İnternet dünyasına adım attığım ilk günden bu yana şu ideoloji fanatiklerinden çekmediğim kalmadı. Sol olsun, sağ olsun, dinci olsun, kapitalist olsun, kominist olsun, Atatürkçü geçineni olsun hepsi de ayrı bir dünya. Sırf bunların yobaz fikirlerinden, şartlanmalı zihinlerinden dolayı çok sitede üyeliğimi sildim veya oraya uğramaz oldum. En sonunda da kendi kendimin patronu olmayı istedim ve kendi makale sitelerimi yaptım. Şimdi yazdığım yazılara ne uarı yapan bir admin var ne de açtığım konuları silen mod arkadaşlar var. Kendi kendimin hem işçisiyim hem patronu.
İdeoloji neymiş ilk önce oradan başlayalım ve benim neden bir ideoloji fanatiği olmadığım sonucuna ulaşalım. İdeoloji, siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütünü. en basit tabirle bir ideoloji, düzenlenmiş, yapılanmış bir fikirler bütünüdür.
ideoloji sözcüğü, Destutt de tracy tarafından 18. yüzyılın sonlarında “fikirler bilimi”ni tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. ideoloji sözcüğünün birçok farklı kullanımı ve tanımı mevcuttur.
CHP’NİN 40 MEVLİDİ adlı bir makalem yüzünden bir edebiyat sitesinden üyeliğimi sildirdim çünkü her üyenin şakır şakır siyaset yazısı yazdığı bir site de konu CHP olunca yazım hemen siyasi bulunuverdi ve silindi. Halbuki CHP BİTİRİLİYOR adlı makalem de bir çok konuya dikkat çekmiştim. Beni dincilik ile suçlayanlar keşke HİLKAT GARİBESİ adlı makalemi okusalardı. GAZİ VE KARABEKİR DİN KONUSUNDA ÇATIŞIYOR adlı makalemi de okuyanlar beni hiçbir ideoloji taraftarı olmadığımı anlardı. ÇIRAKLAR USTALIĞA YELTENİRSE adlı makalemde ülkemizdeki siyasetin ne kadar temelsiz olduğuna bir atıf yazıdır.
Evet ben hiçbir parti hayranı değilim. Hayatımda hiçbir partiye de üye olmadım oy da atmadım . Ülkemizdeki siyasetin yalancılıktan ibaret olduğunu biliyorum. HATASIZ KUL OLMAZ sözüne hep inanmışımdır. Hiçbir kişiyi kusursuz görmem. Ama ideolojiler liderleri putlaştırıyor, ilahlaştırıyor. İdeolojiler ellerine geçirdikleri beyinleri yıkıyor. Zihinlere at gözlüğü takıyor. Liderlerin Kölesi olmak, KUNTA KİNTESİ olmak akıllılık değildir. Liderlerin tapulu malı olmak, onları sırtlarda taşımak akıllılık değildir.
Bir insan neden dört görüşün tam ortasında olamaz ki, işte ben tam ortadayım. İnancımın gereğini yaşarım da, sosyal demokrat olurum da, ticari açıdan başarılı olmanın gerekliliğini de savunurum. Devletin kanun uygulamaları açısından vatandaşlarının inancı ne olursa olsun her vatandaşına yetki ve sorumluluk yüklemede eşit davranması gerektiği yani laik olması gerektiğini de savunurum. Devletin hiçbir etnik yapıya veya sınıfa imtiyazlı olmaması gerektiğine inanmışımdır.
Senin partin iktidardayken hırsızlığı görmezden geliyorsan, senin liderinin yalanlarını,yanlışlarını, dolduruşa gelmişlikleini, dış güçlerin kölesi oluşunu veya zayıflıklarını, yanlış politikalarını görmezden geliyorsan ve hatta o lider iktidarda başka muhalefette başka konuşuyor da sen fark edemiyorsan AT GÖZLÜĞÜN hayırlı olsun.
Her insanın hakkı başka bir insanın hakkının başladığı yerde biter sözünün uygulanması taraftarıyım. İnsan hakları sınırsız değildir. Başkalarına zarar verme hakkı olamaz. Zarar verme hakkının insan hakkıymış gibi yutturulmasına da fena bozuluyorum doğrusu. Bu konuda uygulanacak en güzel ölçü KENDİNE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİN ŞEYİ BAŞKASINA YAPMA prensibidir.
Lütfen hiçbir kişi veya lideri kusursuz zannetmeyelim. Herkes eleştirilebilir. Demokrasi eleştirilmeye tahammül etme gücüdür. İdeolojilerin taktığı at gözlüğü aynen güneş gözlüğüne benzer. Deniz kıyısında turist dikizlemekte çok işe yarar ama evimizdeki karımızı görmemizi engeller.
29 Ocak 2010 Cuma
UĞUR ÖZALTIN