Artık başımızın dumanını sigaranın dumanıyla dağıtamayacak mıyız?Dün bir kafe-pastaneye gittim. Taze, saydam fincanda bir çay istedim. Çay ne kadar taze dense de gelen çay çoğunlukla taze olmaz ya bu sefer sahiden de taze bir çay geldi. Tam sigaramı yakacakken kafenin sahibi, yoooo, birader, toplu kapalı mekanlarda sigara yasağı var, burada sigara kullanamazsınız dedi. Evet sahiden Mayıs Ayının 19 u olmuştu. Yasak bu gün başlamıştı. Ben o çayı aslında kafamdaki dumanları dağıtmak için sigarayla birlikte içerim diye istemiştim oysa ki. Neyse ki sırf sorun çıkarmamak için uyduk yasağa. Yoksa ilk gün bir şey olmaz yaklaşımıyla ısrar edebilirdim. Israr edecek gibi olsam da, kafenin sahibi, geceden beri şu an şikayet almış bir çok işletme sahibi olduğunu ilk gün bile olsa izin veremeyeceklerini söyledi.
Pastanelerde bir ölçüde izin verilmez ama kafelerde hatta kahvehanelerde eski adıyla kıraathanelerde bu yasak nasıl uygulanacak büyük bir merakla bekliyorum. En garibi de, içkili mekanlarda sigaranın yasaklanması. Çünkü alkol, sigarayla birlikte kullanılır çoğunlukla. Hükümet sigara yasağıyla aslında içkiyi de yasaklamış oluyor üstü örtülü olarak.
Otobüslerde ilk yasak çıktığında çok çok iyi olmuş demiştim. Sahiden de bu uygulamanın çok iyi olduğuna zamanla herkes hak verdi. Ancak kafede veya kıraathanede saatlerce arkadaşıyla veya sevdiğiyle oturan, oturmayı düşünen insanlar nasıl olacak ta, yerinden sigara tüttürmek için dışarı çıkacak veya sigara bölümüne gidecekti.
İşin doğrusu, artık benim için kafelerin çok fazla bir anlamı olmayacak. Çok az sigara kullanan biri olarak arada bir kafeye giderim arkadaşlarla, orada da çay veya kahveyle birlikte bir dal cıgara içerim. Bunun için özel bölüme gideceksem o kafeye şahsen ben gitmem. Açık alanda dolaşır, park bahçe veya rekreasyon alanlarında sohbetimi yaparım. İyi de ilk son bahar ve yaz aylarında sorun yok ta, kış aylarında ne olacak.
Hemen şu sesler yükseltilebilir. İçmeyin arkadaşım onca zararı olan şeyi siz de. Ben sigarayla savaşanlara katılıyorum. Destekliyorum. Ama bu yasak insanoğlunun psikolojik ve toplumun sosyolojik gerçekleriyle uyumlu olmalıdır. Günde 1-2 dal sigara ile sağlığıma zarar vermediğimi bütçeme de büyük bir zararı olmadığını düşünerek yıllardan beri bu kararla devam ederim.
Benim gibiler açısından çok fazla bir sorun yok ta, tiryakiler için ciddi anlamda zorlu günler gelmiştir. Öyle ki, kamu binalarının hiç bir bölgesinde, vapurların güverteleri de dahil, stadyumlar dahil çok çok geniş bir uygulama alanıyla bu yasak gelmiştir. Bir kamu personeli tek kendine ait olan odasında bile sigara kullanamayacak. Yasak kapsamının bu kadar da geniş tutulması son derece abartılı gelmişti bana. Ama dünyada bu iş nasıl uygulanıyor diye baktığımda dünyadaki diğer ülkelerde de çok farklı bir durum yoktu. Hatta http://www.ntvmsnbc.com/news/431436.asp adresinden bakarsanız dünyadaki uygulamaları görürsünüz.
