Halk Katmanlarındaki Postmodernlik Eğilimleri

Kapitalizmin hiçbir aşamasında(ticari, sınaî, rekabetçi, tekelci, tekelci devlet kapitalizmi) insanlık çoğunluğu mutlu olmadı.Sosyalizm adına uygulanan rejimler de mutluluk getiremedi ki, çözüldü ve eski Sovyetler şimdi küreselleşmekte..

Yoksa artık postmodern mi olsak?

Elbette sesinizi duyar gibiyim. “postmodern düşünce, küreselleşmenin kültürel ideolojisidir. Özünde emperyal sömürgeciliğe dayanır.”

Benimsemek şart değil elbette, ama ne olduğuna bir giriş denemesi yapsak..

Postmodernizmin en ünlü düşünürü Lyotard’a göre, modernizm 1943’te ölmüştür. Avrupa’nın merkezinde “ölüm kamplarının” bacalarından kitle halinde öldürülen insanların cesetlerinin yakılmasından çıkan dumanların yayıldığı günlerdir o tarihler..

Postmodern kavramını ilk kez öne süren kişi ise bir mimardı. Charles Jencks 1972’de bu kavramı kullanmıştır. Sonra sanatın edebiyatın her alanına hızla yayılmıştır.

Sanatta edebiyatta nedir özellikleri postmodernizmin?..

“Özgün”lük aşılmış bir kategori sayılmakta. Türler arasındaki sınırlar hemen hemen erimiş, silinmiş durumda bu anlayışta.

Ütopyanın hükmü de, anlamı da kalmadı yeni dönemde.

Postmodern yazar, sanatçı işini doğru yapmaktan çok, satış ve reklamını dört dörtlük nasıl kotarır bunu düşünmekte.

Peki bu satış, reklam, çılgınca tüketim ve kar tutkusu(manyaklığı mı deseydim) getirmedi mi bugünkü küresel krizi?..

İnsanlık yeniden bütünlüklü düşünceye, ideal yaşama, büyük ütopyalara ve vicdani ve insani değerlere dönme eğilimi göstermiyor mu?

Tarihin tekerleği yeniden akla-mantığa toplumsal değerlere doğru dönmeye başlamıştır. Ne kadar sevinsek azdır..

print

Bir cevap yazın