Bir yıl önce. Dün
Adım adım kendini hissettiren ekonominin sinsi belası kriz, kendini gösterdi.
Sanayi üretimi durdu.
İhracat geriledi.
Bankalar kredileri dondurdu.
İç-dış bütçe hesapları bozuldu.
Kamu harcamaları kısıtlandı
Ve…
İşsizlik patladı.
Geçim sıkıntısı arttı.
Sosyal dengeler değişti, toplumsal suçlar arttı.
* *
Bir yıl sonra. Bugün.
Kriz etkisi azaldı.
Ülke ekonomilerinde düzelme başladı.
Sanayi hareketlendi, üretim çoğaldı.
Finans-faiz-kredi ilişkileri oturdu.
Konut satışları açıldı.
Perakende sektörü canlandı.
IMF, Dünya bankası ve her türlü uluslararası finans kuruluşları umutlandı:
“2010’un ikinci çeyreğinde her şey normal…
* *
Ve önümüzdeki yıl. Yarın.
Ülke olarak, Türk milleti bütünlüğünde…
Üretim alanlarını artırsak;
İşsizliği yok noktasına çeksek;
Milli geliri yükseltsek,
Toplumsal barışı sağlasak, terörü noktalasak;
Gerilimlerden kurtulsak;
Siyaseti kişisel çıkar değil ülke için yapsak;
Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sorunlarını bitirsek,
Her şeyi Allah’a havale edip, hiçbir şey yapmama alışkanlığından kurtulsak;
Gençliğin geleceğini planlasak;
Bayramlarımız kutlu ve mutlu olacaktır.
* *
Kalplerimiz mutlu olursa;
Hayaller atlı, beklentiler kanatlı, sofralar tatlı, mekânlar tahtlı, çocuklar bahtlı, yuvalar bereketli olacaktır.
* *
O halde; bir kez daha kutlu ve mutlu bayramlar dileğiyle…
Kalbinize göre.