Bu karışık ve kötü ortamda finansal piyasalar tarih yazıyor
IMKB 100 endeksinde hedefler / Dünyada borsalarına paralel) hızlıca geçildi ve 34700 endeks seviyesi görüldü. Artık bu noktadan sonra mantıklı bir yatırım stratejisi oluşturmak endeksin daha da yukarı gideceğini yorumlamak mümkün değil. Ama biz nice yükselişler gördük ki piyasa gerçeklerinin ötesine taşınan…
Düşüşlerde olduğu gibi yükselişlerde de mantık dışı davranışlar sergiliyor borsalar. Bundan sonrası hislerinize kalmıştır. Yorumcuları fazla dinlememek lazım.
Reel faizlerin tarihi seviyelere düştüğü, dövizin sakinleştiği bu ortamda alternatifsiz kalan borsalara bir giriş var. Yurtdışından yatırım yapan kurumsal yatırımcılar zaten kriz öncesi ciddi boyutlarda hisse senedi portföylerine sahipti. Onlar mevcut pozisyonlarını azaltmadan ve/ veya arttırmadan hisse fiyatlarının yükselmesini teşvik ediyorlar.
Gerek raporlar gerekse işlemlerle bunu sağlayabiliyorlar. Yerli yatırımcılarda bu seviyelerden yapacak başka şey bulamamaktan dolayı alım yapıyor. Ama ne yazık ki piyasaların reel koşulları bu yükselişleri desteklemiyor. Özellikle ticaret ve üretim ortamının çok düşük profilde seyrettiği bu günlerde, işsizlik sorunlarının had safhada olduğu şu zamanda, borsaların büyük bir coşku ile yükselmesini mantıkla açıklamak zor.
IMKB100 Endeksi 17 Ekim 2008 haftası 20912 seviyesini görmüş ve 9 Mart 2009 da, da 22583 görmüş. Bugün 34600 civarlarında yaklaşık en dip seviyeye göre % 53 primli. Bu kadar yükselmesi gerekiyordu ise ( ki değişen çok fazla bir şey olmadı Mart ayına göre ) neden o kadar düşmüştü? Bunuda açıklamak-anlamak zor. Çok kısa bir sürede, IMKB’ nin 2 ay dolmadan bu kadar prim yapması korkutucu geliyor piyasa profesyonellerine. Bunun için de çok hızlı hareket eden ve son zamanların en yüksek işlem hacmine ulaşan borsalardan çekinmemiz ve dikkatli olunması gereği ortaya çıkıyor.
Aman ha yine çarpılmayalım. Sonra herkes “çok kazanacağım harika olacak” diyerek, yanlış yapıp “borsa bir oyun, bir kumar” diye, diye hem kendilerini hem de muhtemel yatırımcıları haksız yere hisse senedinde soğutmuş oluyor.
Reel faizler mevcut yapıya göre çok düşük. Bu durum yatırım yapmak için avantajlı ama hangi pazara dönük yatırım yapacağız? Hal böyle olunca yeni yatırım yapmak için uygun pazarlar ve piyasalar bulamayınca, büyümeyi yatırımla değil tüketimle canlandırmamız gerekecek. Acaba tüketimle büyümeyi körüklemek ekonomimize ne kadar faydalı? Tüketmek üretmeden ve bugünkü değil gelecekteki gelirleri hedefleyerek tüketmek ne kadar doğru? Kriz ortamlarında bize öğretilen tasarruf etme gerekliliği ilk defa bu global kriz döneminde bir kenara bırakılmış görülüyor. Nedense herkese “tüketin” diyor. Krizin kaynağı yeterli harcama yapamayan-yapmayan- hane halkı deniliyor…
Yapmayan mı? Yapamayan mı?
Müsrif olmak ile tasarruflu olmak arasında gidip gelen ahaliler ne yapacağını şaşırdı…
Kredi kartı, tüketici kredileri ile boğuşan vatandaş şimdide “hem borcunu öde hem de harcamaya devam et” denildiği için şaşırıyor. Şaşırmakla da kalmıyor, aynı zamanda işsiz kalıyor. İşsiz adam nasıl olacak da harcayacak? Hadi harcıyor diyelim, nasıl borcunu ödeyecek? Sene sonu işsizlik oranlarında rekor beklenirken, ekonomide daralmalar beklenirken, herkesin işinin ne kadar zor olduğunun düşünüyorum.
Bu yüzden; sadece “faizler düşüyor dolayısı ile bankalar çok kar yazacak” mantığı ile alınan banka hisseleri dışında borsa niye bu kadar yükseliyor? diye düşünüyorum. Biraz gelişmeleri görmek ona göre yatırım yapmak lazım diyorum.
Temkini elden bırakmayın diyorum.
Bol kazançlı günler dilerim.
Faruk BAKAÇ farukb@orionfinance.eu