Anneler günü… Açıkçası bu anma bir sınırlandırma gibi gelse de, annelerini ihmal edenlerin bugün,gözüne misali iyi oluyor da, ben oluştuğumuz andan itibaren hep yaşayanlardanım.
Bende anneler gününde ziyaretine bile gidemediğim anneme bir şeyler yazdım. Bir demet kır çiçeği yerine de duygularımı gönderdim.
“Kim istemez… Kalbindeki sıcaklığı, gönlündeki sevgiyi, gözleriyle ve elleriyle iletmek…
Kucaklamak, o değerli insanı, onun vasıtasıyla dünyaya gelişimizi bilerek… Kim istemez?
Onun dokunmasının iyileştirici gücüyle, onun minik bedenimize yaptığı masajın; narin tenimizin saydam bir kâğıt gibi olan tenimize ilk şifasını, nazik ama güçlü duygularıyla dokunarak bizi büyüten o mübarek elleri öpmeyi kim istemez ki?
Sevme sanatını ilk öğreten ve yüreğimize tohumlarını atan o yüce varlıkları… Yüreğimizin kollarıyla sarmalamayı kim istemez ki?
Sevginin tohumunu ekip, olgunlaşma süresine kadar olan zamanı sabırla bekleyen… Daha yeni doğmuş bebekken, susadığımızda kutsal memelerinden süt veren… Büyüyüp geliştikçe, kendisinden başka ve farklı olanların farkını hissettiren ve isimlerini öğreten…
Aynı zamanda onlara ellemeyi, ateşin sıcak ve yakıcılığını, ana kucağının da “sıcak” ama rahatlığını, öğreterek iyi ve kötünün ilk dersini veren ustayı… Yemeğimi yediğimde sevinip gülen, ağladığımda beni kucaklayıp teselli eden, altıma kaka yaptığımda temizlerken şakadan bana kızan, yaramazlığımda beni ikaz eden annemin çocuğuyum ben.
Seviyorum, çünkü benim annem o.Yaşım ne olursa olsun onun çocuğuydum ben.
Seviyorum, çünkü annem tarafından sevildim ben.
Seviyor ve seviliyordum.
Daha minikken; dayanılmaz ve güzelken… Seviliyordum çünkü çaresizdim… Seviliyordum annemin de bana gereksinimi vardı. Yıllar sonra daha net kabul ettiğim; ben anne olduğumda benim de çocuklarıma olduğum gibi… Ben olduğum, onun çocuğu olduğu için seviliyordum. Elimden gelen tek şey onun çocuğu olmaktı. Onun tarafından sevilmek farklıydı. Çünkü karşılıksız, koşulsuz seviyordu. Bunu çocuklarımı severken daha iyi anladım.
Seven annenin çocuğu olmak; mutluluktu, tüm dünyayla barıştı, bir nimetti annemin sevgisi…
Ama halen hayattaysa…
Birde olumsuz yanı vardı koşulsuz anne sevgisinin. O eğer yitirilmişse, yaşamın güzellikleri de, onun koşulsuz sevgisi de yitmişti onunla.
Karşılık beklemiyordu ki zaten, sevsen de sevmesen de o sevdi sevgisini verdi ve gitti.
Onu tekrar geri getirmeye hiçbir güç ve hiçbir şey gelmezdi elden…
Almaktan çok vermeyi bilen, sevilmekten çok sevmeyi bilen ve gerçek sevginin böylelikle İLK dersini veren USTA BİR SEVGİ ZANAATKÂRI olan ananız gitmişse eğer…
Nefeste söylenecek ses yok… Dokunmak istenen, dokunulası el yok… Yürek coşkun, dil suskun… Artık hiç çare yok.
Benim annem yok. O öldü. Birazda kederimden, bu yüzden yazım duygu yüklü. Anneler gününde başka şehirde olduğundan telefonla konuşmak istemiştim. Ama o hasta olduğu için beni tanıyamadı.
“Anne ben senin kızınım, sen benim annemsin” dediğimde “aa öylemi çok memnun oldum senin annen olduğuma ” kardeşime de “bak onun annesiymişim” dedikten sonra bana yeniden kim olduğumu sormuştu.
Ne kadar acı duymuştum.
“Canım ANNEM. Seni o gün dinlerken ağladığımı anlamamıştın bile. Oysa bizi ağlatmak istemezdin. O zaman ağlamaktan sözler gırtlağıma dizilmişti bir bir. Şimdiyse yazarken gözyaşımın kıyısına ulaşamıyorum.
Bu gün sesimi sana duyuramıyorum ama yüreğimle konuşup sana yazıyorum annem. Ben bunları yazarken bir yerlerden belki beni kederle seyrediyorsun hissediyorum… Ağladığıma kıyamayarak…
“Bugün anneler günü anneciğim sen görünmüyorsun ama daha fazla yaşıyorsun yüreğimizde. Seni seviyorum.”
Bende anneyim. Benim yokluğumda çocuklarımın da bu acıyı yaşayacağını düşündüğümde şımaramıyorum anne olduğuma.
Ama anne olmanın gururunu taşıyorum, layık olmaya çalışarak…
Annelerin kıymetini yaşarken bilelim. Ne olurlarsa olsunlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Kaybettiğimizde, “keşkeler” yaşamamak için onların kıymetini ve değerini bilelim ve sevdiğimizi hissettirelim.
Biz annelerin de annelerimizden devraldığımız “SEVGİ ZANAATINI” layıkıyla sürdürmemiz dileğiyle…
Tüm annelerin, Anneler Günü’nü kutluyorum.
Anneler, gelin bir değişiklik yapın benim gibi evlatlarınızdan sevgiden başka hiçbir şey beklemeyin, hediyelerin en güzelini siz alın onlara…
Size en kutsal olan annelik duygusunu tattırdıkları için.