SİGARA YASAĞININ PSİKOLOJİK BOYUTU:
Bu konuyu hangi alanda olursa olsun, “yasak” kavramına yaklaşımımız gibi ele almak istiyorum. Yasaklar toplumsal düzenin devamlılığı, istikrarı, huzuru için zorunludur. Bir ülkede yasakların yoğunluğu veya çokluğu aslında bir GELİŞMEMİŞLİK ÖLÇÜTÜdür. Bu açıdan yasak alanının bu kadar geniş tutulmasının iki olumsuz bir olumlu sonucu bulunmaktadır.
İlk olarak, yasaklar medeni ülkelere pek yakışmayan uygulamalardır. Mümkün olduğunca dar tutmak gerek. Yasakla değil teşvikle bilinçlendirmeyle.
İkinci olarak, yasağın uygulama alanı genişledikçe uygulaNAMAMA durumu bir gerçektir. Bu sadece sigara yasağı değil bütün hukuksal düzenlemeler için aynıdır.
Olumlu sonuç olarak ta şunu söyleyebiliriz. Her halükarda yapılan yasaklamaların sonucu hem sağlık, hem mutluluk, hem ekonomiklik AMACI açısından faydalıdır. Yani bu seferki yasakçılık “iyi” amaca hizmet etmektedir. Yasakçılık “iyi”ye hizmet etse de yine insanı rahatsız etmektedir. Bu açıdan olayın SEMPATİK GÖSTERİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. Amaç açısından “iyi” olsa da psikolojik estetiklik açısından “kötü” bir durumdur.
Bir yasağı ne kadar yayınlaştırırsanız, uygulanmasını ne kadar genişletirseniz, o yasağın uygulanabilirliğini o derecede zorlaştırmış olursunuz. İşletme sahipleri bu konuda önemli gelir kayıplarına uğrayacak ve bu konularda yasağı yürürlüğe koyan otoriteyi zorlayacaklardır. Bu gün itibarıyla bütün Türkiye’deki kafe ve işletmeler, benim gibi düşünen müşterilerini en başından kaybetti bile.
Ancak ne var ki, konu sigara ve alkollü içki olunca, çok ta özgürlükçü olmak, iradesine sahip olamayanlar için toplum açısından sıkıntı doğurmaktadır. Şu da ayrı bir durumdur. Alkollü içkiyi kullanan sadece kendine, cebine ve sarhoşluk yaşarsa ailesine veya çok yakın arkadaşlarına zarar vermektedir. Sigara ise, daha henüz tüketilirken bile anında eksi dışsallıkları kendini göstermekte ve duman içmeyenlere zarar vermeye başlamaktadır.
Bir başka konu da sigaranın eksi dışsallığı (toplumsal olumsuz etkisi) hızlı ortaya çıkarken kapsama alanı sadece kullanıldığı alan olmaktadır. Buna karşılık alkollü içkinin eksi dışsallığı kullanılırken başlamazken, eksi dışsallık açısından sigaraya göre daha geniş bir etkileme etkilenme alanı oluşturmaktadır. (Gürültü kirliliği, aile huzursuzluğu, çevre geçimsizliği, tehlikeli araç kullanımı gibi.
Yasağın temel amacı, insanları bu kötü alışkanlıktan uzaklaştırmaktır. Buna böyle yaklaşmak gerek. Kullanım oranının elden geldiğince düşürülmesi akıl karıdır. Yalnız şu var ki, bir yıl gibi bir gelecekte artık evlerde bile bu uygulanacaklar, sigara kullanmayanlar evin diğer bireylerine karşı bunu uygulayabilecekler. Hatta sigara kullanmak evli çiftler için bir “boşanma nedeni” bile sayılabilecektir. Toplumumuzda herkese kötü alışkanlıklardan arınmış günler temennisiyle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com , http://www.gunesgazetesi.net http://www.kamudanhaber.com http://www.bilgievreni.com , http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr www.radyobrt.net ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.