Bazı yazar arkadaşlarımız “bu bir insanlık krizidir” diyorlar.. Haklılar. Ama hiç bir insanlık sorunu sistemlerden bağımsız değil ki…
Kapitalizm egemenliğini “”masum” kavramlarla gizlemeye çalışır..
Egemenlik zorlaştıkça “reform” der, “yeniden yapılanma” der,ülkeleri kendi süreçlerine çekmek için, “yapısal uyum” diye programlar dayatır..
Bugünlerde İstanbul’da IMF ve Dünya Bankası Toplantıları sürerken Kitle Örgütlerinin açıklamaları da benim bu görüşü doğrulamaktadır:
Şu uzun alıntılara biraz zaman ayırın lütfen ve isabetteki doğruluğa bakın..
“Dünyanın birçok yerindeki diğer ezilen halklar gibi, sizin ne olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Siz Yirminci Yüzyıl‘da inşa edilmiş küresel zorbalarsınız. Siz sadece sermayenin ve iktidarın sesisiniz;…iki küresel sermaye örgütüsünüz.”
”
Bu ülkenin halkları temsil ettiğiniz ideolojiyi hiç bitmeyen istikrar programlarınızla, yıllarca emekçilerin alın teriyle üretilmiş kamusal varlıkları talan eden özelleştirmelerinizle, reform olarak… budadığınız sosyal haklarla çok iyi bilmektedirler.”
”
Siz Sayın IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn: Hâlâ sıkılmadan dışa açılmanın, esnekleşmenin, güçlendirilmiş bir finansal sistemin yaşadığımız krizi aşmada birincil öneme sahip olduğunu söylüyorsunuz. Tüm dünya ekonomisi 1980‘li yıllardan bu yana bugün yeniden formüle ettiğiniz söz konusu politikaları aralıksız uygulamadı mı? ABD‘de batan finans şirketleri yeterince esnek değiller miydi? Dünya halkları için utanmadan tekrarladığınız ‘istikrar’ çağrısını aynı şekilde ABD için tekrarlayabilecek misiniz? Yoksa yıllardır dünyanın tüm coğrafyalarında yaratılan değeri kendi topraklarında tüketime çeviren, devasa açıklar veren ABD için ‘ne yapalım, oyunun kuralı bu’ demeyi mi tercih edeceksiniz?
“Sayın Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick: Mevcut krizin dünyanın her yerinde milyonlarca insanı işsiz ve yoksul bıraktığını büyük bir fütursuzlukla açıklıyorsunuz. Peki ama çeyrek yüzyıldır dünyanın her yerinde aralıksız uyguladığınız …devletleri küçültmek için amansızca desteklediğiniz özelleştirme politikalarının; eğitim ve sağlık hizmetlerini piyasalaştırmanın; çalışma yaşamı ve onun örgütlü kurumları üzerine sürdürdüğünüz amansız saldırıların; tüm dünyada sosyal güvenlik kurumlarını talan eden politikalarınızın, bu süreçte hiç mi etkisi yok? Sizin yapısal uyum olarak adlandırdığınız şey, bizlerin çok iyi bildiği gibi, genel olarak bir sermayeleştirme sürecidir. Yufka yürekli yoksulluk politikalarınız olsa olsa trajiktir. Sizin yardımseverliğiniz çağımızın ‘yoksullar yasası’dır. Utanç vericidir. Biz sizin ulufenizi değil, … yüzyıllar süren emek mücadelesinde kazandıklarımızı ve sizin bizlerden çeyrek yüzyılda… kopararak aldıklarınızı geri istiyoruz.”
”
Sayın IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn ve Sayın Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick: Bugün yaşanan bunalım, … artık tarihsel misyonunu tamamlamış bir …toplumsal sistemin yani kapitalizmin bütüncül bir krizidir ve yakın bir gelecekte derinleşmiş toplumsal krizlerle daha büyük yıkım ve acılara yol açması muhtemeldir. Bu nedenle sürdürmekte ısrar ettiğiniz sermaye yanlısı politikalar bugün olduğu kadar gelecekte de birer uygarlık suçu oluşturacaklardır.”
Bu uzun alıntılar krizin kapitalizmin bütüncül bunalımı olduğunu göstermektedir.
Görülüyor ki, sistem gün geliyor kamusal ekonomiyi bir kenara atıyor, piyasa esastır, diyor..
Gün geliyor, biz battık, öldük, devlet gelsin bizi kurtarsın diyor..
Sorun bireysel olarak insanlarda değil, sistemin özündeki mantıkta..