Erdal İZGİ
ESİNTİ
İnanarak, severek, geleceği düşünerek adım atmışsınızdır.
Kişilik, beceri ve politikaya yatkınlıkla kendinizi gösterirsiniz.
Nedense; hiçbir meslek, kurum ve sektörde olmayış yükseliş hızı vardır.
Baş dönmesi o zaman başlar.
Birileri sizden söz eder.
Adınız, gazete ve TV’de geçince ruh kimyanız değişir.
İşte, bu zaman çoğu kişi;
“Ben neymişim…” der.
* * *
Demokrasinin oyunu, küçük seçimler başlar.
Mahalle temsilciliği, delege, kongreler…
Bir gün adınız sandıktan çıkar.
Partide ‘başkan’ olmuşsunuzdur.
Her gün aranırsınız, çevre hep kalabalıktır.
Bazen bunalır, şikâyet edersiniz.
Hele iktidar partisindeyseniz;
Sizi kimse tutamaz.
* * *
Vekiller yanınızdadır, bakanlar mutlak uğrar.
Hatta Başbakan bile arar.
Bürokratlar, telefonunuzu iki kez çaldırmaz.
Önünüzde, önleri hep iliklidir.
Zirveye geldiğini sanırsınız…
Bir yerlere aday olursunuz.
* * *
İşte, o zaman aniden…
Çevre boşalır, ilgi kaybolur.
‘ismimi açıklasınlar’ diye kulağınız radyoya dayalıdır.
İlan edilir; umutla beklediğiniz sırada değilseniz.
Düşme başlamıştır.
Siyasette vefasızlık aklınıza gelir, mırıldanırsınız.
* * *
Hedefi küçültürsünüz.
Hiç olmasa bir ilçede belediye başkanı olmak istersiniz.
Hakkınız ya… Yıllarca hizmet vermiş, tanınmışsınız.
Beklersiniz…
Bu kez başka biri tercih edilmiş, silinmişsinizdir.
* * *
Böyledir…
O andan itibaren sokakta yürürken kimse yoktur.
Ne laf söyleyen, ne sırt sıvazlayan…