Onlar peygamberlerin vârisleridir derler. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Âlimler ilimleri nispetince peygamberlerin varisleridir.”
Hiçbir müspet vaaz ve irşadı bulunmayan sözde mürşit, turistik tesis sahibi, köy ağası olmak ne zamandan beri âlimlik sayılır oldu. İlimsizliklerini, kendilerine keşf ve ilham olunduğu iddiasıyla kamufle eden bu deccallar İslam ümmetinin belasıdır.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) elini eteğini öptürüp Allah için kılını kıpırdatmayan bir peygamber miydi ki onun vârisi denilenler, saltanat sürüyor, ümmetin ne bilgisizliği ile ne musibetleri ile ilgilenmiyorlar, Allah’ı memnun etmek için hiçbir şey yapmıyorlar? Bunlar olsa olsa Müseylimetü’l Kezzâb’ın vârisleridir. Haksız ve yalancı bir peygambere, haksız ve yalancı vârisler yakışır. İnsanlar dinleri hususunda aldatılmış ve cahil bırakılmışken, dünyaları hususunda aldatılmış, memleketleri işgal edilmiş ve oluk oluk Müslüman kanı akarken, onlar mal peşinde makam peşindedir.
Vârisi oldukları Müseylime, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hayattayken Medine’ye gelmiş ve peygamberlikten bir hisse istemişti de, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) “değil peygamberlikten bir hisse, şu elimdeki dal parçasını istesen vermem” demişti. Bunun üzerine Rasulullah(sallallahu aleyhi ve sellem)’ın vefatını beklemiş ve sonra peygamberliğini ilan etmişti. Ebû Bekr (radıyallahu anh) ve askerleri onun haksız davasını onu öldürerek sona erdirdiler. Müseylime’ye elindeki dal parçasını vermeyen peygamber, -“biz seyyidiz, peygamber soyundanız” iddiasında, post sahibi olma şehvetiyle hemhal olan- bunları mı kendisine varis kılmıştır. Allah’ı inkâr etmese bile Müseylime’yi peygamber kabul edenler nasıl İslam’dan çıkarsa, peygambere vâris olduklarına inandıkları deccalların anlattıklarına inanan, emirlerine uyanlar da öylece İslam’dan çıkarlar. Çünkü Allah ancak kendisine ibadeti ta’zimi, tesbihi emretmiştir, onlar ise Allah’ın kullarını ilah gibi yüceltmiştir. Allah resulüne itaati emretmiştir, onlar ise şeyhine itaati Rasulullah(sallallahu aleyhi ve sellem)’a itaatten üstün saymışlardır. Tıpkı Müseylime gibi peygambere vâris olma iddiasında olan nice deccallar ümmeti ifsat etmektedir. Buna rağmen ne bir Ebû Bekr ne de Müseylime’yi geberten Vahşi (radıyallahu anhuma) hayatta olmadığından, bu deccalların saltanatı babadan oğla sürüp gitmektedir.