Uzun zamandır açıklanması beklenen ve hükümetin bir mali programı olması açısından ve yurt içinde, yurt dışında bir referans olması açısından önemli olduğu tartışılan program nihayet açıklandı. İçerisinde bazı eksiklikler göze çarpsa da önemli bazı noktalar içeren ve mali sitemi bir bütün olarak 3 yıllığına programlayan bir metnin olması bununda çapa olarak kullanılması olumlu değerlendirilecektir. Bu noktada IMF programına gerek kalmadan Siyasi otorite de bu programa bağlı kalacağını tam bir kararlılıkla ifade ederse mali sitem istikrar içinde önümüzdeki dönemde yoluna devam edecektir. Özellikle kendine bir çapa arayan, referans noktası arayan mali sistem bu sayede bir hedef noktası ve referans alanı bulmuş olacaktır. Zaten programla hedeflenen budur. Ama burada önemli diğer hususlarda programın içinde yer almaktadır. Programda açıklanan büyüme ve işsizlik verileri ile faiz ve vergi geliri beklentileri önümüzdeki dönem mali politikalarına yön verilmesi açısından şirketlerin 3 yıllık planlarında önemli bir husus olacaktır. Kısa ve orta vadeli olarak da olumlu bir hava yaratacak olan bu açıklamaların ilk etkilerini zaten hafta sonuna doğru yaşadık.
Mali programın açıklanmasının ardından MOODY’s ve Standart & Poors’un lütüf edip not artırımı (aslında artırımı değil olumluya düzeltme) açıklaması, IMF den gelen olumlu yorumlar piyasaları özellikle faiz ve döviz piyasalarını olumlu yönde etkiledi. Dolar 1.46 seviyelerine kadar çekildi ve haftanın son günü parite etkisi ile 1.47 biraz üzerinde kapadı. Faizlerde yine rekor düşüler yaşadı. En son % 8.75 birleşik seviyelerinde işlem gören tahviller göze çarptı. Türkiye’nin 30 yıllık Euro Bondları tarihi seviyelere düştü. Tabi bu gelişmelerden IMKB de olumlu etkilendir ve 47400 seviyelerine kadar toparlanmalar görüldü. Haftanın son günü 47161 den kapandı. Bayram tatili nedeni ile pazartesi ve Salı günü piyasalar kapalı olacaktır. Yeni hafta çarşambadan başlayacak ve bu çıkış trendinin bir süre daha piyasalarda etkili olacağını düşünmekteyim.
Yurtdışı piyasalarda olumlu havada
Yurtdışında özellikle Almanya ve ABD borsaları olumlu seyrini sürdürmeye devam ediyor. Fed Başkanı Ben Bernanke’nin durgunluğun çok büyük olasılıkla sona erdiğini ifade etmesinden 1 gün sonra açıklanan ekonomik veriler toparlanma ile ilgili iyimserliğe katkıda bulundu. Birleşme ve satın alma faaliyetlerindeki artışa dair son bir gelişme, piyasadaki olumlu havaya destek oldu. Dow Jones Sanayi endeksi 9820 puandan haftayı kapayarak son zamanların en yüksek seviyense ulaştı. Kısa vade de 9400 den bu seviyeye gelen Dow endeksinin 9800-9900 aralığında biraz konsolide olmasını bekleyebiliriz. Direnç olarak 10400 e kadar engel görülmemekle birlikte 10400 kırılırsa şayet orta vadede 11.000 seviyelerine kadar yükselişin devam edebileceğini yorumlayabiliriz. ABD piyasalarında son zamanlarda toparlanma sinyallerinin gelmesi, bazı verilerde beklenenden fazla düzelme eğilimin olması bu çıkışı destekleyebilir. Kısa vadede düşüşler daha öncede tekrarladığım gibi kısa çubuklar ve dalga boyu kısa düzeltmeler şeklinde olacaktır. Hem Türkiye de hem de yurtdışı piyasalarda düşüşler, düzeltmeler kısa vadeli olacaktır diye tahmin ediyoruz. Düşüşlerde yatırımcılara açık pozisyonları sürdürmemeleri kısa karlarla hemen kapanmalarını öneriyoruz.
Kısaca olumlu hava bütün dünyada devam ediyor. Özellikle ABD – Rusya füze kalkanı gibi sorunları hafta sonu aştıklarını açıklaması, dünya da yaşanan ılımlı siyasi havanın finans piyasalarına yansıması da kaçınılmazdır. Bunun yanında petrol, değerli emtia gibi stratejik ürünlerin fiyatlarının istikrarı da mali piyasalar için önemlidir.
IMKB ve Döviz ?
