Şunu asla anlayamamaktayım. Bilgi toplumunda sınırların önemi kalmayacak, siyasal sınırların sadece pasaportlar ve bayrakların dışında bir anlamı kalmayacağı gerçeği ile küresel emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki ısrarında devam etmesini anlayamamaktayım. Madem siyasal sınırlar bu kadar önemsizleşecekse, neden dünyanın ötebaşındaki birleşik devletler, Ortadoğunun göbeğine girip te operasyon yapmak istemektedir. Konu İsrail devletiyse kurulmuştur. Kültürel istila ise tamamlanmıştır. Dünyadaki bütün insanlar şu ya da bu şekilde küresel pop kültür markajına alınmıştır. Neden bunca gayret.
Birleşik devletler, şu ya da bu şekilde Kuzey Irak’ı ortaya çıkarmıştır. Bu çocuk doğmuştur. Çok yakında bütün dünya devletleri tarafından birer birer bağımsızlığı tanınacaktır.
IRAK’IN İÇ KARIŞIKLIĞINI BAHANE EDEREK KİTLE İMHA SİLAHLARINI BAHANE EDEREK ÖNCE IRAK’I VAR EDİP SONRA IRAK’I DÖVEREK BURADA TEKRAR İKİNCİ BİR DEVLETÇİĞİ DOĞURAN BİRLEŞİK DEVLETLER OYUNUNU TAMAMLAMAKTADIR. TÜRKİYE’NİN BU OYUNU MUTLAK SURETTE BOZMASI GEREKMEKTEDİR. BU OYUNUN BOZULMASI İSE, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ BU GÜN HAVA SALDIRISINI KARADAN DEVAM ETTİREREK DURUMU TAMAMLAMIŞTIR. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN GİRDİĞİ YERDEN ÇIKMAMASI HER AÇIDAN GEREKLİDİR ÖNEMLİDİR.
Büyük harflerle yazdığım bu satırlar kesinlikle emperyalist bir psikoz değildir. Tam anlamıyla yamacımızda doğmuş olan KÜRDİSTAN bebeğinin devşirilerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi uydu devlet haline getirilmesi temel amaç olmalıdır. Buna ülkemizin gücü yetmektedir. Zira bu yeni ve zorla doğurulan devletçik Misak-ı Milli sınırlarımız içinde olan Musul ve Kerkük merkezli bir yapılanmadır. Bu gelişmelere Türkiye asla ve asla kayıtsız kalamayacağı gibi lakayıt ta kalamaz.
Hükümet nasıl ki karadan Kuzey Irak operasyonuyla Türban Yasasını aynı güne getirip karambolle oldu bittiye getirdiği gibi, aynı şekilde karadan Kuzey Irak operasyonuyla oraya girilip orada sonsuza kadar kalmalıdır. Bu açıdan Türkiye’nin özelde Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele amacı, son derece güzel bir makyajdır. Bu makyaj ülke iç politikasında da Türban yasasını oldu bittiye getirmiştir. Bu konuda hükümeti kutlamak gerekmektedir. Zira dış politika ile iç politikadaki fay hattını aynı güne denk getirerek bir taşla iki kocaman KARGA vurmuştur.
Yalnız yine cari olan tartışılmakta olan Vakıflar yasasını daha önceden geçirilmiş olan Gayrımüslimlerin Mülk Edinmesi yasasını üst üste getirirseniz beyninizde birkaç şimşek çaktırır belki. Bizde millet olarak çok uzun dönemli plan yapma özelliği gelişmemiştir. Ancak bizde bu özelliğin gelişmemesi dünyanın süper gücünün de bu özelliğinin gelişmemiş olmasını gerektirmez. Birleşik devletlerin ülkesinden çıkıp ortadoğuya girmesi, önce İsrail devletini doğurup sonra Kuzey Irak’ta sözde Kürdistan devletini doğurtup daha sonra da Türkiye’yi AVRUPA BİRLİĞİ DAYATMASIYLA bile bile lades dedirterek Ege, Akdeniz ve güneydoğu Anadolu bölgesini maddi manevi ele geçirmektir. Belki ifademi nostaljik bulacaksınız ama, Birleşik Devletler, dört koldan ARZ-I MEV’UD u gerçekleştirmektedir.
1. Kol: Zoraki Kürdistan
2. Kol: İsrail
3. Kol: Türkiye vb. ülkeler üzerinde uzun vadeli mülk edinme politikası,
4. Kol: Kültürel emperyalizm.
Son maddemiz zaten son yüz yıldır baskın olarak düzenli olarak yapılmaktadır. Kitle iletim ve iletişim araçlarıyla ulusun bireylerinin karakterine yavaş yavaş işlenmiştir.
Ülkemizi yönetenlerin basiretli olmasını her zamankinden daha çok diliyoruz. Bu aşamada en azından kendimin durumu yazmak ve temennide bulunmaktan başka bir yapacağı bulunmamaktadır.
İrade ve bilinç dileklerimle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.