Ülkemizde kamu yönetimi Teknokratlar tarafından yürütülmektedir.
Teknotratlar teknik olmayan okul mezunu olup bunlar devletin “idari, mülki, emniyet içişleri, dış işleri, işletme, finans, teftiş, adli“ görevlerinde karar mekanizmalarında yer almaktadırlar.
Teknik lise mezunları teknisyen, teknik iki yıllık yüksekokul bitirenler tekniker, dört yıllık teknik üniversiet bitirenlere de mühendis ve mimar denilmekte olup bunlar devletin “teknik hizmetlerinin yürütülmesinde ve az sayıda da teftiş görevlerinde” yer almaktadırlar.
Kamuda bazı çalışma alanlarını ele aldığımızda:
1. İçişleri Bakanlığı: Merkez teşkilatı, Mülkiye müfettişleri ve illerde Valilikler, ilçelerde Kaymakamlar vasıtası ile Başbakan, Bakanlıklar adına görevlerini yürütürler. Görev alanları idari ve tekniktir. Mülkiye müfettişleri de idari ve teknik konularda teftiş görevlerini yerine getirirler. Valiler görevlerini vali yardımcıları ile birlikte yaparlar. Görevleri idari ve teknik alanları içine almasına rağmen; mülkiye ve hukuk mezunu olan valiler teknik görevleri de yerine getirmeye çalışırlar.
Valilerin teknik olan görevlerini mühendis olan bir vali yardımcısı ile birlikte yürütmesinde yapılan işlerin sağlığı açısından yarar bulunmaktadır. Mülkiye müfettişleri de mülkiye ve hukuk mezunudurlar. Görev alanlarında bulunan dairelerin teknik denetimini de yapmaktadırlar. Teknik olmayan birisinin teknik teftiş ve denetimi yapması yanlıştır. Bir çok yanlışları meydana getirmektedir. Bu tür teknik denetimlerin mimar ve mühendislerce yapılabilmesi için bu kadrolara mimar ve mühendislerde atanmalıdır.
2- Adalet Bakanlığı: Adaletin temini için kurulan bu bakanlığın asli unsuru olan hakim ve savcılar hukuk nosyonuna sahip hukuk fakültesi mezunu bürokrattırlar. Bu görevlerini yerine getirirken dosyalardaki bir takım konuları bilirkişilere havale ederek bu raporlar doğrultusunda davaları karara bağlarlar. Dava konuları kişilik hakları, ceza, ticaret, iş, kadastro, gayrimenkul, inşaat, kamulaştırma, borçlar, devletlerarası hukuk konularında yer almaktadır. Burada da görüldüğü gibi dava konularının bir kısmı teknik bilgi ve nosyonu gerektirmektedir. Bunların sadece bilirkişi raporu ile sonuçlandırması sorunu çözmemektedir. Kaldı ki bilirkişilik konusu da bütün boyutları ile masaya yatırılıp yeniden düzenleme yapılması gerekmektedir.
Mahkemeler ve yüksek mahkemeler ihtisas mahkemeleri haline dönüştürülerek, davalar ihtisas mahkemelerine yönlendirilmeli ve teknik nosyonu gerektiren mahkemelerde çift hakim görev yaparak veya kurulsa bu hakimlerden bir tanesinin mimar veya mühendis olması sağlanmalıdır. Böylece daha bilinçli ve hukuk + teknik gözle davalar incelenerek karar safhasına gelinebilir. Adaletin kusursuz olarak temini için bu gerekli ve şarttır. İhtisas Mahkemelerine mimar ve mühendis kökenli hakimlerinde atanması davalara ve mahkemelere yeni bir bakış tarzı getirecektir.
3- Teftiş-Denetleme Kurulları ve Müfettişler: Bu kurullarda görev alan denetleyici ve müfettişler teknik ve idari konularda denetim yapmaktadırlar. Teknik nosyona haiz olmayan müfettişlere teknik konularda denetim yetkisi verilmektedir. Bu yanlıştır. Teknik olmayan birisine teknik denetim verilmemeli, bu görevler mimar veya mühendis olan denetim ve müfettişlerce yapılmalıdır. Bu konularda hassasiyetle durulmalıdır. Aksi takdirde çok yanlış raporlar verilmekte veya raporlar sürüncemede kalmaktadır. Bu konu kural haline gelmelidir.
4 – Devletin yönetimi sadece teknokratların elinde olmamalı, karar mekanizmalarında mimar ve mühendislerde yer almalıdır.