Kentsel Rekabet ve Kamusal Yatırım Politikalarındaki Sapmalar
EDİTÖRDEN
Değerli okurlarımız;
Bu gün, toplumsal bazda gittikçe artan bireyselleşme eğilimleri sadece belli bir ülkenin değil dünya yüzündeki bütün ülkelerin, toplumların sorunu haline gelmiştir. Toplumsal bazdaki bireyselleşme eğilimleri ulaşım ve iletişimin tetiklemesiyle egoizme, israfa ve korkunç boyutlara varan çevre kirliliğine neden olmaktadır.
Tıpkı toplumsal – bireysel bazda süregelen bu eğilimler, böylesi bir toplumların mekanlarına ve onun yöneticilerine de yansımaktadır. Her tek kişilik veya iki kişilik bir evde hemen hemen bütün ev gereçleri bulunmaktadır. Yakın geleceğe kadar en az dört kişiden oluşan bir aile, büyük ailelere göre lüks olarak algılanırken, bu gün adına aile bile diyemeyeceğimiz evlerdeki tek, iki veya en fazla üç kişilik birliktelikler için varolan yaşam kalıpları bu gün için lüks olarak algılansa da çok yakın gelecekte olağan şekilde algılanmaktadır.
Şu halde, bu günün aileden bozma tek, iki en fazla üç kişilik birlikteliklerin içinde bulunduğu sosyo ekonomik kalıplar ve bunun sonucu gittikçe dramatik boyutlara varan kaynak israfı kentlerin alt ve üst yapılarının oluşmasında, kentsel rekabet tabanlı kamusal yatırımların savurganca yürütülmesine, kentsel mekanların yöneticilerinin de bu kalıba göre, söz konusu yatırımları ETKİNLİK ve VERİMLİLİK ilkesini göz ardı ederek hizmette yerellik ilkesini (sübsidiyariteyi) önemli ölçüde dejenere ederek ya da süiistimal ederek avam tabiriyle “kel başa şimşir tarak” türünden kamusal yatırımlar yapmaktadırlar.
Sözde kentsel rekabet üstünlüğünü elde etmek için, ulusal bazda kamusal kaynakların verimsiz kullanılmasına neden olan POPÜLİST, POPÜLİST olduğu kadar sistematiklikten uzak bu tür yatırım politikaları bir taraftan israf ekonomisini tetiklerken bir taraftan da önce ulusal sonra küresel çevre kirliliklerine, kent estetiği üzerindeki dejenerasyonlara neden olmaktadır.
Yaklaşık olarak her dört yılda bir yapılan yerel seçimler bu şaşkın ve anormal kamusal hizmet politikalarının çarpan ve hızlandıran faktörü olmaktadır.
Örneğin, 20-30 bin nüfuslu bir belediye, ölçek ekonomisine, (coğrafî) çapına, nüfusuna, gelirine bakmaksızın, asfalt fabrikası kurmaya, katı atık işleme entegre tesisi kurmaya, atıksu bütünleşik arıtma tesisi kurmaya girişebiliyor. Enerji santralleri kurmak için uluslararası işbirliklerine girişmek istiyor.
Bu nedenle yereldeki kentsel rekabet, ulusal bazlı bu tür irrasyonel kamusal yatırımlarının koordine edilmesi ve sırf kentsel rekabet kaygılı veya popülizm kaynaklı anormal yatırımların merkez tarafından kontrol ve koordine edilmesi gerekmektedir. Bunun için de, daha önce kimsenin sıcak bakmadığı bölgesel yerel yönetim birlik(telik)lerinin ve hatta Yerel Yönetim bakanlığının kurulmasını gerekli hale getirmektedir. Aksi takdirde bu günkü kentsel rekabet orijinli hormonlu yerel kamusal yatırımlar devam ettikçe önü alınmaz daha büyük felaketleri beraberinde getirecektir.
Önümüzdeki sayıdaki gündemimiz, kent ve kent kimlikleri üzerindeki küresel baskılar olacaktır. Bu günden itibaren yaz sayımıza yazı gönderecek bilim insanlarının konuya odaklanmalarını bekliyoruz.
Makale Formatları ve Hakemli İlk Sayımız:
Değerli okurlarımız ve yazarlarımız;
Bu sayımız ilk kez hakemli olarak çıkmaktadır. Bahar sayımızın gecikmesinin esas nedeni, bu standarda ilk defa geçiyor olmamızdan kaynaklanmıştır. Bundan sonraki sayımızın dönemi içinde gecikmeksizin devam edeceğini bildirmek isteriz.
Bu sayıda da hakemli ilk sayımız olması münasebetiyle makalelerdeki format ve standartlaştırma faktörlerinde içerik ve teknik olarak içimize sinecek şekilde tam bir editasyon yaptığımızı söyleyemeyiz. Ne var ki, bundan sonraki süreçte makale yazarlarımızın bilim insanlarımızın ve hakem heyetimizin daha hassas olacaklarını biliyoruz.
Dileğimiz, ülkemizin şanına yakışır medeniyet seviyesini bir an önce yakalamasıdır.
Saygı ve sevgilerimizle.