Kapitalizmin yeni finans tezgahları ve geçen hafta yaşanan finansal fırtınaların sonuçları;
Geçen haftalar Dubai de yaşanan finansal fırtına bir an bütün dünyayı etkileyecek bir felakete sebep olmak üzere iken, aniden normalleşme hatta ondan öte iyileşme gösterdi. Burada farklı tartışmaların ucunu açan bir süreç başladı. Acaba kapitalist egemen dünya yeni bir oyun mu kurdu? Ve bu oyunun içinde yeni kaybeden ve kazanan mı oldu?
Bilinir ki Dubai projesi aslında bir İngiliz projesidir. Hong Kong’un Çin ana kıtasına devredilirken merkezde bir yerde finans ve iş dünyasını regüle edecek ve deniz aşırı ticareti kontrol edecek, aynı zamanda finansal operasyonları da kolaylıkla yapılabilecek bir nokta arayışına giren İngiliz koloniyal güçleri, ABD desteği ile birlikte enerji kaynaklarının göbeğinde yer alan Dubai emirliğini merkez seçtiler. Bütün seçkin yöneticileri İngiliz olan ve bir Holding edası ile yönetilen bu Emirlik kısa bir sürede bütün finansal imkanların akabildiği bir merkez olmuştur. Öyle ki hemen yanı başında Katar da konuşlanan Kalıcı Amerikan Üssü ile korunmakta, çevrede yer alan bütün uluslararası aktörlere hitap etmekte ve hiçbir finansal ve hukuki kısıtlamaya tabi olmadan gerçekleştirilen ticari faaliyetlere konu olmaktadır. Çılgın ve ultra lüks projelere her zaman kaynak bulmuş bir emirlik olan Dubai’nin son krizi de 25 Milyar USD lik bir borç yapılandırılmasının konuşulmasından çıktığı gözlemlenmekte.
Piyasaları biraz takip edenler 25 Milyar USD nin ne Dubai ne de Dünya için ciddi bir rakam olmadığını anlayabilir.
İngiliz oyunumu?
Bütün bu dalgalanma ve anlaşılmaz kriz yapısını başka temel faktörleri de var elbette. Fütursuzca yapılan gayrimenkul yatırımları, getiriş ve geri dönüşü hesaplanmayan yatırımlar, dünyada yaşanan likidite sorunu, bütün bu sarmalın kredi düzeni ile kurulmuş olması gibi. Ama bunların yanında da bu cazibeli ve pırıltılı bölgede ciddi yatırımları ve varlıkları bulunana IRAN, Rusya, Çin hükümet ve yatırımcılarını da unutmamak lazım. Özellikle IRAN’ın bölgeden ciddi miktarda ticaret organize ettiği bilinmektedir. İngiliz oyunu burada devreye girmiş IRAN ve diğer ülke varlıkları bu borç dalgalanması içerisinde piyasa raconu ile adlandırılan bir yöntemle sirkelenmiştir diyebiliriz.
IMF anlaşması olursa neden olur?
Batının bütün kurumları ile üstü kapalıda olsa sorun yaşayan AK Parti hükümeti, kendini çok bağlamayacak bir IMF anlaşmasını onaylayabilir. Bunda amaç bir taşla birkaç kuş vurmak olabilir. Son dönemlerde Eksenini batıdan doğuya veya başka bir yöne çevirmekle suçlanan ve diğer bütün batı kurumların da sorunlar yaşayan Türkiye, kendini çok bağlamayacak ve zaten sorunlu reel sektör finansmanını ile kendi işsizlik önlemlerine çare bulmak, bir yandan da her gün büyüyen bütçe açığını daha kolay ve ucuza finanse etmek için buna gerek duyabilir. Ülke olarak Türkiye, IMF anlaşmalarını bitiren Brezilya, Rusya, Meksika gibi diğer ülkelerle kendini karıştırmaması gerekir. Bu ülkeler dış ticaret fazlası veren, doğrudan doğal kaynaklarının satarak net para girişi sağlayan ülkeler. Bizim gibi ulusal varlıklarını satmak zorunda olup birde iç ve dış borçlarının çevirmek zorunda da kaldığı ülkeler değildir. Bu bakımdan Türkiye kendi gerçeklerini görüp en azında bir süre daha bu düzen içinde kendini disipline edecek ama aynı zamanda da teslimiyetçi olmayacak bir anlaşmaya evet diyebilir. Bunun içinde görüşmeleri beklemek ve izlemek faydalı olacaktır. Son dönemlerde yapılan yorumlarda bu tür bir gelişmenin olabileceği izlenimini alıyorum…
Piyasalar……
Mali piyasalar geçen hafta olumlu seyretti. Özellikle, IMF dedikodusu, Yurtdışında ki olumlu hava birde Türkiye’nin FITCH tarafından notunun yükseltilmesi IMKB yi de olumlu etkiledi. IMKB 100 endeksi bayramdan sonra 50,000 seviyesine dayandı. Bu noktada biraz bu seviyeyi hazım etmesi gerekiyor. IMKB endeksini takip edenler 48500 destek seviyesini izlemesi bu seviye aşağı kırılırsa bir süre daha satış baskısı altında kalabilir olasılığının göz ardı etmemesi gerekir. Bunun yanında Endeks Yılbaşına kadar 51500- 48500 aralığında dalgalanabilir. Bazı analizler IMKB 100 endeksinin orta vade de 55.000 e kadar tırmanma olasılığını gösteriyor. TL’nin bu süre zarfında değerini korumasını bekliyorum. Yeni yılda da TL güçlü konumunu sürdürecektir. Faiz seviyesinde çok ciddi değişiklikler beklemiyorum. IMF anlaşması gibi major bir olay olursa belki yeni olumlu seviyeler oluşabilir.
FED başkanı bernanke tarzı bir yorum getirirsek olara; “Piyasaların kötü olma ihtimali iyi olma ihtimalinden azdır…”
Faruk BAKAÇ