SOS yal Güvensizlik Reformunun Çıkmaz Sokaklarında Arnavut Kaldırımı Nostaljisi

Bu haftaya meslis komisyonlarında tartışılmakta olan Sosyal Güvenlik Reformu tartışmalarıyla başlamak istiyorum. Sosyal güvenlik konusunda otoritelerden birisi olan Şükrü KIZILOT’un aşağıdaki yazısını özet olarak sizinle paylaşmak istiyorum.Sosyal güvenlik reformumuz şu anki haliyle delik deşik durumda. Yani üzerinde hayli düzeltme ve mutabakat sağlanması gereken konular bulunmaktadır. İşin en can alıcı noktası ise, burada. Bu aşamada en çok sesi çıkan kişinin kişilerin ve kurumların etkinliği olacaktır. Bu durumda pek tabi ki sesi en çok çıkan işverenler olacaktır. Çünkü bu işverenler hem politikacıları hem de medyayı elinde tutmaktadır. En çok organizeli ve hızlı hareket etmesi gereken kesim ise işçi veya çalışan kesim olmalıdır. Çünkü bu reformun içinde çalışanların veya sabit gelirlilerin aleyhine bir çok düzenleme bulunmaktadır. Bu aşamada en can alıcı ve herkes açısından en makul çözümün bulunması gerekmektedir.

Bu gün itibarıyla hem uygulanmakta olan sosyal güvenlik mevzuatı delik deşik, hem de reform açmazlarla dolu. Halihazırdaki düzenlemeler netleştikçe hayal kırıklıkları da artıyor. Tasarı ile ilgili alt komisyondaki çalışmalar sonuçlandı.

Son duruma göre, 5510 sayılı Yasa ile vatandaşlara verilen sosyal haklar, bu Kanun’u değiştirmek için hazırlanan tasarıyla geri alınıyor. Şimdi sayın Kızılot’un satırlarını aynen aktarıyorum.

Tasarı veya “reform dikkatle incelendiğinde, ilk göze çarpan, tasarının milletin aslına değil vekiline yarayan düzenleme oluyor.Tasarıya göre; TBMM üyeliği sona eren milletvekillerinden, emeklilik için gerekli koşulları sağlayamadığı için aylık bağlanamayanlara, sigortalı bir işte çalışmadıkları ya da aylık bağlanmadığı takdirde, memur maaş katsayısının 30.000 gösterge rakamı ile çarpılması sonucu bulunan tutar kadar “temsil tazminatı” ödenecek. Bugünkü katsayıya göre, 1.485.00 YTL “temsil tazminatı” ödenecek. Örneğin 25 yaşında milletvekili seçilen bir kişi, 4 yıllık dönemin sonunda yeniden seçilemezse ve sigortalı olarak bir işte çalışmazsa, ölene kadar her ay bu tazminatı alacak. Öldüğünde de aylığı, dul eşi ile yetim çocuğu alacak.

ÖLÜM AYLIĞI ZORLAŞIYOR
Yürürlükteki yasaya göre, SSK’lı bir işçinin, en az 900 gün prim ve beş yıllık sigortalılık süresi varsa, öldüğü zaman geride kalan eş ve çocuklarına dul-yetim (ölüm) aylığı bağlanabiliyor.
Yasa yürürlüğe girdikten sonra ölenlerde, 900 yerine 1.800 gün prim ödeme koşulu aranacak. Yeni Yasa Tasarısı, 1.800 günün altında prim ödeyen SSK’lılara adeta “ölmekte acele edin” diyor.

CENAZE YARDIMI DÜŞÜRÜLÜYOR
5510 sayılı yasada, ölen sigortalıların yasal mirasçılarına, cenaze masraflarını karşılayabilmeleri için “asgari ücretin üç katı tutarında” yani bu gün itibariyle 1.825.00 YTL cenaze yardımı öngörülüyordu. Yeni tasarıda, cenaze yardımı “bir aylık asgari ücrete” yani 608.00 YTL’ye düşürülüyor!..
SÜT PARASI DA DÜŞÜRÜLDÜ
Sigortalı kadına ve eşi çalışmayan sigortalı erkeğe “süt parası” olarak, “asgari ücretin üçte biri” tutarında, altı ay süresince, bugün ki asgari ücrete göre 1.216.00 YTL ödenmesi gerekiyordu. Yeni düzenlemeye göre, bir defaya mahsus olmak üzere, doğum tarihindeki “asgari ücretin üçte biri” yani bugünkü asgari ücrete göre 203.00 YTL ödenecek.

YETİM KIZLAR VE DULLAR
Yeni düzenleme, SSK’dan aylık alan yetim kızlar ve dul kadınlara da acımadı. Bunlar evlendiklerinde 24 aylık tutarında “çeyiz parası” alıyorlardı. Yeni Yasa ile 24 aylık çeyiz paraları, 12 aya indiriliyor.
65 YAŞ VE 9000 GÜN PRİM
Yeni düzenleme yürürlüğe girdiğinde, emekli olabilme yaşı ve prim ödeme gün sayısı, kademeli olarak artacak. Şu anda 7000 gün olan prim ödeme gün sayısı, yeni yasadan sonra işe girenlerde her yıl için 100 gün artacak ve 20 yıl sonra 9000 güne çıkacak.
Şu anda kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı da kademeli olarak artırılıp, hem kadın hem de erkekler için 65 yaşa yükseltilecek.

AYLIK BAĞLAMA ORANI DÜŞÜYOR
Mevcut sistemde, 25 yıl prim ödeyen SSK’lının ve Bağ-Kur’lunun aylık bağlama oranı yüzde 65, TC Emekli Sandığı’ndan 25 yılda emekli olanda, yüzde 75′tir.İlk reformda, 2015 yılına kadar emekli olanlar için, aylık bağlama oranı her yıl itibariyle yüzde 2,5 (yani 25 yıl için yüzde 62.5) ve 2016 yılından itibaren de yüzde (her yıl yüzde 2 itibariyle 25 yıl için) yüzde 50 olacaktı. Ancak alt komisyon, süreyi öne çekti ve yeni yasanın yürürlük tarihi itibariyle, aylık bağlama oranının yüzde 2 uygulanmasını öngördü. Böyle olunca aylıklar da düşecek!..”

Evet sayın Kızılot bu tırnak içi cümlelerindeki belirlemelerde bulunmakta. İşin kötüsü durum sadece bunlar değil, bunların dahası da bulunmakta. Bu durumda, Sosyal Güvenlik Tasarısı’na müdahale edilmezse, ciddi tartışmalar bizi beklemekte…Sosyal güvenlik açısından yarınlar mutlu görülmese de sizler ve bizler doğru tepki verdiğimiz sürece yarınlar daha mutlu olacaktır. Aksi takdirde sesi güçlü olanın dediği olacak bu da biz sabit gelirlilere ve emekçi kesime mutsuzluk getirecektir. Aksi takdirde eski yasayı arnavut kaldırımı nostaljisi nağmeleriyle anacağız.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

print

Bir cevap yazın