Kara Kış, Kara Günlerin Arifesi

Ülke olarak hatta kıta olarak kışın zirvelerini yaşamaktayız. Tıpkı ramazan geldiğinde insanların bir ay boyunca bloke olması gibi, kar görülür görülmez bir ton bahaneler, ertelemeler, aksamalar paketi karşımıza çıkmakta. Tembel ve üşengeç insanlar için kara kış çoğu zaman büyük kurtarıcı olup çıkmakta. Özellikle randevular, toplantılar, mesailer, eğitim öğretimler, etkinlikler iki santimlik kar yağışına kurban edilmekte. Diyecek bişey yok tabi. Tembelliğimize doymayalım dileğinde bulunsam bir ucu bana dokunacak. Tembelliğimize doyalım artık temennisi en makul olanı.Bu işin gündelik yaşam boyutu. Bir de küresel boyutu var ki bu tam bir kabus aslında. Kara kışın ortasındayız ama hala karı görmemize rağmen sonbahar ve kışa özgü uzun uzun sağnak yağışları göremedik bir türlü. Sanki gök kurudu bitti. Bu günler elbette ki kavurucu yaz günlerin susuzluğunun görünümleri.Yolculuklarınızda baraj yanından filan geçerseniz kafanızı camdan dışarı çevirdiğinizde göreceksiniz ki, barajlar kış ayı olmasına rağmen büyük oranda boş. Kenar havzaları ya dibinde ya da çatlamış çamur tabakaları size acı acı bakmakta. Şu an için hiç sorunumuz yok. Her şey yolunda. Biz insanoğlu olarak her zaman felaket gelmeden tedbir almamakta direniriz. Oysa ki büyük insan Hayrettin Karaca her nefesinde dile getirdiği gibi Türkiye’de Avrupa’da Amerika’da Asya’da Afrika gibi, Güney Amerika gibi, çöl olmakta.Kuraklık dalga dalga burnumuzun önüne kadar yaygınlaşmakta. Bundan on sene önce klima kelimesi anlamsız ve lüks bir kelime ise, bu gün için bir ihtiyaç maddesi haline gelmiştir. Gelecek üç sene içinde klima zorunlu ihtiyaç maddesi haline gelecektir. Tıpkı buzdolabı, mutfak ocağı gibi.

Kitlesel küresel kabus bilim adamlarının aksine tahmin edilemeyecek derecede hızla üstümüze yürümekte. Ben bunları yazdıktan sonra yine hiç bir şey değişmeyecek, yine Ahmet Fidan politika yazmamış olacak ama, politikanın sıcaklığı küresel ısınmanın sıcaklığına göre buz gibi kalmakta. Yeter ki biraz daha ilerisini görmeye çalışın.

Uyanın ey insanlar. Felakete doğru koşuyoruz. Herkes küresel ısınmaya karşı ne yapılacaksa bireysel olarak üzerine düşeni yapsın. Bir insan neyi değiştirir diye sakın düşünmeyin. Bu günlerde en ifrit olduğum cümle bu. Bir insan çok şey yapar. Çok şey yapar, çooook!
Bilinçli yarınlar dileğimle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

print

Bir cevap yazın