Kontrollü Kaos

Biliyorsunuz, sözcüğün Türkçesi karışıklık, karmaşa, ama ben kaosu tercih ettim. Sanki kaosta daha bir derin anlam varmış gibi. Sanki, kaos gelinen noktada geçmişin izleri varmış gibi bir anlam veriyor.Kaos denetlenebilirse, bir kuvvete dönüşür elbet.

Motor silindiri içindeki yanmayı düşünün. İçerdeki moleküller tam bir kaos içindedirler. Yanma tamamlandığında(patlama) bir işe dönüşür.

Halkımızın, içinde yaşamaya mecbur kaldığı, bu “kontrolü kaos” sonunda yeni bir durum alacaktır elbet. Tüm kaoslar sonunda bir düzene, tüm düzenler de bir kaos-a dönüşür.

Batı emperyalizminin, Türkiye’yi “kontrol edilebilir istikrarsızlık” içinde tutması yeni değildir. Ancak eşbaşkanların ve Soroz’un çocuklarının işbaşında olması onların denetleme işini daha kolay yapmasını sağlamaktadır.

Peki bu kaos halkımıza hangi araçlar ile yaşatılmaktadır.

Türkiye’ye ekonomik entegrasyon(bütünleşme) uygulayan Batı, kültürel olarak biz “öteki” olarak algılamaktadır.

Emperyalizm ekonomik olarak entegre eder, ama içine almaz. Mesela, AB’ye tam üye yapmaz. Sen Kürtleri içe katmaya çalışırsan, olmaz sen Kürtleri asimile ediyorsun der. Asimilasyon aslında eşitlemedir.

Ekonomik entegrasyon ile kaosun nasıl işlediğine gelin yakından bakalım.

Emperyalizmin ekonomik entegrasyonu aslında “temsilcilerin bütünleşmesidir.

Mesela, Amerika’nın kendisi Hıristiyan olduğu halde, Müslümanlara özgürlük isterken aslında cemaatlere özgürlük ister. Cemaatçi dayatmalara ses çıkarmaz. Onun derdi, teslim alacağı cemaati temsil eden kişidir. Kişiyi teslim alınca, cemaati istediği gibi kullanacaktır.

Onun için de, Müslümanların tümünü temsil edecek bir temsilci aramaktadır. Onun içindir ki, Fethullah-ı tüm İslam Aleminin temsilcisi yapma uğraşı içindedir. Onun için Hıristiyan kiliseleri Siyasal İslam ile iyi ilişkiler kurma çabasındadır.

Laikleri tehlikeli görmesi bundandır. Çünkü halkın laikliğinin sola, sol milliyetçiliğe giden bir yönü vardır.

Amerika hep teslim alacağı bir temsilci peşindedir. Onu teslim alınca koskoca bir halkı teslim alacaktır.

Ekonomik bütünleşmeden(entegrasyon) kastı, büyük sermaye sahipleri ile bütünleşmektir. Yoksa onların çalıştırdıkları işçiler ile değil.

Cemaat destekli solu entegre ederken de, aynı amacı güder. Onun için Amerikancı sol ortaya çıkar.

Emperyalizmin işi, bir cemaati, bir sivil toplum örgütünü, bir sendikayı, bir partiyi, bir devleti temsil eden kişilerledir.

Bu kişileri bütünleştirdiniz mi, sömürü çarkları işler.

Kontrolü kaos her zaman kaosu kontrol edenlerin elinde kalmaz. Bazen de denetimden çıkar.

Er ya da geç bu kaosun içinden çıkacağız. Ancak bu çıkış, kaos yaşatan kurallar ile olmayacak. Zaten kaosun kuralları ile yaşayabilseydik buralara gelmezdik.

Kazanın basıncı denetimden çıktı.

Sadece bu kazanın basıncını artıranlar değil, bu durumu seyredenler de zarar görecek.

print

Bir cevap yazın