Bir okurumuz (ismi saklı) “uzun zamandan bu yana çalıştığı işyerinden kıdem tazminatını alarak ayrılacağını, ancak işverenin kıdem tazminatını taksitle veya senetle ödemek istediğini belirtmiş. Okurumuz bunun kabul etmeme veya faiz isteme hakkım var mıdır?” diye soruyor.
Konu gerçekten hassas. Çünkü bir yanda ekonomik kriz nedeniyle çekini ödeyemediğini için hapis yatan işverenler, öte yanda ise geçimi için en büyük güvencesi emeği olan işçiler var.
Kıdem tazminatının, genel olarak iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte ödenmesi gerekmektedir. Ancak, kıdem tazminatı bazen iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte ödenmemekte veya ödenememektedir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde, tam olarak ödenmesi zorunludur.
1475 sayılı İş Kanunu’nda kıdem tazminatının ödenmesinin gecikilmesi halinde faiz özel olarak belirlenmiştir. Kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde ise, mahkemece faize hükmedilmektedir.
Mahkemece, İhbar ve diğer işçilik hakları için temerrüt tarihinden veya (temerrüdün ispat edilememesi halinde) davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faize hükmedilmektedir.
Ancak bu faiz oranı kıdem tazminatı için akdin feshinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz olarak belirlenmektedir.
Kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde, işçinin iş mahkemesinde dava açması gerekmektedir. İş mahkemesinde, hakimin fesih tarihinden veya işçinin ölüm tarihinden itibaren kıdem tazminatının gecikme süresi için mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte ödenmesine karar vermesi gerekir (İş K. 14/XI). Mevduata uygulanan en yüksek faizin tespiti de Merkez Bankası ve diğer bankalardan yazılı bilgi talebiyle yapılmaktadır.
Söz konusu gecikme faizi hesaplanırken, işçiye sanki kıdem tazminatı derhal ödenmiş de, işçi bu parayı o anda en yüksek faizi veren bankaya yatırmış gibi işlem yapılacaktır. Kıdem tazminatı için faiz başlangıcı iş sözleşmesinin fesih tarihidir.
***
Taksitle ödeme
İşçi ve işverenin uzlaşmaları durumunda, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi olanaklı bulunmaktadır. Kıdem tazminatının taksitlendirilerek ödenmesi halinde, gecikme faizleri ödeme tarihleri dikkate alınarak hesaplanır (Yargıtay 9. H.D. E.1992/15138,K. 1993/5687,T. 13.4.1993.) Yargıtay’a (Yargıtay 9. H.D. E. 1992/196, K. 1992/5126, T. 11.5.1992) göre, işçi taksitler halinde ödenen kıdem tazminatı için geçmiş günler faizi isteyebilir. Ancak, bu istemde bulunabilmek için ödemelerin ihtirazi (çekince) kayıt konularak alınmış olması gerekir. Yargıtay bir kararında (Yargıtay 9. H.D. E.1988/552,K. 1988/2731,T.8.3.1988), kıdem tazminatının taksitle ödenmesi halinde ihtirazi kayıtla alınan kısımlar için iş
sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren faiz istenebileceğini hükme bağlamıştır.
***
Faiz talebi
1475 sayılı yasanın 14. maddesi 11. fıkrasında kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemesi gerektiği düzenlenmiştir. Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde TC Merkez Bankası’na uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı fiilen uygulanmış olmadıkça dikkate alınmaz. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2007/16243, K. 2008/9366, T. 21.4.2008)
Yargıtay, kıdem tazminatının geç ödenmesi nedeniyle faiz talebine ilişkin davalarda, Borçlar Kanunu’nun 113. maddesi uyarınca asıl borç ödeme ile sona ermiş olduğunda, önceden işleyen faizleri talep hakkı saklı tutulmamış ise bu faizlerin istenemeyeceğini kabul etmiştir (Yargıtay 9. HD. E.19319, K.18808, T.30.12.1994). Yargıtay’ın bir kararında (Yargıtay 9. HD. E.2004/100, K.2004/8521, T.
15.4.2004) ibranamede vadeli de olsa çek ile ödemeyi kabul ederek faiz talebinden vazgeçmesinin geçerli olduğu, üç ay sonra faiz talep hakkından vazgeçme iradesini geri almasının BK. 113/2. maddesi uyarınca faiz istenme hakkını saklı tutma olarak nitelendirilemeyeceği, kıdem tazminatı hakkı doğduktan, yani fesihten sonra verilen ibranamenin geçerli sayılacağı, belirtilmiştir.
Yargıtay 1996 yılında aldığı bir kararda (Yargıtay 9. H. D. E. 1996/12984, K. 1996/15358, T. 4.7.1996), toplu iş sözleşmesi ile kıdem tazminatı ödemelerinin otuz gün gibi kısa süre içinde yapılacağı hüküm altına alınmış ise bu süre içinde yapılan ödemeye gecikme faizi uygulanmayacağını ifade etmiştir. Faiz ödemesindeki gecikme nedeniyle Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesine göre
tekrar faiz yürütülemeyecektir. Yargıtay’a göre, kıdem tazminatının geç ödenmesi nedeniyle gecikme faizi istenebilecektir. Ancak, faizin geç ödenmesi faize faiz yürütülmesine sebep teşkil etmez.
Dava sırasında kıdem tazminatının ödenmesi durumu ile ilgili olarak Yargıtay, bu ödemenin davacı tarafından kabul edilmiş olduğunu belirtmek suretiyle emredici nitelikte olmayan Borçlar Kanunu’nun 84. maddesi uyarınca asıl alacağın tamamen ödenmiş olması karşısında önce faizden sonra da asıl alacaktan mahsup yoluna gidilemeyeceği, sadece dava dilekçesinde saklı tutulan faiz için hüküm kurulması gerektiği sonucuna varmıştır.
***
İhtirazi kayıt
Noter kanalıyla kıdem tazminatının geç ödenmesinden doğacak faiz hakkını saklı tuttuğunu bildiren işçi ödeme sırasında ihtirazi kayıt koymamakla bu hakkını kaybetmez. (Yargıtay 9. H.D. E.1992/2211,K. 1992/9293,T. 8.9.1992 )
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2008/9-179, K. 2008/165, T. 27.2.2008 sayılı kararında; ibranamedeki “…İş bu ibranameyi, ileride doğabilecek kanuni haklarım saklı kalmak kaydiyle… imzalıyorum…” ifadesiyle; ödemenin yapılması gereken tarih ile, fiilen yapılacağı tarih arasındaki sürede işleyen faizi talep etme hakkının, daha ibraname tarihinde saklı tutmuş olduğunun kabulü gerektiğini hükme bağlamıştır.
Hizmet akdi feshedilen davacı kıdem tazminatının ödenmemesi üzerine bu tazminatın ödenmesini, yasal haklarını saklı tuttuğunu ve yapılan kısmi ödemeleri öncelikle faiz ve giderlere sayacağına dair davalıya dilekçe vermiştir. Bu istem Borçlar Kanunu’nun 84. maddesinin uygulanmasını gerektirir. Davacıya kıdem tazminatları taksitler halinde ödenip, gecikme nedeniyle faiz alacağı gerçekleştiğine göre isteği doğrultusunda yapılan ödemelerin ilk önce faiz alacağına sayılması gerekir.(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2003/1699, K.
2003/12804, T. 7.7.2003)