Savaş Makinasına Barış Ödülü

 Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cehalet kuvvettir. Yalan doğrudur.

Obama’ya verilen Nobel Barış ödülü böyle bir şeydir.

Obama’nın nezdinde, tüm dünya ile savaşan Amerika’yı barışçı ilan etmek.

El insaf!

Herhalde biz başka bir gezegende yaşıyoruz. Onun için gerçekleri göremiyoruz.

Emperyalizmin kültürel yapısı, Post-yapısalcılık, işte tam da böyle bir şeydir. Bir şeyin gerçekle bağlantısını kopardın mı, al sana barış ödülü…

Bu Batının dünya halkları ile alay etmesidir.

Hadi anladık, Batının dışındaki insanları insandan saymıyorsunuz. Peki, kendi insanınızı nasıl ikna ediyorsunuz?

Artık Batının politika üretemez hale geldiğini düşünüyorum. Savaşan bir ülkeye barış ödülü vermek, Batının “gerçeklikten” ne ölçüde koptuğunu gösteriyor.

Nobel Ödüllerinin verilişinde emperyalist siyasetin nasıl etkili olduğunu biliyoruz. Emperyalizmin kendini pazarlamada, kendi kendine övgüler yağdırdığını da biliyoruz.

Ancak, halklar nezdinde itibar kazanamayan emperyalizmin bu yolla itibar elde etmeye ve sömürdüğü ülkeleri etkilemeye çalışmasını anlamak mümkün değildir.

Afganistan’da her gün Heronlar ile sivilleri vuran, Pakistan’da iki milyon insanı yer değiştiren bir kişiye barış ödülü vermek.

Aklıma mukayyet olamayacağım. Barış denen o güzelim olgunun da içini boşaltıyorlar.

Propaganda işinin bu kadar gerçeğin dışına düşmesi hayra alamet değildir.

Obama’ya Nobel Barış ödülü, Amerika’nın dünya ölçeğinde yürüttüğü psikolojik savaşın bir parçasıdır diye düşünmek gerek.

Hitlere yazık olmuş. Keşke ona da bir barış ödülü verselerdi.

print

Bir cevap yazın