son derece başarılı olurlar. Ancak yönetim olgusu başlı başına “idare” kavramıyla birlikte icraa edildiğinden yöneticinin hiyerarşi zinciri içinde de uyumlu olması gerekeceğinden dolayı bu kişilerin bu hiyerarşiye de giremeyeceği düşünülerek hep ya görülmezler ya da bu mercilere getirilmezler. Bunların yerine toplumdaki sünepe tipli kişilikler hiyerarşi zincirinde daha makul davranacağı öngörülerek zincirin halkasına çekinmeden yerleştirilirler.
A tipi kişilikler ise, kifayetsiz yöneticilerin altında gittikçe daha da kudurmaya başlar. Deşarj olacak bir meşgale bulmadıkları sürece patlamaya hazır bir dinamit haline gelirler. A tipi kişilikler son derece ideel birer tepe yöneticisi adayıdırlar aslında. Ne var ki tepe yöneticiliğinin sayısı kurumsal bazda az olduğundan bunların tatminsizliği son derece ciddi bir sorundur.
Toplum A tipi kişiliklere “kahrolası dominantlar” diye söylenirken, bu kişiler de topluma içten içe tükürmek isterler. Devletin A tipi kişiliklere yönetil özel bir progrmam uygulaması gerekmektedir. Onlara kişiliklerini özgürce tatmin edecekleri projeler verilmelidir. Bu kişilerin bu günkü teknolojiyle hormonlarının alınması mümkün olamayacağına göre en azından prototip (türünün ilk ve tek örneği) projelerle değerlendirilmesi gerekir. Bunun için belki de “MUCİT EVİ” vb. başkaca çözümlemeler düşünülmelidir.
Yeni teknolojilerin, kahrolası dominantlar için son derece makul etkisi bulunmaktadır. Hatta bundan otuz sene sonra toplumda neredeyse hiç dominant teyzeler görülmeyecektir. Çünkü insanlar gittikçe daha da aynılaşacak, benzeşecek, fotokopi kılıklı yaratıklar haline gelecektir.
Sevgili okurlarım. Hangi tip kişilik iseniz kendiniz bilirsiniz. Lütfen dramatize edilmiş yazımdan dolayı beni aforoz etmeyin. Sadece bilinçaltınızdaki bastırılmış duygularınızın dışa vurmuş kırıntıları olarak değerlendirin. Yazıda yer yer maksadı aşan kelimeler olabilir. O kelimelerin kusuruna bakmayın.
Sevgiyle ve esen kalın efendim.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, www.bilgievreni.com, www.haberanaliz.net www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net, www.kamudanhaber.com www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Marmara Bölge, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.