Dün gece uzuun bir aradan sonra fanatikleriyle birlikte bütün Türkiye, Kurtlar Vadisi Dizisinin karşısına kitlendi.
O kadar aradan sonra ve dizi tatile girdikten sonraki Ergenekon operasyonu sürecindeki gözaltıların başlamasıyla akıbeti, senaryosu kararterleri, olayları ve olay yerleri daha da bir merak konusu olan dizide bu sefer başından sonuna bir burukluk vardı. Bu durum, hem temadan, hem kararkterlerden, hem de oyunculardankaynaklanyıordu.
Aslında oyuncuların başarısızlıklarından değil rollerinden de bir etkilenim vardı. Çünkü yıllardır esip gürleyen, bir şekilde her şeyin üstesinden gelen baş rol karakteri, bu sefer tam anlamıyla acınacak haldeydi. Neyse ki dizinin sonuna doğru karakterin ilaçları almayıp rol yaptığı tam olarak anlaşılınca fanatikler ohh beee diyebildi.
Aslında dizi metin ve senaryo yazarı bu bölümle izleyici kitlesininin biraz daha bilenmesini istemiş olacak ki, diziyi izlerken oturdukları koltukların kenarlarını sıkıştıran insanları gördükçe bu konuda hayli başarılı olduklarını söyleyebilirim.
Gelelim Kuru Fasülyenin Faydalarına:)
Tam Ergenekon tutuklamalarının başlamasıyla dizinin tatili üst üste gelmişti. Bu yüzden Ergenekon sürecinde nelerin olacağını dizinin gidişatından çıkarsama yapamadık. Ancak şu var ki, ne Ergenekonun ne de Kontr Ergenekon un gizli ve açık diğer en önemli aktörleri deşifre olmayacaktır.
Korku filmi izleyenler çok hatırlar, bütün bir film boyunca “kötülük” rolüno oynar, son çeyreğe girince yenilmeye başlar filmin bitişinde kötülük yenilir. Ama kötülüğün yeniden canlanacağına ilişkin bir emare, son beş saniyede ya bir gözün yeniden açılması, ya bir elin yeniden kıpırdaması, ya da bir toprağın kıpırdaması ile kötülüğün/kabusun her an devam etmekte olduğu mesajı verilir.
Pek tabiki hayatta kötülük ve iyilik birbiri peşinde. Ergenekon sürecinde de ekonomik gücü arkasına alan veya onun üzerinden hareket eden “şer güçler” gerçek hayatta alabildiğince gizlediği aktörlerini ve/veya piyonlarını koruyacaktır. Asıl kendisi artık istemediği çöpe atmak istediği kişileri deşifre edip güncel olayların içine sokacaktır. Dizinin bitişinin de ben bu mantık zinciri içinde olacağını bekliyorum. Çünkü kurtlar bulanık havayı sever. Son noktanın bulanık bırakılması hem film mantığının hem toplum psikolojisinin hem de egemen (şer) güçlerin işine gelecektir.
Minik bir parantez:
Ergenekon’un ipinin başının Washington DC görünümlü İsrail uzantılı bir düzleme vardığını hayal edersek, “Konrt Ergenekon” sürecinde de üzerine atıflar yapılan sadece Türkiyeye değil dünyaya yerleşmiş bulunan F. Gülen hareketine doğru bir ışık yakılacak mı acaba, yine bu mantıkla, bir kısım aydının dile getirdiği Gülen Amerika bağlantsının varsayım olarak doğru kabul edildiğinde bu durumda her iki tarafın da aynı el tarafından hareket ettirildiği anlamına geliyor. Bence bunu düşünmek hatta hayal bile etmek esas en büyük korku filmidir.
Ne diyelim, Allah gerçekten iyi niyetli olanlara yardım etsin, “iyi” ler kazansın. Sözde değil “özde haklılar” kazansın. Dualarımız da bunun üzerinedir.
Yarın da, nasip olursa Obama ile Erdoğan‘ı karşılaştıralım.
Esen kalın efendim.