Kişi Kendini Neden Satar ?

Yazımın başlığını okuyup cinsel fanteziler umanlar fena bozulacaklar biliyorum ama ben başka satışlardan bahsedeceğim size. Kişi nasıl satıyor kendini ?

İnsan satar mı kendini, kendini satana insan denir mi ?

Belki de bunların satışının yanında en masumu kalır fahişelerin ki.

İşte en muamma soru bu burada.

 Ben geleceğini satanlardan bahsediyorum, yani satışların en fenasından.

Çünkü bugün kendi ellerimizle kendi dillerimizle yarınımızı inşa ediyoruz.

Farkında olsak da olmasak da gerçek bu.

Uyuyan ile uyanık olanın aralarındaki fark burada işte.

Çocuğuna eğitim vermeyen aile, sakatına,yaşlısına,yoksuluna önem vermeyen akraba veya komşu farkında olsa da olmasa da geleceğini satıyor demektir.

 Her gece evine sarhoş gelip çocuklarının önünde karısına küfredip döven bir baba yaşlılığının cehennemini hazırlıyor demektir. Ben tv de çok üzücü haberleri seyrederken ağlayan kişilerin şunu düşünmelerini isterim hep. NERDE HATA YAPTIM diye bir düşünsene diye hep içimden geçer.

 Kayahan’ın güzel bir şarkısında dediği gibi BEN NERDE HATA YAPTIM?

Bunu maalesef söyleyemiyor bir çoğumuz.

Bütün bir yıl okulunu asan bir öğrencinin karnesindeki kırık notları  klorakla silip hepsini PEKİYİ yazması gibi toplumdaki çoğunlukta ne zaman bir gerçeğin duvarına toslasa hemen bir sihirbaz çıkagelsin ve değneğiyle bir hokuspokus yapıp yanlışı düzeltiversin hayalinde yaşıyor. Yok böyle bir şey. Hayatın gerçeklerinde böyle bir şey olmaz olamaz. Bu hayalperestlikten kurtulmak gerekir. İçki içersen karaciğerini, sigara içersen akciğerlerini, çok tuzlu yersen kalbini böbreklerini, çok tatlı yersen sağlık dengeni kaybedersin bu bir bilimsel gerçektir. Hiçbir sihirbaz değneği bekleme. Aklın mükemmel yaratılmış senin, düşün sadece ve fark et ki senin sihirbaza ihtiyacın yok. Geleceğini satma.

  Hani meşhur bir söz vardır. ECELİ GELEN KÖPEK CAMİ DUVARINA İŞER diye. İşte o duvar GERÇEĞİN duvarıdır. Gerçek gerçektir ve körler duvarı görmedi diye duvar yer değiştirmez. Ama bu gerçeğe kör olanlar o kadar kör ki, duvara toslayınca utanmadan üste çıkma yüzsüzlüğüyle yine duvara küfrediyorlar. Allah akıl fikir versin ne diyem.

 Hele o yöneticiler yok mu o yöneticiler.

Rüşvet,iltimas,yolsuzluk,riba,rantçılık,istismar,tefecilik ve mafyalaşmada yarışanlar.

Hayallerinde ipekli gömlek giydiklerini zanneden ama aslında ateşten gömlek giydirilmiş o körler.

Adil ve dürüst olmadıklarında kendilerine nasıl bir cehennem hazırladıklarının farkında bile olmayan gafiller.

Deccalın zulüm saltanatına ortak ve destek olanlar. İnsanların sırtlarında gezen keneler.

Ve bu keneleri taşıyan gafil sürüsü. Şakşakçı ekibi.

Sizler bedenlerini satmak zorunda bırakılmış fahişelerden daha masum olamazsınız.

Ülkeyi satmak beden satmaktan bin kat daha ihanettir.

14 Eylül 2009 Pazartesi

UĞUR ÖZALTIN

print

Bir cevap yazın