Hayatımızı, yaşamın akışına bırakmaktan söz ediyorum. Akışa bırakamıyoruz kendimizi… Yaşamı sorgulamaktan, yaşananı istemediğimiz şeyler de dâhil tutup bırakmamaktan söz ediyorum.
Neden zamanı şöyle bir yana bırakıp olduğu gibi yalın akışa bırakmıyoruz ki? Sorgulama yeteneğimizi geliştirdikte gidişe bırakma yeteneğimizi pasif bıraktık. Oysa bizim ruhen büyümemize en büyük katkısı olan şu içinde bulunduğumuz anı akışa bırakarak yaşamak.
Yaşanan her neyse yaşandıktan sonra geçip gitmesine izin vermek… Nedense hayatımızdaki bir şeyin gitmesine izin vermediğimiz zaman, bir değişim yaptığımız ve her şeyin eskisinden daha iyi bir hale gelebileceğini düşünemediğimizden acı çekiyoruz sanırım.
Artık bize hiç faydası dokunmayacak ve hizmet etmeyecek şeylerin gitmesine izin vermeyi, onların giderken kucaklayıp yolcu ederek yeniye kucak açmayı öğrenemiyoruz ve bunun için acı çekiyoruz.
Büyümek ıstıraplı hale geliyor. Ruhsal büyüme sağlanamadığı içinde en büyük ıstırap oluyor bağımsızlık…
Kolay değil tabii! Ama yeniyi kucaklamak bir akışı anlayabilirsek ne kadar kolay oluyor anlardık.
Büyüme değişim yapmayı içerir. Yeni hayatımıza yeni formlar katmak, tutumlarımızı değiştirmek, perspektifleri ve yenileri hayatımıza almak o kadar güzel ki…
Bazı insanlar sahip olukları her şeye öyle bir asılıyor ki bu yüzdende sahip oldukları şeyi dünyadaki en iyi olduğunu düşünüyorlar.
Bir düşünseler sahip olabilecekleri daha fevkalade şeyler olabileceğini… Şu bir gerçek eğer biz halen mutlu değilsek bırakmak en iyisi…
Bırakılması en zor olan bağlılıklardan biri sizin görüş açılarınıza ve yargılarınıza olan bağlılığınız olabilir. Eski, gitmek istiyorsa eğer bırakın gitsin. Siz içinizdeki küçük fısıltıları dinleyin önyargısız, bağımsız…
Fısıltıları dikkate alın ve harekete geçin, onlar içinizde haykırış haline gelmeden önce iç benliğinizi telkin edin.
Kesin tercih ve görüşlerinize sıkı sıkı sarılmayın, çünkü onlar enerjinizi azaltıp maddi ve manevi bereketinizi aşağı çeken sebeplerin en büyüğünü içeren bağlılıklardır.
Dikkat edin hangi bağımlılığınız, hangi alışkanlığınız sizi yeniyi yaşatmaktan alı koyuyor. En küçük önemsiz saydığınız bir şeyde olabilir. Arabayla tercih ettiğiniz yol dahi olabilir.
Bir gün deneyin; telkinli egzersiz yapın. Tercihlerinizi dikkate almayıp yaşamın akışına bırakın. Yalnız gözlemci olun, kendinizi gözlemleyin. Hangi alışkanlıklarınıza bağımlısınız. Eğer son zamanlarda çok şeyler ters, istediğiniz gibi gitmiyorsa bilin ki bu bağımlılıklarınızdan vazgeçmelisiniz.
Onlarsız da mutlu olabileceğinizi unutmayın. Şunu unutmayın ki bir zamanlar onlarda yoktu hayatınızda.
Bunu anladığınızda yeniden mutlu olup bir kez daha özgür olabileceksiniz. Ama onların kontrolü altına girmeden…
Daha da kendinize sahip çıkarak… Ve kendi değerinizin farkına vararak…