Aşk denizi ve sevgi nehrinden bahsederler hep.
Sevgide bir akış vardır. Sevgi aynen nehir suyunun aktığı gibi akar ve denize ulaşır veya ulaşamaz.
Aşk ise suyun tersine akmasıdır.
Su yukarı akar mı veya akarsa nasıl akar ?
Allah kullarına Rahmet indirir.
Kullardan da aşk ateşi Yaratana yükselir.
Aşk işte budur ki, suyun yukarı akmasıdır.
Suyu yukarı akmasında itici güç ateştir.
Buharın lokomotifi yürüttüğü gibi aşk ateşi suyu yürütür hem de yukarı doğru yürütür.
Aşk Kardelen gibidir.
Karların altından uyanan bir direniş, bir baş kaldırıştır.
Aşk toprağın altındaki bir tohumun güneşe ulaşma azmi ve sevdasıdır.
Tohum fidan olmalı, ağaç olmalı ve bir tohuma gebe kalmalıdır.
Çiçek açmalıdır.
Mutlaka çiçek açmalıdır ki, balarıları haberdar olmalıdır.
Karıncalar uyanmalıdır.
Sözün kısası Aşk bir dava olmalıdır davada kazanmaktır.
Aşk altmış yaşından sonra ikinci baharı karşılamaktır.
Karıncalar ve Balarıları gibi nice baharlar bulmaktır.
Zahir’de bir kız ve bir erkek suretinde yaşanıyor görünse de aşk, gerçekte Mecnun’un Leyla’sına ermesidir.
Ferhat’ın Şirin için dağlar delmesidir.
Lafın kısası Aşk, suyun yukarı akıtılmasıdır.
Somon balıkları gibidir aşıklar. Somon balıkları nehirde doğarlar ve denize doğru yolculuğa çıkarlar. Sonra üremek için doğdukları nehirde yolculuğa çıkarlar. Yüzlerce kilometre yoldan geldikten sonra nehiri de yukarı yüzerek doğdukları yere ulaşırlar. Bu göçlerinde inanılmaz bir çaba ile imkânsız görünen engelleri aşarlar; hatta alçak şelaleri metrelerce yukarıya atlayarak ya da hiç desteksiz boşluğa dökülen suyun içinde akıntıya karşı yüzerek aşarlar.
Aşk, imkansızı başarmaktır. Aşıklar varlık diyarından göç etmişler ve doğdukları yokluk cennetine varmışlardır. Aşk da o değil midir zaten. Farklı bedenlerde aynı tek ışık olmaktır aşk.
Aşk, benlik diyarından çıkıp biz olmak değil midir ?
Kadın ve erkek de iki vücut ama tek gönül vardır. Aşk işte bu iki bedenden çıkıp BİR olabilmektir.
Aşk, aynı evde, aynı gönülde, aynı yatakta Birleşmektir.
01 Ekim 2009 Perşembe
UĞUR ÖZALTIN
“”””