Kadınlar veya erkekler evlilikte veya ticarette neden aldatırlar ?
Bu yüzyıllarca süren ve felsefecilerin saçlarını ağartan derin sorulardan birisidir bence.Kadınlar tarafı da erkekler tarafı da hep karşı tarafı suçlayarak işin içinden çıkmaya çalışmış.
Maalesef felsefeci bile olmuşlar fakat işin içinden çıkamamışlardır.
Ben aldatan kişilerdeki kimliğin bir fıtrat sorunu olduğunu düşünüyorum ve bu aldatma fiilinin yalancılık ile namkörlük karışımı bir fıtratın sebep olduğunu düşünüyorum.
Yalancılık ve namkörlük nedir ilk önce onu inceleyelim. Yalan söylemek demek bir hakikatı örtmek, gizlemek, olayı saptırmak demektir. Nam- körlük ise hakikati görmemek, verilen nimetin değerini bilmemek, nimeti verene küfretmek, eskilerin sözleriyle söylemek gerekirse EKMEK VEREN ELİ ISIRMAK veya YEDİĞİ ÇANAĞA ETMEK demektir. Bu tür kişilere çok rastlamışsınızdır. Mevlana hazretleri Mesnevi de KÖYLÜ İLE ŞEHİRLİ bir hikayesi vadır ve bu hikayede nam-ı körün tarifini o hikayede şahane yapmıştır. Bu nam-ı körlere İYİ GÜN DOSTU da denir. Nasreddin hocanın YE KÜRKÜM YE olayı yine bu nam-ı körlere bir göndermedir.
Adiyat Suresi
6- Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.
7- Ve kendisi de buna şahittir.
8- Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır.
ABESE Suresi
17- O kahrolası insan, ne nankör şey.
18- O yaratan onu hangi şeyden yarattı?
19- Bir damla sudan, onu yarattı da biçime koydu.
Kaf Suresi
24- (Allah iki meleğe buyurur ki:) “Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!
25- İyiliklere (sürekli) engel olan, saldırgan, şüpheciyi.
26- O ki Allah’ın yanında başka ilâh edinmiştir. Haydi ikiniz birlikte onu şiddetli azaba atın.”
27- Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: “Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi”.
28- Allah buyurur ki: “Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarıcı göndermiştim.”
Furkan Suresi
50- Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
Sebe Suresi
16- Fakat onlar (şükürden yüz çevirdiler) bakmadılar. Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik ve o güzelim iki bahçelerini buruk yemişli, ılgınlık ve içinde biraz da sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik.
17- Bunu onlara nankörlüklerinin cezası yaptık ve biz hep böyle çok nankör olanları cezalandırırız.
Tek nimetle yetinmemek, kendine helal olanla doyurmayıp başkasının malına, parasına, karısına, kocasına askıntı olmak nasıl bir nam-ı körlüktür ve bu Kuran-ı Kerimde hiç anlatılmış mıdır ?
Evet anlatılmıştır.
Bakara Suresi
61- Hani bir zamanlar, “Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.” dediniz. O da size “O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır.” dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet Allah’dan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Evet öyle oldu, çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı.
Tek çeşit yemeğe razı olmayanlar tek eşe razı olurlar mı hiç ?
Haram tatlı gelir bu tarz fıtri kişiliklere. Paraları da olsa, eşleri de olsa, makamları da olsa, çocukları da olsa hep gözleri başkalarınınkindedir. Başkalarının elindekini çalmak onlara feci bir haz verir. Zevkten mayışırlar. Bu bir hastalıktır aslında. Çalmak mutlu eder bunları. Ne çaldığı önemli değildir sadece çalmaktan zevk alırlar. ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR hadisini çok düşünmek gerekir.
İster malını parasını çalsın ister karısını kocasını çalsın hırsız hırsızdır.
Birde evliliklerde mutlu olmadığını söyleyip eşini aldatanlar var ve bu ihanetinin dahi kulpunu eşine yıkmakta. Halbuki bu da büyük bir yalandır. Mutlu değilsen adam gibi boşanırsın ve sonra istediğin kişiyle yuvanı açarsın. Bu ikiyüzlüler maalesef mutsuz oldukları yalanıyla karşı cinsi tavlıyorlar. Bir taraftan evdekini idare ediyor diğer taraftan dışarıdakini. Zinaya saptığından evdekiylede nikahı düştüğünden hem evdekiyle zinada olmuş oluyor hemde dışarıdakiyle. Duble felaket yani. Mutlu değilsen adam gibi ayrıl sonra hangi cehenneme gidersen gir. Ama bular ne şiş yansın ne kebap derken dükkan yanıyor haberleri yok.