Mücadele Kitleselleşirken…

Ordu ile savaştılar.

Halkı aşağıladılar.

Yargıda kullanabildiklerini kullandılar. Kullanamadıklarını sorguladılar.

İşçiyi köleliğe mahkûm ettiler.

Açılımlar ile Amerika’nın hizmetkârı oldular.

Sokakların arenaya dönmesine izin verdiler.

Çadır mahkemeleri kurup, PKK’yı aklamaya kalktılar.

Parti başkanlarını, aydınları, gazetecileri, rektörleri Ergenekon diye Silivri’ye taşıdılar.

Dergileri gazeteleri kapattılar.

Halkı, durup, sürekli bunları seyreder sandılar.

Bir süre öyle de oldu. Ancak biriken aşağılanma geri tepti ve icraatını göstermeye başladı.

Memurların bir günlük uyarı grevi ile başlayan kitle eylemlerine, Demiryolları işçileri ve Tekel işçilerinin direnişi ile devam edildi.

Üç gündür devam eden Tekel işçilerinin direnişi bu gün Abdi İpekçi parkında polis ile çatışmaya dönüştü. Kürt açılımı koordinatörü Beşir’in talimatı ile havuzun soğuk sularında devam etti.

Peki, polise müdahale talimatı neden bu gün verildi.

İşte kritik soru budur.

Bu soruya kendimiz cevap verelim. İşçilere olan destek her geçen gün artmaya ve kitleselleşme başladı. Bunu gören siyasi iktidar durumun kendileri açısından hiç de iyi olmadığı değerlendirmesini yapıp acımasızca müdahaleyi gerçekleştirdi.

Demokrasi maskesi aslında çok öncelerinde düşmüştü ama bu kez, protestoya katılan milletvekilleri ve büyük halk kitlesinin gözleri önünde cereyan etti.

Şimdi bir hususu hatırlatmama izin verin. Hani bu halktan bir şey olmazdı, hani bu halkın çoğu korkmuş ve kabuğuna çekilmişti?

Peki, bu destek nereden geldi?

Siyasi iktidarın içerideki birkaç işbirlikçi soytarı ve Amerika’dan başka dayanacağı hiçbir şeyi kalmadı.

print

Bir cevap yazın