Önce bendeki kadın anlayışını ifade etmeliyim. İnsanı eşraf olarak yaratan rabbim kadında ve erkekte bazı sıfatları ile tecelli eder.;
Kadın Allahın “ rahim “ sıfatını taşır. Ve ya Rahim sıfatı ile kadında tecelli eder. Kadın rahminde insanı taşır. Her ne şekilde olursa olsun kime hamile kalırsa kalsın sonuçta kadın bir annedir ve rahminde rabbin bir kulunu taşımakla görevlidir. Aynı şekilde erkekte de Rahman sıfatı tecelli eder.
Bu konuyu derinliğin bir cilt kitapla ancak ifade edebilirim. Bu yüzden esas konumuza dönelim
Bu sebeple insanlığın her işe “ besmele” ile başlaması Rahman v e rahim sıfatlarının, hem kendiden de ki tecellisinden hem de rabbin kâinatı kucaklayan bu sıfatlarının himayesine sığınmasından kaynaklanmaktadır.
İnsanlık doğduğunda eğitime muhtaçtır. Eğitim kişinin kendini keşfetmesidir. Her ne kadar da eğitim öğretim birlikte anılsa da eğitimle öğretim aynı şey değildir ve birini diğerinin içine koyarak diğerini yok sayamayız. Yani öğretime ağırlık vererek eğitimden nasipsiz bir nesil ortaya çıkaramayız.
Eğitim çocuğun kendi özüne yönelmesi ve kendi değerlerli ile yaşamayı şuur haline getirmesidir. Bunun öğrenmekle olmaz. Hayatı tarz ve estetik hale gelmesidir. Böylece milli ve dini duyguları günlük yaşantısına yansıyarak yaşamayı başarır.
Öğretim ise bilgiye ulaşma yollarını öğrenmesi ve bilgiye ulaşmasıdır.
Hayvanlar yavrularını eğitmezler. Çünkü her hayvan fıtratı üzerine doğar. Hayvan fıtratı dışına çıkamaz. Anneleri ona sadece öğretir.
İnsan öyle değildir. İnsan daha karmaşık bir yapıya sahiptir ve sürekli olarak fıtratı dışına çıkmaya müsaittir. Kuran da ki “ Bel hum adal” kavramının kaynağı da budur. Demek ki insan nesli eğitime muhtaçtır
Eğitici insana fıtrat aşılamaz. Sadece fıtratı terbiye eder
Zaten dinlerin geliş sebepleri de insan içindir insan eğitimi içindir ve insan fıtratı terbiye etmeye yöneliktir.
İnsanlık ne zaman ki ilahi emirlerden uzaklaşarak kendi ürettiği fikirlere kapılmıştır. Bu durumda daima yoldan çıkmış sapıtmış ve insanlık dışı katliamlara, faihişe hayatlara, zulüme ve köleliğe sebep olmuştur
Tarih bu tür örneklerle doludur.
Sadece ahlaki anlamda değil. Yaratılış hikmetlerini kendi mantığı çerçevesinde yorumlayan insanlık, Das kapitalizmle Karl mark sı yaratılış hikmetlerini tersinden yorumlayan Darwinist ve insanlığın gaye ve ufkunu uçkur seviyesine çeken Freud gibi felsefecilerin akımlarına kapılmış ve sadece bunların ürettiği sebeplerle kan gövdeyi götürmüş nice insanların zihin alemi kararmış ve dinsiz olmuşlardır. İmasız kalmışlardır
Kuran ve Hadisler kadın erkek ilimin her insana farz olduğunu vaaz eder.
Bu manada her Müslüman kız olsun erkek olsun çocuklarını çağın bilgileri ile donatmak zorundadır. Buna mecburdur. Aksi halde o çocuk bilgiyi zaten başka yerden alır ve beklide yanlış ellerden alır. Özellikle günümüzde bilgiye ulaşmak çok ucuz ve kolaydır.
Kutad Kubilig;” Bilgi misk kokusuna benzer gizleyemezsiniz” der.
Ancak temel eğitimi vermediğiniz çocuğa bilgi yük olur.
O zaman IKRA suresinin yani OKU emrinin gereklilikleri yerine getirilirken İslam ahlak anlayışını temelden çocuğa kazandırmak mecburiyetindeyiz. Yarın karşımızda satanist, sabataist belki de Yahudi veya Hıristiyan olmuş bir evlat görmek istemiyorsak buna mecburuz. Bunlar da değil sadece. Hem Müslüman’ım deyip hem de İslam ın ahlak ve faziletinde yoksul bir evlat ile karşılaşmak istemiyorsak Resulullah ın şu sözlerine kulak vermeliyiz
“ Çocuklarını seviniz ancak, onları ahlaklı büyütünüz”
“ Seviniz” he r şeyin başı sevgidir. Sevgisiz bir şey olmaz. Arkasından
Allah resulü “ ancak “ diyerek dikkatlimiz ahlaki yapılanmaya çekiyor.
Sevgi ve ahlak. Neyi seviyorsak onun ahlaki boyutunu
Tabi bu İslam ahlakı. Kuran ı kerim ahlakı. Batı ahlakı değil,
Çocuklarımızı ve özellikle kız çocuklarımızı mutlaka okutmalıyız. Ama burada okumak fiilini ucuz, pırasa fiyatına sistemin bahşettiği ve bunu bahşederken de iffet ahlak, samimiyet ve namus kavramlarını yitirmiş bir diplomadan bahsetmiyoruz.
Diploma almak çok kolay. Eğer bunun adı okumaksa o zaman geriye yaslanıp ne kadar Müslüman’ız bunu gözden geçirmek gerek
Yüzde seksenden fazlasının Müslüman olduğu bir ülkede, karma eğitim modeli küçük azınlıkların ahlak anlayışı ile dayatılmaya devam ediliyorsa burada İslam ahlakı ile okumak fiilinin tezat teşkil ettiğini görürüz.
Her fıtratı kendi asli yapısı içinde eğitirler
Bu sebeple karma eğitim hem bilimsel anlamda yanlış hem fıtrat çerçevesinde yanlış hem de ahlaki anlamda yanlıştır
Yanlışta ısrar etmek ise bu millete ihanettir
Son olarak dediğimiz şu. Kız çocuklarımız okutalım.
Kalabalıkların orasında bile asaleti iffeti, zarafeti giyimi kuşamı ile doktor hemşire, mühendis, pilot olarak görelim kızlarımız
Ancak İslam ahlak ve fazileti insan olmanın şuuru ile.