Kandil PKK’ya mı Satıldı? Ortadoğu’da Kaynayan Kazan
Eşref Zeki PARLAK
Kandil PKK’ya mı satıldı? Irak’ta ABD askerlerinin çekilmesi kararı ardından gerçekleşen saldırılar neye işaret ediyor? Türkiye’deki istihbarat trajedisinin önüne nasıl geçilmeli? Suriye-İran ve Ortadoğu’da kaynayan kazan VE ÜÇLÜ MEKANİZMA…
Türkiye, sabahleyin yaşanan terör saldırılarına karşılık olarak evvelde olduğu gibi bir hava harekatı daha başlattı.
Ama ne gariptir ki; Habertürk’te bir Korgeneral medyadan ricada bulunuyor ve diyor ki; “Türkiye operasyon başlattığında bu operasyonları medyanın, OPERASYONA YAKIN ZAMANDA YAYMASI PKK’nın önceden haberdar olup ona göre hareket etmesini sağlıyor. Bu konuda medyanın dikkatli olarak bu bilgileri vermemesi gerekiyor.”
Ben Korgeneralin kendisine soruyorum:
-TSK o kadar küçük bir kurum mu ki; operasyon haberini gizleyemiyor?
-Medyanın alabildiği bu haberi İsrail-ABD ve EN ÖNEMLİSİ İNGİLİZ istihbarat ajansları da alıp çok daha önceden PKK’ya haber veremez mi?
Askeri kanattan birisinin medyadan böyle istirhamlarda bulunması çok yadırganıcı bir durum…
TSK diyoruz, büyük ordu diyoruz, sonra da kalkmış neler diyoruz…
*
KANDİL PKK’YA MI SATILDI? ABD’NİN GERİ ÇEKİLME KARARININ ARDINDAKİ SALDIRILAR NEYİN İŞARETİ?
Saddam rejimini yıkan ABD, ordusunun bir bölümünü çektikten sonra Irak’ta kalmaya devam ediyor. Kalma nedenlerini ise ülkedeki istihdamı sağlamak ve Irak’ta oluşturulan askeri birliklere eğitim vermek olarak öne sürüyordu.
Terörü ve kimyasal silahları bahane ederek birçok ülkeye giren ABD ordusu; istila ettiği ve içinde bulunduğu ülke IRAK’ta, PKK’yı terör örgütü kabul etmişken neden hiçbir müdahalede bulunmuyor?
Afganistan gibi birçok ülkeye terör nedeni ile giren ABD, terör örgütünün Irak’taki varlığını neden kabul ediyor? Ve neden bundan rahatsızlık duymuyor? Yoksa Kandil PKK’ya ait bölge mi ilan edildi?
Irak’ta Irak askerine eğitim veriyoruz diyen ABD, bu bahane ile PKK’lı teröristleri de eğitiyor olamaz mı?
İsrail projesinin bir parçası olan Kürdistan aslında Kandil ve bölge civarı ile gizliden oluşturulmuş olmuyor mu?
ABD’nin çekilme kararı almasının ardından Irak’ta yaşanan saldırılar ile ABD’nin Irak’ta varlığını sürdürmesi isteniyor. Bu durumun yöneticileri olan ABD-PKK-İsrail ve İngiltere’nin bölgedeki kara amaç ve hedefleri neler?
Türkiye ile Suriye’nin arasının açılması ile, hatta Türkiye’nin Suriye’ye başlatabileceği operasyonlar konuşulurken yaşanan bu durumların manidarlığı arkasında yaşanan gizli toplantılarda neler konuşuluyor?
Böyle bir operasyonun olması ihtimali ile hem Suriye hem de PKK kanadı, Türkiye’ye bir baskı oluşturulup, arkalarında yer alan ABD-İsrail-İngiltere-Fransa-Almanya, bölgede ABD askeri üzerinden PKK ve Suriye’ye silah sevkiyatları mı gerçekleştirecek?
Suriye’nin bu tutumu arkasında İsrail’in hangi vaatleri var?
İran’ın bölgedeki dönekliği ve Türkiye’nin gelişmesindeki korkusu saf değiştirmesine sebebiyet verdi mi?
