Piyasanın hali malum.
Fabrika üretemiyor,
Yatırımcı kredi, işadamı nakit bulamıyor,
İşsizlik her gün artıyor,
Esnaf raftaki malı satamıyor, toptancı stokları eritemiyorsa;
Yeni çareler aramak lazım.
Uzaklara gitmeden, derin fikirlere girmeden.
* *
İnsanoğlu’nun en eski ticaret şeklidir; Takas.
Değiş-tokuş da denir, dünya “Barter” olarak bilir.
İslamiyet’ten 9 bin yıl öncesinde, büyük ve küçükbaş hayvanlar bu sistemin tek unsuruydu.
Hayvan karşılığında kim ne istiyorsa alır, verir, başka şeye bulaşmazdı.
* *
Modern dünya, düzeni daha da geliştirdi.
Bugün değişik kıtalarda 400 binden fazla kuruluş yapıyor.
Amerika’da takas usulüyle 45 milyar dolar ticaret yapılıyor.
Gelişmiş ülkelerde aracı firmalar var, yakında bankası kurulacak.
Ama Türkiye’de fazla bilinmiyor.
Peygamber pazarlığını çok iyi beceriyor, takası tanımıyoruz.
* *
Aslında cazibeleri çok, zararı hiç yok.
Başlı başına pazar.
En etkili stok eritme, atıl kapasiteyi satışa çevirme imkânı.
Tahsilât riski sıfır.
Firmalara ek bir masraf getirmiyor.
Yeni Pazar yaratıyor, yeni müşteriler kazandırıyor.
Alternatifsiz finansman. Nakitsiz pazarda açık çek.
* *
Sanayici, tüccar; küçük esnaf dertli değil mi?
Kriz devam etmiyor mu?
Nakit sıkıntısı, kredi yokluğu sürmüyor mu?
İşte yol, işte yöntem.
Açın ekonomi kitaplarını, sorun hocalarına;
“ Kriz döneminde, pazarlanamayan mal ve hizmetler için pazarın yaratılması, işletmelerin ihtiyacı olan mal ve hizmetin para ödenmeden sağlanması için ideal yöntemdir” der.
* *
Sistemin işlemesi için öncülük, önderlik ister.
Vatandaşın güveni sağlanacak, inandıracaksın.
Sen, cebinde para olmayan çaresize “Evde oturma, pazara çık…”dersen…
Krize çare değil, krizin başka bir sorunu olursun.
Göz boyama politikası üreteceğine, akılcı formüller arayacaksın.
Bunu yapamıyorsan…
Beynini takas edeceksin!