Siyasi Mühendislik Yapılmaya Çalışılıyor

Yerel seçimler sonrası  yani tartışmalar başladı. İlk tartışma “seçimden kim başarılı çıktı” konusunda oldu. Seçim sonuçlarına çok çeşitli açılardan bakmak olanaklıdır. Siyasetin matematiğini her parti kendi açısından değerlendiriyor ve kendisini başarılı gösteriyor.

Seçimlerin sonucu AKP’nin ciddi oy kaybına uğradığını göstermektedir. Ancak şu an seçim olsa AKP yine de tek başına iktidardır!

Bir genel seçim olsa idi, AKP aldığı oy ile, TBMM’de 280 milletvekiline sahip olmakta idi. Yani salt çoğunluğun biraz üzerindeydi…

CHP 130, MHP 100 ve DTP (bağımsız adaylar ile seçime girmek kaydı ile) 40 milletvekili ile TBMM’de önemli bir güce sahip olmakta idi.

2011’de ki genel seçimlerin sonrasında ne olur? 29 Mart seçimleri ile oluşan tablo TBMM’ye yansır mı? Yoksa dengeler değişir mi?

Büyük ihtimalle dengeler değişecektir. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve ekonomik krizin derinleşmesi ile, AKP 2011’de oy kaybetmeye devam edecektir.

Belki 2001’e kadar iktidarını sürdüremeyebilir de… Yani bir erken genel seçim yaşanabilir. Her ne kadar CHP lideri Baykal, “erken seçim istemiyoruz” dese de, yaşanabilecek gelişmeler erken genel seçimi zorunlu kılabilir.

İster erken olsun, ister 2011 de normal olsun, yapılacak bir genel seçimde parlamento aritmetiği değişecektir.

Bu değişim, iktidarın aleyhine olacaktır.

29 Mart seçimleri sonucunda ortaya çıkan tablo, önümüzdeki döneme de ışık tutacak özellikler taşımaktadır.

CHP oylarını bir miktar daha artıracaktır. Ancak gelecek seçimlerde en fazla artışı MHP ve DTP’nin göstereceği söylenebilir. SP’nin de barajı geçmesi sürpriz olmaz.

AKP, her ne kadar Brüksel’in talepleri ile Güneydoğu’da bir takım adımlar atsa da, bu adımların meyvelerini toplayamadığı bir gerçektir. 29 Mart seçimleri buna işarettir.

TRT-6 bile AKP açısından fayda getirmemiştir!

Washington ve Brüksel merkezli talepler daha ziyade DTP’ye yaramaktadır. DTP’nin sahip olduğu belediye sayısının artırması da bunu göstermektedir.

Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in tartışılan “DTP Ermenistan sınırına dayandı” sözleri de bir durum tespitidir!

Dünya Su Forumu’na katılmak için İstanbul’a gelen Talabani’nin PKK için söylediği sözler ve önümüzdeki günlerde yapılacak olan Erbil toplantısı, gelecek günlerde bölgemizde önemli gelişmelerin yaşanacağına işarettir.

ABD Başkanı Obama’nın gelişinin bir nedeni de bu konulardır.

Güney Doğu’da ki etnik temelli siyaset, ülkemizin diğer bölgelerinde MHP oylarını yükselten bir etki yapmaktadır.

29 Mart seçimlerinde  DTP ve MHP’nin aldığı sonuçlarda bu konuda bir göstergedir. İki partinin oy oranları 2011’de bir miktar daha artacaktır.

O halde 2011 seçimleri CHP ile MHP’nin koalisyonunu doğurabilir. Ya da AKP ile DTP’nin…Ancak ağırlık ilk tespitten yanadır.

Ülkemizde görev yapan ve AKP’ye hizmet eden siyasetin mühendisleri bu durumu görmüş olacaklar ki; 29 Mart sonrası  yeni mühendislik hizmetinde bulunmaya çalışıyorlar!

Kılıçdaroğlu’nun İstanbul başarısı ve toplumda kabul gören kişiliği, bu mühendisler için önemli bir yeni malzemedir!

O malzeme ile  CHP içinde bir liderlik kavgası başlatabilir miyiz?  Çalışması  iktidar yandaşı siyaset mühendislerinin son  işi olmuştur.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu mühendislik çalışmalarına verdiği yanıt, her ne kadar hevesleri kursakta bıraksa da  ısrar devam etmektedir.

Amaç, yükselen umudu iç sorunlar yaratarak umutsuzluğa çevirme gayretidir!!!

2011’i isteklerine uygun şekillendirme gayretidir…

İlk işaretler CHP’nin, bu mühendislerin(!) oyununa gelmeyeceği yönündedir. Doğrusu da budur.

print

Bir cevap yazın