Küresel Krizin Dersleri

Dünyada yaşanmakta olan ağır kriz çok önemli etkilerle genişlemektedir. İnsanlara neler öğrettiğinin de bir bilançosunu yavaş yavaş çıkarmak gerekli.

1-Piyasa tanrı değildir

Uzun yıllardır piyasa “her derdin çaresidir” deniliyordu, şimdi bu efsane bir kez daha çöktü. Artık piyasa algısındaki yanlışlıkların sonucu olan krizin çözümü devletten beklenmektedir. Kapitalizm piyasa ile özdeş değildir, çünkü piyasa kapitalizmden önce de vardı.

2-Modeller insan dışıdır

Son 20 yılda piyasa ekonomistleri ve finansmancılar onlarca matematiksel denklemden oluşan hesaplar ve “modeller” yaparak insanları yatırımlara yönlendirdiler.  Yatırım, üretim kararlarında gerçek insan ve onun ihtiyaçları hep göz ardı edildi. Oysa ekonometrik sonuçlar kesin değildir..nitekim ünlü istatistikci Nassim Taleb “ Ben bu modeller palavra, batacaksınız dediğimde güldünüz, şimdi herkes layığını buluyor” demiştir.( Ergin Yıldızoğlu, 3.2.2009, Cumhuriyet)

İktisadi süreçler çok karmaşık dinamiklerle etkileşim içindedir. Toplumsal, tarihsel, siyasal ve ideolojik olgular bu faktörlerin başta gelenleridir.

3-“Verimsizlik” özel kesimde de görülür

Kaynakların etkin kullanılması için mutlaka özel mülkiyet zorunlu değildir.  Daha doğrusu verimlilik-etkinlik kavramlarının mülkiyet tipi ile doğrudan ilgisi yoktur. Bu bir yönetim anlayışı ve sistem sorunudur. Her iki (kamu-özel) mülkiyet biçiminin de olumlu ve olumsuzlukları bulunmaktadır. Son büyük kriz özel kesimin de çok büyük başarısızlıklar yapabildiğinin ilginç örneklerini göstermiştir.

4-Çözüm karma ekonomidedir

Krizin aşılmasında ulus devletlere ve hükümetlere büyük görevler düşmektedir. Çin başbakanı da Davos’ta aynı şeyleri söylemiştir: Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Wen Jiabao: “Biz 2009’da % 8 büyüyeceğiz. Uluslararası topluma 2009 için güven, işbirliği ve umut vaat ediyoruz. Çok istikrarlı bir finansal sistemimiz var. Kriz, bankalarımızı etkilemedi, çünkü toksik kâğıtlar çok azdı. Bu krizle, bizim karma ekonomi modelimizin ne kadar doğru olduğu da anlaşıldı.”(Kaynak:DavosKonuşmaları)
5-En büyük maliyeti “en alttakilere” ödetmektedirler

Dünya genelinde 50 milyon kişinin işsiz kalacağı hesaplanmaktadır.  Yıllardır küreselleşme ile iyice bozulan gelir dağılımı dengesinin bu krizin yarattığı işsizlik ile daha da artacağı kesindir.

6- Adil olmayan ekonomik gelişme yaklaşımı bunalıma yol açıyor

Davos toplantılarında “..ortak çıkarlara yönelik ahlak anlayışına geçilmesi gerektiği..” yönünde görüşler belirtilmiştir. Demek ki bugüne dek işleyen(işlediği zannedilen) sistemin adil olmadığı, aç gözlülüğün, ihtirasların krizi besleyen başlıca duygular olduğu çok yerde söylenmiştir.

7- Kapitalizm zayıfken uluslar yeni, güçlü atılımlar yapabilir

Ülkeler böyle kargaşa ve belirsizlik koşullarında kendi üretim olanaklarını geliştirici teknolojik ve sektörel atılımlar yapmalıdırlar. Örneğin Türkiye bu dönemde araştırma ve geliştirme ağırlıklı bir üretim yapılanması için gerekli incelemeleri başlatmalıdır. Buna uluslar arası koşullar bazı yönlerden uygundur.

8-Firmalar, sektörler ve ulusal karar vericiler “verimlilik atılımı” için işbirliğine gitmelidirler

Krizin oluşması ve derinleşmesi başta özel kesim verimsizlikleri olmak üzere birçok kurumun “rant arayışları” ve sağlıksız büyüme politikaları ile ortaya çıkmıştır. Bu şartlarda çözüm tüm kesimlerin “verimlilik odaklı büyüme” stratejileri ile mümkündür.

9-Daha iyi bir dünya yaratma umutları artmıştır.

Piyasa sistemini sorgulama deneyimi ve istekleri giderek çoğalmaktadır. Kriz derinleştikçe yeni dersler ve adil, güzel dünya özlemleri artacaktır.

10-Firmalarımız 1994 krizinde kaliteyi, 2001 ‘de verimliliği, bu krizde de yenilikçiliğin önemini anlamaya başlamışlardır.

print

Bir cevap yazın