Soru: Herkes Herkes Hakkında Her Şeyi Bilseydi..?

Cevap: Kimse kimseyle konuşmazdı. (!?))
Aslında bu soru, iletişim olgusunun başlangıç ve bitiş noktasıdır.
İletişimin başlangıç noktası iletişimsizliktir. Bitiş noktası ise, tam bilgidir. Evrende tam bilgi (inananlar için) sadece ve sadece yüce yaratıcıya aittir. İnanmayanlar için evrende tam bilgi mümkün değildir. Her bilginin bir sonrası olacağından süreç devam etmektedir.

Evrenin yaratılışında, ilk insan Adem peygamber’e her isim öğretilmiştir. Ancak her ilimin (bilginin veya bilimin) öğretilip öğretilmediği konusunda farklı görüşler ileri sürülebilir. Ancak yorumsuz olarak nakil kaynaklı (dogmatik dini kaynak) veri ile söyleyecek olursak her isim öğretilmiştir. Bu bilgi pek tabi ki ezeli ve ebedi bir bilgi değildir.

Herkesin herkes hakkında her şeyi bilmesini de bu mantık zinciri içerisinde ele almak istersek, sanırım ilk paragraftaki satırda belirttiğimiz cevabı verirdik. Yani kimse kimseyle konuşmazdı. (mı acaba)

Kimsenin kimseyle konuşmaması iki nedenle söz konusu olabilir.
Birinci olarak, herkes her şeyi bileceğinden kimsenin kimseyle bir iletişim kurmasına gerek kalmayacaktır. Ama bu mantık olarak hatalıdır. Çünkü evrendeki bütün bilgiler, kişiler üzerine gerçekleşen veya kurgulanan bilgiler değildir. Olay ve olguları her zaman dört boyutlu olarak sorgulayabiliriz. Kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin soru cümleleri bize açıklama veya cevap anahtarını verecektir.

Bu durumda olay veya olguları kim sorusuyla değil “ne” sorusuyla sorgulayacağımız için, evrendeki sorgunun sadece yüzde ellisinin cevabını bulabilmiş olacağız. Çünkü temel sorgu notlarından birisi “kim” diğeri ise, “ne” idi. Buradan hareketle “kim” sorusunun cevabı olarak herkesin herkes hakkında her şeyi bilmesi durumunda kimse kimseyle konuşmayacaktı. Oysa ki bahsettiğimiz gibi, kim sorusunun yanında “ne” sorgusu belki de kim sorusundan daha çok sorgulanan bir durumdur. Çünkü bir söz vardır, küçük beyinler kişileri, orta beyinler olayları, büyük beyinler ise fikirlerle meşgul olur” diye. Burada “herkesin herkes hakkında her şeyi bilmesi” kişi bazlı bir arayış olacaktır.

Sayısal olarak bu arayış içinde olanların miktarı fazla olsa da etki ve değer açısından “ne” sorusu ve bunun cevabı çok daha önem taşımaktadır.

İkinci olarak, herkesin herkes hakkında her şeyi bilmesi eğer birden olabilecek bir varsayım olsa, kimse kimseyle konuşmaz. Çünkü, herkes herkes hakkında bir ton olumsuz bilgi ve düşünce içinde olduğundan dolayı, zincirleme olarak kimse kimseyle konuşmayacaktı. Ancak, bir zaman dilimi için birden herkesin herkes hakkında tam bilgiye ulaşması durumunda herkes hakkında iyi veya olumlu şeyler düşünen insanlarla herkes konuşacaktı. Bu prensip olarak çok istisnai olacağından sayısal olarak önem ifade etmeyecektir.

Sonuç olarak, iki açıdan insanlar birbiriyle konuşmayacak, bunlardan birisi, herkesin kişisel bilgiye doymuş olması, diğeri ise, herkesin herkes hakkındaki düşünce ve eylemlerini bilmesi gerçeğinden yola çıkarak çok büyük küskünlüklerin ortaya çıkması muhtemel olacaktı.

Herkesin her şeyi bilmesi durumu bir birimlik zaman içinde birden ortaya çıkmış olması durumunda bunlar söz konusu olabilir. Ama herkesin herkes hakkında bilgi edinmesine bir süreç olarak baktığımızda kimsenin kimseyle konuşmaması söz konusu olmayacaktı.

Nihai olarak, evrende var olan sorgu anahtarlarından biri “kim” diğeri “ne” olduğundan konuşmaların en iyi ihtimalle yarısı anlamsız hale gelecekti. Diğer yarısını oluşturan “ne” sorgusunun da var olmasından dolayı kimsenin kimseyle konuşmama ihtimali hayli düşmektedir. Kısaca sorunun gerçek cevabı şu olmalıdır.

Herkes herkes hakkında her şeyi bilseydi kimse kimseyle konuşmazdı” ifadesi doğru değildir. Konuşurdu. Ama bu konuşma sebeplerinden en fazla yüzde ellilik bir sebep ortadan kalkmış olurdu.

Sizleri haftanın ilk gününe karmaşık felsefi bir polemik konusuyla boğduğum için özür dilerim. Çoktandır bu konuyu yazacaktım. Başlık ve yazım yorumlara açıktır. Pek tabi ki medeni esaslar çerçevesinde farklı bakış açıları getirilebilir.

Mutlu yarınlar dileklerimle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr www.nevvalsevindi.com ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

print

Bir cevap yazın