IMKB teknik olarak 48000 seviyesinde ciddi bir dirençle karşılaşacaktır. Olumlu hava devam ettiği sürece bu seviye test edilecektir. Ama 48.000 seviyesi hemen geçilemeyebilir. Ayrıca 48.000 e giderken daha evvel test edilen 48.000 seviyesine gidilirken yaşana işlem miktarlarında daha az işlem miktarları gerçekleşiyor olduğundan bu bize ikili tepe riskinin oluşabileceğini göstermektedir. Özellikle 48.000 seviyesi daha düşük bir işlem hacmi ile denenirse geçilemem gibi bir durumda geri çekilme yaşanabilir. Bu durumda 48.000 seviyesinden yatırımcıların portföylerini realize etmiş olmalı ve yeni duruma göre hazırlık yapmış olmalılardır.
Hisse senedi seçerken daha çok prim yapmamış ama endeksin lokomotifi olan sanayi hisselerini seçmekte fayda var. Petrole dayalı sanayiler ile enerji hisseleri gözde olacağı gibi demir çelik ve holding hisseleri de bu dönem olumlu seyir gösterebilir. Hisse seçiminde titiz davranan okuyucularımız prim yapmaya devam eden hisseleri bazen tercih etmemektedir. Ama şunu da unutmamak lazım prim yapmayan bazı hisselerin prim yapmaması için geçerli ciddi sorunları da olabilir. Bunun yanında prim yapan hisselerde bu süreçte daha çok prim yapmaya devam edebilir. Çok prim yaptı artık almayayım demek her zaman doğru olmayabilir.
Döviz piyasası daha önceki yorumlarımızın içinde saklı olan ifadelerde yer aldığı gibi çok hareket beklenen bir piyasa değildir. Yatırım içinde kullanılmaması gereken bir enstrüman olmasına rağmen halkımızın borçlanma ve fiyatlamada hala yabancı para birimlerini kullanıyor olması bu verileri takip etmemizi gerektiriyor. Ayrıca yabancı ülkelerle iş yapan ithalat-ihracatçıların takibinde olması gereken bir veridir. Bu bağlamda yapacağımız yorum şöyledir; Döviz statik durumunun korumaya devam edecektir
Bu süreç son açıklanan orta vadeli mali programın etkisi ile de daha bir durgun hatta gevşeme ( yabancı para birimlerinin Türk Lirası karşısından değer kaybetmesi) eğilimini sürdürecektir. Kurların 1.50 üstünde seyretmesi zor gözükmekte anca k bu durumu dışsal faktörler değiştirebilecektir. Yurt dışında yaşanabilecek bir kur hareketlenmesi ve parite değişikliği kurları TL cinsinden de değiştirebilir. Bunun yanında yatırımcıların kurların önümüzdeki yıl ortalama dolar kurunun 1.60 belendiği varsayımına göre davranıp planlarını buna göre yapmasını salık ederiz. Kurları etkileyecek diğer bir faktörde faizlerin durumudur.
Enflasyon oranının senelik % 5-6 seviyelerinden beklendiği, Merkez bankasının faiz indirimine devam ettiği halde reel faiz oranının yüksek kalacağı ve uluslar arası piyasaları da faiz oranlarının % 1 -2 seviyelerinde seyrettiği ortamda kurların sıcak para politikalarına maruz kalarak baskı altında kalmasını beklemek mantıklı olacaktır. Kurlar ancak bu uluslararası mali sistemin yapısında bir radikal değişiklik olduğunda değişik davranışlar gösterebilir.
Euro/ Dolar paritesi 1.4735 seviyesini geçerse 1.4880 hedefleyebilir. 1.4880 önemli direnç seviyesi o seviyeden gelebilecek alımları pariteyi 1.50 seviyelerine taşıyabilir. Bu konuda verileri yakından takip etmemiz lazım.
Altın
Yurt dışı piyasalarda son günlerde altın fiyatları rekor kırma eğilimine girmişti. Özelikle hafta içinde değişik şekillerde fiyatlara yansıyan gelişmeler altın fiyatlarının 1000 USD üzerinde zirveleri denemesine yol açtı. Bunda uzun zamandır ÇİN merkez bankası ve hazinesinin döviz rezervlerini çeşitlendirmek maksadı ile altın almasının büyük katkısı vardı.
Ama hafta sonuna doğru özellikle Cuma günü IMF cephesinde gelen açıklama trendi bozar gibi oldu. IMF portföyünde bulunan 403 ton altın’ı piyasalara doğrudan ve/ veya gelecek alım teklifleri ile satacağını, buradan elde edeceği kaynakları yoksul ve gelişmekte olan ülkelere kullandıracağını açıkladı. Bu açıklama elbette Altın talebinin önünde oluşacak bu arzla fiyatları düşüş yönünde destekleyeceği öngörülüyor. Bunun yanında dünyada altına talebinin % 40 gibi büyük oranda daralmış olması, fiziki altın talebinin henüz artıyor olmaması da ayrıca dikkat çekilmesi gerekilen konudur. Talep yokken altın fiyatlarının yükselmesi ayrı bir risk teşkil edebilir. Şimdilik sadece spekülatif alımlarla hareketlenen Altın, bu IMF satış haberi ile çıkış trendini bir süre erteleyecek gibi duruyor.