Tüm bu sorular aslında büyük bir cevap niteliği taşımaktadır…
TÜRKİYE’DE YENİ İSTİHBARAT SERVİSİ KURULMALI VE…
Türkiye’deki istihbarat servislerinin her taşının altından bir pisliğin çıkması ve vâr olan virüsün tesirinin fazla olması, Türkiye’deki istihbarat bilgilerinin dışarı sızmasına vesile oluyor.
Türkiye, bu durumun önüne ancak ve ancak temelini gizlice atıp, kadroları oluşturduğu ve tüm istihbarat servislerini bir isim altında topladığı yeni istihbarat servisi ile gerçekleştirebilir.
Bununla birlikte MİT, JİTEM ve Emniyet İstihbaratın bilgilerini birbirileri ile paylaşmaması ve istihbarat bilgi paylaşımlarının gecikmesi yüzünden yaşanan birçok trajedinin de önüne geçilmiş olacak. Zira bu konunun önüne geçilmesi için bir çalışma gerçekleştirilerek istihbarat servisleri içişleri bakanlığına bağlandı.
Her ne kadar bu durum olumlu olsa da, istihbarat servislerinin içerisindeki virüslerin varlığını devam ettirmesi, “İSTİHBARAT” bilgilerinin sızmasına, sızması da bu istihbarat servislerin var oluş amacına ters düşmektedir.
Tüm bunların önüne geçilmesi için içişleri bakanlığı bünyesinde YENİ BİR İSTİHBARAT SERVİSİ KURULMALI…
ÜÇLÜ MEKANİZMA SİSTEMİNİN EN ETKİN KOLU “İNGİLİZ AJANLARI”
Üçlü mekanizma sistemi aslında çok kapsamlı bir konu. Konunun aciliyeti sebebi dolayısı ile bu konunun önemli bir maddesini paylaşmak istiyorum.
Hepimizin bildiği efsane istihbarat servisi MOSSAD ve CIA’in aktifliği birileri tarafından deşifre edilirken neden İngiliz ajanları MI6 konusunda kimse bir araştırma yapmıyor?
ABD-İsrail ve İngiltere masa başına oturduğunda 3 önemli konu kendi aralarında pay edilmedi mi? Bunlar:
1-Finans: İSRAİL
2-Askeri Güç ve Siyaset: ABD
3-İstihbarat Savaşları ve Gizli görevler yöneticisi: İNGİLTERE
MOSSAD ve CIA, İngiliz istihbarat servisi MI6’in çalışmalarını rahatça gerçekleştirebilmesi için büyük bir gayret sarf ediyor. Keza İngiliz ajanlarının görevlerindeki başarıları, etkisini Arabistan, Ortadoğu ve Avrupa’da göstermeye başladı.
Bugün Ergenekon’un varlığının amacı olan İslam dini ve Türkiye devletinin bütünlüğü, İngiliz ajanlarının en büyük hedefi konumunda. Zira Ergenekon’un belli noktalarda Askeriye içerisinde ve dışında başarılara ulaşmasının en büyük sebeplerinden ikisi İngiliz istihbaratı ve İsrail desteğidir. Türkiye’nin devlet bütünlüğünü yıllardır bozmaya çalışan bu mekanizma başarı elde edemeye dursun; İngiliz ajanları İslam’a karşı savaş konusunda Arabistan’ı “VAHABİLİK” ile, Avrupa’yı ise “SELEFİYE” isimleri altında başarı ile kuşatmış ve göçertmiş durumda.
Bu konunun çok kapsamlı olması ve araştırmaların devam etmesi dolayısı ile bu konuyu burada kapatmak net bilgiler için yararlı olacaktır.
EK: Şu bir gerçek ki; Türkiye’nin PKK’ya saldırması, PKK söz dinlemediğinde ABD’nin PKK’yı dizginlemesi için kullandığı en önemli kozdur…
(ŞEHİT OLAN ASKERLERİMİZE ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM. PKK YANİ İSRAİL-ABD-İNGİLTERE-ALMANYA’YI DA ENSEFLE KINIYORUM!)