Modern Eşkıyalık

Tarsus’ta bir zamanlar büyük bir market vardı. Şimdi ismi ve sahibi değişti. Bu marketin içinde de küçücük bir banka şubesi vardı. Markete her girişte bu banka görevlileri, xxx bankası kredi kartınız var mı diye yolumuzu keserdi. Bu bankanın kredi kartı için 2 defa müracaat etmeme rağmen bana kart vermediler. Herhalde benim bir yamuk tarafımı görmüşlerdi. Tuhaftır, onların gördüğü bu yamuğu 6 banka görmemiş ve bana kredi kartı vermişti.

Aradan yıllar geçti. Yaklaşık 1 ay önce cep telefonumu 444’lü bir numara ısrarla aradı. Sonunda cevap verdim. Arayan, o bana kredi kartı vermeyen banka’nın görevlisiymiş. Size kredi kartı vermek istiyoruz dedi. Bir dolu ahiret sorusundan sonra, peki dedim ben de size bir şey sormak istiyorum. Bankanız, kredi kartlarından, herhangi bir isim altında yıllık kullanım ücreti alıyor mu? Cevap: Evet, yıllık 35 YTL aidat alınmaktadır. Bu sırada konuştuklarımızın kayıt altına alınıp alınmadığını sordum. Alınıyormuş. Bunu öğrendikten sonra, bak kardeşim dedim. Ne zaman aidat almaktan vazgeçerseniz o zaman arayın beni. Bu şartlar altından kartınızı istemiyorum.

Aradan 1 hafta geçmişti ki, bir kargo şirketinin elemanı bir zarf getirdi, kredi kartı şifresiymiş. Sanki ben telefonla konuştuğum banka görevlisine tamam bana kredi kartı gönderin demişim gibi kredi kartının şifresini göndermişlerdi. Bir gün sonra cep telefonuma bir SMS geldi. Kredi kartınızın şifresi elinize ulaşmıştır, en kısa sürede kredi kartınızda ulaştırılacaktır yazıyordu. Gerçekten 3-4 gün sonra yine aynı kurye firmasının elemanı elinde bir zarf ile çıktı geldi. Kapalı bir pakette kredi kartı ve yanında, bankada oturulup doldurulması gereken önlü arkalı yaklaşık 8 sayfa kart sözleşmesi. Onu imzalayıp kartı öyle alacakmışım. Ciddiyetsizliği görüyorsunuz değil mi? Sözleşmede yıllık kart ücreti yazan bölümü buldum ve okudum sonra sözleşmeyi ve kartı almayacağımı beyan ederek iade ettim.

Uygulanan sistem aynı, insanalara okuma fırsatı vermeden bir dolu yükümlülükler içeren belgeleri ayak üstü imzalatıp onları soymaya çalışmak. Bir bakın, işlek caddelere, alışveriş merkezlerine. Stand kurmalar, canım koca banka yanlış bir şey yapmaz zaten düşüncesinden hareketle insanaları aldatmaya çalışmalar.Yazık, bankacılığımız ne hale gelmiş.

Olay bitti diye sevinirken, yaklaşık bir hafta sonra yine o 444’lü numaradan aradılar. Kredi kartını neden iade ettiğimi sordular. Gerekçemi söyledim. Telefondaki vatandaş artık kredi kartımın açıldığını, eğer istemiyorsam iptal ettirmem gerektiğini söyledi. E tamam iptal edin dediğimde de,bu işlemi kendisinin yapamayacağını eğer istersem bu işlem için başka bir numaraya aktarabileceğini söyledi ve aktardı. O kişiye de yaklaşık 40 dakika dil döktükten sonra kartın iptal edilmesini sağladığımı düşünerek derin bir nefes aldım.

Bir hafta sonra aynı bankanın Tarsus şubesinden bir bayan iş telefonumu arayarak TC kimlik numaramı sordu. Bu bilgiyi neden almak istediğini sorduğumda, bankalarında bir hesabım olduğunu ve sadece TC kimlik numaram olmadığını söyledi. Çıldırmak işten değil. Ya kardeşim, benim sizde hesabım yok ve size de bu numaramı vermem için bir sebep yok dediğimde, pardon hesap değilmiş, size nakit avans kartı gönderilecekmiş dedi. Böyle bir kart istemediğimi, bankalarına özel gıcığım olduğunu, bir daha beni telefonla ararlarsa veya herhangi bir kart gönderirlerse, beni taciz ettikleri gerekçesiyle bankalarını mahkemeye vereceğimi söyleyerek telefonu kapattım.

Bu konuşmanın ardından 3 gün sonra bizim kurye elemanı elinde bir zarfla yine çıkıp gelmez mi. Bu memlekette katil olmak o kadar kolay ki. Abi yine xxx bankasından kart geldi, şuraya bir imza alayım dedi. Önüme kart sözleşmesini ve içinde kredi kartı olan bir zarf bıraktı. Boş gözlerle baktım. Kurye elemanı anladı hemen, tamam abi iade değil mi dedi ve getirdiği kâğıtları toparladı gitti.

Merak ettiğim bir başka konu da, sadece, annemin, babamın, kardeşimin ve eşimin bildiği, faturası başka isme kayıtlı numaranın bana ait olduğunu bu insanlar nereden bilirler.

Eskilerin bir lafı vardır: Ben bir hırsız tuttum. Ben hırsızı bıraktım, hırsız beni bırakmaz. Şimdilik bu bankanın adını yazmıyorum. Eğer bir daha bu knoudaki ısrarlarını sürdürürlerse yazmakla kalmayıp, ruh sağlığımı bozdukları için de mahkemeye vermeyi düşünüyorum.

Eskiden eşkıyalık zormuş, at al, silah al, dağa çık, av bekle. Şimdi kur bir banka, gönder kredi kartlarını, modern eşkıyalık yap. Oh ne ala memleket.

print

Bir cevap yazın