Patron Kim?!

Bugünkü yazımda; YAPI DENETİMLERİN sıkıntılarından en önemlisini, onlardan şikâyet edilmesinin ve pek çok işlevsizliğin nedeni olarak görebileceğimiz birkaç ana sorundan bahsetmek istiyorum.

1999 Depreminden sonra bir arayış içerisinde olan devlet tam da bu sırada YAPI DENETİMLERİNİ bir kurtarıcı gibi her ne kadar da ortaya atsa da; aslında bütün sorumluluğu da yükleyebilecekleri, Allah göstermesin bir deprem felaketinde idam sehpasına çıkaracakları kuruluşlar konumuna getirmişlerdir.

Evet, yine söylüyorum: “Sorumlu ve yetkisiz yapı denetim, sorumlu olmayan ve yetkili belediyeler” Bu konuya daha sonra tekrar değineceğim.

Bu sistemde bazı şeyler iyi analiz edilmeli. Yapı sahibi, müteahhit, ilgili idare, proje müellifleri meslek odaları, ilgili bakanlık ve kurumlar… Hepsi şikâyetçiyken; bu şikâyetlerin çıkış noktasına bir bakalım. Ne kadar adil davranıyoruz. Neden hala bu sistemi oturtamıyoruz.

İlk olarak sistemin en başındaki yanlışla başlayalım. Bilindiği üzere bir limited şirketi yani yeni bir firma en az iki kişinin ortak olmasıyla kurulabiliyor.

Bunu da herkes biliyor. Yapı Denetim şirketleri de aynı şekilde iki mühendisin veya mimarın ortak olmasıyla kurulmakta. İşte tam da bu noktada en büyük sorun karşımıza çıkıyor.

Birincisi; eğer şayet yeni yönetmelikle 360 bin m² olan ve inşaat alanını dolduran veya dolmadan yeni yapacağı sözleşmelerle bu metrekareyi geçen firma sahipleri diğer meslek gruplarında olduğu gibi ikinci firmalarını kendi şahıs ve adlarına açamıyorlar. Bu durumda yapacakları tek şey; hiç tanımadığı veya gıyaben tanıdığı, bünyesinde çalışan iki mühendis meslektaşlarını buluyor rica, minnet… maaşa zam.. özel isteklere okey… derken yeni firmalarını kuruyorlar…HAYIRLI OLSUN ! …

Şimdi soruyorum? Sayın ilgili ve yetkili kurumlara…

Siz kendinize ait olmayan bir işe veya bir firmaya ne kadar da özen gösterip sahip çıkarsınız? Hadi çıktınız diyelim; karşı taraf yani gerçek firma sahibi ne kadar da sizi kollar? Ne vergi, Ne iş, ne yönetmelik, ne kanun… Ben cebimi doldururum, nasılsa başkasının üstünde derse ne olur?

Buradan hareketle;

Yapı denetimlerin belki de şikayetleri haklı kıldıracak tutumları tamda bu noktada bu hakkın ellerinden alınmasıyla başlıyor.

Ve bu firmalar bu hakkın kısıtlanmasıyla çoğu emekli olmuş, yönetmelik ve kanundan bihaber, sadece imzacılık yapan denetçiler adına ya da yeni mezun olmuş, bir iş bulabilme ve para kazanabilme hayalinde olan mühendisler adına kuruluyor. Bu sefer de firma bir başkasının üzerindeyken gerçek firma sahipleri ticari kaygıları ön plana çıkararak rahatlıkla ve rehavet içinde davranabiliyorlar.

Ticaret kanununa göre serbest olan birden fazla firma kurma hakkı neden ve hangi mantıkla yapı denetimlere verilmiyor. Eğer bu hak verilirse kimse kimsenin yerine kurucu olmaz. Sorarlar adama sen niye kendi üzerine kurmuyorsun diye?

Ve bunun neticesinde firmanın başındaki gerçek kişiler kolay kolay kendilerini riske atacak işlere imza atmayacakları gibi; yapılan işleri daha titizlikle ve sağlamlıkla kontrol edeceklerinden şikâyetler azalmaya başlayacaktır.

Temennimiz bu yöndedir…

print

Bir cevap yazın