İstanbul Büyükşehir Belediyesi metrobüs projesini “yüzyılın projesi” olarak adlandırdı. Eh hala milattan kalma banliyö trenlerini kullanan, hafif metro sistemini ise yine “tren” mantığı ile algılayan ve çağdaş toplu taşıma konusunda – birçok konuda olduğu gibi – hemen hemen hiçbirşey bilmeyen çoğu 40 yıldır “din” adına cahilleştirilmiş, beyni paramparça edilmiş Türkiye ve İstanbul halkı gözleri taşlı projeyi onayladı, sevdi, destekledi. Bu kitlenin bu adamları bu kadar göklere çıkartıyor olmasının ana gerekçesi, bu adamların “ ağızlarının dualı” olduğuna inanmaları. Yani bir tür “kendilerinden”, yani “onlar” gibi ama zaman ay be ay, yıl be yıl gösteriyorki bu adamlar ağızlarında saçtıkları salya miktarınca saltanat düşkünüler, hemde en görgüsüzünden, inanmıyorsanız başbakan ve cumhurbaşkanı eşlerine ve çocuklarına bir bakın. Bir başka gerekçe ise “ağzı dualı” bu adamların kendilerine kazık atmayacakları . . .
Gelgelelim işin astarı öyle değil. İstanbul’un AKP’li ( a ke pe diye okunur – bu ülkeyle ilgili o kadar az şey biliyor ki … başta dili … TÜRKÇE TÜRKÇE!!! birileri hatırlatsa bari) belediye başkanı ve yalaka grubunun “uygundur” onayı verdiği projenin, Üniversiteler tarafından bilimsel gerekçelerle sakıncalı bulunması “komünistler, Allah’sızlar ( çünki Türkiye’de kömünist = Allahsız) çekemiyorlar, taş koymaya çalışıyorlar” diye değerlendirildi. Sonunda proje büyük bir hız ve çok ciddi hem alt hemde üst yapı değişiklikleri ile hayata geçti.
Biz bu ülkenin ve bu kentin insanları, yapılan her işte bir “avanta” olması gerektiği kuralını bildiğimiz için, bu projede de böyle şeyler olcağını tahmin etmiştik ama daha önceki projelerde – kör topal bile olsa – bir “işe yaralık” bulmuştuk ama bu proje tam bir yüzkarası. Hele İETT müridi – pardon – Müdürü’nün gazetecileri toplayıp “bakın işte çalışıyor, siz yalan yazıyorsunuz, abartıyorsunuz” gösterisi, seyir esnasında bir metrobüsün bozulması ve Müdür’ün büyük bir pişkinlikle ( bunu tarikatlarda özel ders olarak veriyorlar sanırım: Yüzsüzlük, pişkinlik, saldırganlık) “yanlış düğmeye basılmış, ondan” demesi ile bitince, tanesi 1 milyon 200 bin Avro’luk yatırımın nasıl bir batak olduğu daha net ortaya çıktı.
İşin bir diğer acı yönü, Hollanda’dan alınan otobüsler, hattın açılış gününe yetişmeyince, Mecedes marka, Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük otobüs fabrikası olan Mercedes Benz Hoşdere fabrikasında üretilmiş körüklü otobüsler kullanılmaya başlandı. Ama sonradan ortaya çıktı ki 600 otobüslük ana sipariş Mercedes Almanya fabrikasına verilmiş. Eh adamlar haklı böyle bir salaklık varsa tabiki kaymağı onlar hakedecek, doğal olan da bu ! ! !
Yani kısaca “çok pahalı” diye reddelilen “tek ray” tren sistemini reddeden arkadaşların bunu neden reddettiği anlaşıldı. Yol mühendisliği ve müteahitliği, işçiliği, malzemesi, çalıştırılması çok “cezbedici” olan metrobüs, oldu sana “METROFOS” ! Ama tabi bu biz sade vatandaş için geçerli . . .
Hikaye öylesine doğurgan ki eşele eşele bitmiyor. Hatırlayalım:
İ.T.Ü’nün ( itü diye okunur ve herhangi bir edepsizliği yoktur), “İstanbul’un yolları için uygun değildir” kararını sallamayarak kendi organının ( burnunun) dikine giden İBB ( İstanbul Büyükşehir Belediyesi – ibb diye okunur ve bakın şu işe ki bunun da herhangi bir edepsizliği yoktur), Aytekin Kotil’den bu yana alışkanlık halinde süregelen, Bedrettin Dalan döneminde zirve yapan “avanta” yöntemini ( vurgununu) bile kat be kat geçti. ,
Bir de işin yapılma yöntemi var:
Bu kadar aptalca, göstere göstere, hatta bağırta bağırta, yüzünde o utanmaz, arlanmaz, edepsiz gülümseme ile, karşı çıkan herkesi “Allahsız, dinsiz,” ilan ederek bizi dolandıran başka bir başkan daha hatırlamıyorum. Politikacının kişiliğidir; bu adamlar hayasız, yüzsüz, edepsiz, arlanmaz, kişilikleri son derece zayıf, paranın ucunu gösterdiğinizde istediğiniz her işi rahatlıkla yaptırabileceğiniz adamlardır. Öyle din için, Yaratan için, halk için, vatan için, naralar attıklarına bakmayın. Kürsüden inip komisyon toplantısına girip, Yahudi’ye gözünü bile kırpmadan toprak satan adamlardır bunlar. Ama politikanın raconudur. Çaktırmayacaksın. Herkes bilecek ama kılıfın hazır ve sağlam olacak ki rahat edesin. Gerçi bu akepeliler ( ben artık heralde edepsiz değil aşağılık bir herifim) bunu da bilmiyorlar, eski “takkeli liboşlar, eski tüfek kömünistler çok daha uzmanlar bu “kılıf” işinde.
Yani kıssadan hisse; bu sakat bile olmayan çocuğu koydular önümüze hangi ilişkiden peydah ettilerse . . .
Ama beni esas kudurtan metrofos destekleyicileri. Bayılıyorum onlara. Baş cümleleri “ Valla ben bindim süper ! “ ölüyorum bu cümleye. Kendi bindi, beğendi ya, tamam işte, aynı anda hem vatandaşlık hem Müslümanlık görevini layığı ile yerine getirdi ya, tamam işte.
Tabi bir de biz varız; Komünist, Allahsız, pis herifler grubu . . .
Ne diyelim. Herkisin bildiği laftır:
“HER MİLLET HAK ETTİĞİ GİBİ YÖNETİLİR !”
Mavi Günler