Kayıt dışı istihdamın önlenmesinde işçinin şikayeti önemli bir haktır. Şikayet şahsa bağlı haklardan olup genel olarak zarar gören kimse tarafından yapılır. Sözleşmeden veya Kanundan doğan alacağın işçiye ödenmemesi ya da işyerinde gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerinin bulunmaması vb. durumlar işçiye bu hakkı verir. İşçinin haklı bir nedenle şikayete başvurması üzerine iş sözleşmesinin feshedilmesi, fesih hakkının kötüye kullanılmasıdır.
Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurma veya bu hususta başlatılmış sürece katılma fesih için geçerli bir sebep oluşturmayacaktır.
İşverenlerin, 4857 sayılı İş Kanununun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmelerini fesih hakkını kötüye kullanarak, sözgelimi işçi kendisi hakkında bir şikayette bulunduğu veya kendisi aleyhinde dava açtığı ya da şahitlik yaptığı için sona erdirmiş ise işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında bir kötü niyet tazminatı ödeyecektir. İşveren sözleşmeyi bildirim şartına dahi uymaksızın sona erdirmiş ise kötü niyet tazminatı yanında ayrıca bildirim süresine ilişkin ücret tutarında bir tazminat daha ödeyecektir.
Kayıt dışı istihdam ve denetmenlik
Bazı kamu görevlileri gerçekten zor şartlarda ve büyük sıkıntılarla hizmetlerini yerine getirmeye çalışıyor.
Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları 700 kişi olup, sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasına ilişkin tespit, denetim ve tarama yapan, görevleriyle ilgili kayıt ve belgeleri inceleme yetkisine sahip, tamamı lisans ve yüksek lisans öğrenimini tamamlamış ve yapılan sınavlarda başarı göstermek suretiyle Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru kadrosuna atanmışlardır. Özlük haklarında beklenen iyileşme olmadığından bir kısmı başka kurumlara geçmiş olup, diğer çalışanlar da zamanla başka yerlere geçecek. Kurumun dış denetim görevlerinin önemli bir kısmını 1998 tarihinden bu yana yürütmeye çalışan SGK Kontrol Memurlarının görev, yetki ve sorumluluklarında önemli düzenlemeler yapılmış, ancak kadronun “unvan ve özlük hakları” konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Sosyal güvenlik kontrol memurlarının, yetkili olduğu ve inceleme yaptığı başlıca konular şunlardır;
– İş kazaları soruşturmaları,
– Meslek hastalıkları soruşturmaları,
– Yapı son durum tespitleri,
– Kurumun ihtiyaç duyduğu fiili tespitler,
– İşyeri hakkındaki şikayetler,
– Tüm ilgili konuları içeren bilanço ve işletme esasına göre tutulan defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi. Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları, yetkililerin sürekli üzerinde durduğu ve çok önemsediği kayıt dışı istihdamın en önemli önleyicisidir. Kayıtdışı istihdam oranının yüzde 52’den yüzde 43’e indiği gözönüne alındığında Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarının denetimlerinin katkısı büyüktür.
Denetimin “Memur” unvanı ile yaptırılması denetim tazminatı dahi verilmeyerek denetim yaptırılması ve özlük haklarında düzenlemeye gidilmemesi motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarınca hazırlanan tutanak ve raporlara karşı açılan davalar kurum aleyhine sonuçlanmaktadır. Şimdiye kadar tahakkuk ettirilen ceza miktarı da göz önünde bulundurulması ve sonuçlanan bu yargısal kararların emsal teşkil etmesi ile birlikte bu durum ileri vadede Sosyal Güvenlik Kurumuna ağır mali külfet getirecektir.
İfa edilen görevin niteliği gereği çeşitli tehditlere hatta fiziksel şiddete maruz kalınmaktadır. Ayrıca kadronun “memur” unvanı ile düzenlenmesi nedeniyle üstlenilen görev, yetki ve sorumluluklara rağmen, Denetim Tazminatı, İş Riski ve Teminde Güçlük Zammından yararlanılamamaktadır.
Diğer kurumlarda, Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları ile aynı görevleri yapan kadrolar denetmenlik veya kontrolörlük şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarının unvanlarının mutlaka en kısa zamanda “Sosyal Güvenlik Denetmen ve Denetmen Yardımcısı” şeklinde düzenlenmelidir. Tıpkı Vergi Denetmenleri, Milli Emlak Denetmenleri gibi.