Siyasal Gastronomi!

tmer-avci-bilgiaginet.JPG 

Tamer AVCI

TÜRKİSTAN NOTLARI

Takiyesiz cağ kebabını,takiyeli somon balığına tercih eden siyasal gastronomi:

Siyasal yazılar yazmayı çok istemiyorum. Ama o kadar rahatsız edici olay yaşanıyor ki ülkemizde.Birini görmezsen ,diğerini mecburen gorüp bir tepki vermek istiyorsun.

Cumhurbaşkanlığı makamına gelen kişinin, gelme biçimi gelişinde yaşadığı problemler, sonraki halkın seçmesi yönündeki refarandumda çıkan sonuç, içerisinden geldiği partinin, ülkenin yarısının desteğini almış olmasi, yapıcı ve bütünleştirici bir çaba icerisinde olması,yapılan bütün anketlerde en sevilen lider olarak da yaptığı açılımlar olarakta büyük beğeni toplamış olması ve daha nesi ve nesi ile, naparsa yapsın, muhalefet liderini mutlu etmeye yetmiyor. Ülke için ciddi problemlerin dışında, hiç bir şekilde cumhurbaşkanıyla görüşmeyeceğini ilan etmiş bir kişinin bu tavrının bir anlamı varmi? Bunu bilmiyoruz.

Ama siyasi partilerin demokrasilerin en dinamik ve hayati kurumları olduğundan yola çıkarak,ülke insanının anlayamacağı, en yakın seçimdede sözkonusu liderin bir türlü anlatamayacağı bu kindar tavrın en çok ülkeye zarar veriyor olmasının anlamı ise açık. Türkiyede solun ve solcuların Baykal karşısında, elleri bağlı hareket ediyor olmasının ne anlama geldiğine gelince burada iki ihtimalden bahsetmek mümkün.

Birincisi solun içerisindeki akil insanlar,Baykal karşısındaki oluşacak bir hareketin ,solun bolünmesini hızlandıracağını ,küçülmüs bir solla Türkiyenin daha fazla zarar göreceği, yıllardır muhafazakarlığın ülkeye veriyor olduğu zararın dahada derinleşeceği fikrinde olmaları.Diğeri ise Baykalın Chpnin etrafında inşa ettirdigi kalelerin ,Haydar-i kerrarvari taarruzlarla bile girilemeyecek bir yapıda olması.

İki ihtimallide olsa bu denklemin karmaşık bir denklem olmadığı kesin. En azından bu iki ihtimalin konuşulaması lazım. Nedense hiç bir şekilde hiç bir kimse ülkenin bir tarafının çürümeye bu iki nedenlede olsa terkedilmesine karşı çıkmıyor. Sağdaki de ,soldaki de, merkezdeki de marjinali de. Baykalın liderliğini yaptığı merkez sol çürümesini sürdürüyor.Bu çürümeye karşı çok acil bir şekilde harekete geçilmesi gerekiyor.Bunu kim yapar ve nasıl yaparın mutlak bir açıklaması bulunuyor.

Sağ iktidarin muhatapsız kalması, ülkeyi olmadık bir yere götürür.Muhatapsız kalmaması için şovun ve gerilimin aktörlüğunde hareket eden bir liderden, merkez solun- Baykalın kendi ifadesiye söyleyelim- derhal kurtulması lazım. Ankaraya sıkışmıs, son genel seçimlerde Tunceliden başka yere gidememiş, oradada anacak bir otobüs kalabalığında insana hitap etmiş,doğuda ve güneydoğuda adeta silinmiş bir partinin bu seçimden ders alıp, bütün Anadoluyu karşı karşı gezmeye baslaması gerekmezmiydi?

Sanıyorum seçimlerden sonra güneydoğuya bir kez terör münasebetiyle gitmenin dışında bir hamlesini göremedik. Türkiye Ankara ve İstanbuldan ibaret değil. Diğer illerde de yaşam devam ediyor. Çıldır gölünde sazan avlayan balıkçının, Kozluda bin metre aşağılarda kömür çıkaran kömür işçisinin, Mardinde mayınlı topraklarda sürüsünü otlatan çobanin, Adanada pamuk tarlalarında sıcaktan kavrulan pamuk işçisinde hayatı devam ediyor. Ankarada olmasada İstanbulda olmasada devam ediyor. Çürümeye terkedilmiş bir anlayışı, laikliği kurtaracağım kahramanlığıda kurtarmaya yetmeyecek.

Türkiyede sol ve sosyal demokrasi en kötü ve en korunaksız döneminden geçiyor. Lidersiz, projesiz, isteksiz, kindar, kavgacı bir parti yönetimi yaşatıyor bunu.

Türkiye solu o partiden de, partideki ufuksuz ve izansız yöneticilerden de kurtulup yoluna elbette devam edecek. Yeni liderlerle, yepyeni anlayışlarla, sağlıklı ve aklıbaşında muhalefetlerle bunu yapacak.Bunun zaman geçirmeden gercekleşmesi gerekiyor.

Yerel seçimlerle Baykal nasıl bir yenilgi alacağını bildiği için,bürokrasinin bütün gücünü kullanarak,seçimlere mevcut yapıda girilmesini engellemeye çalışacak. Bunun basarırmi bilemeyiz ama,başarsada bu onunda Türkiyeninde başarısı olmayacak. Akpnin kapatılmaına dönük bu planın, ülkeyi götüreceği yeri kimsenin arzuladığını sanmıyoruz. Baykalın şahsını ve yakın iktidarını ağır bir seçim yenilgisinden korumak için bile böyle bir düsüncede olduğunı ise, 22 temmuzda bürokrasiyi tahriklerini hatırladığımızda rahatlıkla görebiliyoruz.

Kaba bir hesapla Akpnin kapatılması ve liderinin siyasi yasaklı olması ,dünyada ve özellikle avrupada yalnız bırakılacak bir Türkiye, çökmüs bir ekonomisiyle bir Türkiye olacak. Bu durum Baykalın ne kadar mutlu eder bilmiyoruz? Bunu ülkenin irticaya saplanmaması ve din devletine giden yolun kapatılması amacıyla yapılıyor olduğu tezini ne bugün nede kriz sonrası Türkiyesinin kabulleneceğini düsünmüyoruz.

Cağ kebabını cok seviyorum. Beslenme ve kültür arasındaki ilişkiyi düzenleyen gastronomide cağ kebabi ile ilgili nasıl bir yer olduğunuda cok bilmiyorum. Siyasal gastronomi kavramı diye bir kavramı ben icat ettim. S iyasetin mutfağında hazırlananlarla, toplumun beğeni anlayışıni birleştirmek diyede bu icadımı açıklayabilirim.Hızımı almışken,siyasal gastronominin sol mutfağında, cağ kebabının ağzımda bıraktığı lezzet derinliğinde bir lezzeti cok arzuladığımıda ifade edeyim. Somon balığını bir kez yemek istemiştim. Çok yemek seçmeyen bir insan olmama rağmen, ilk parçanın devamı gelmemişti.İktidardaki partinin, siyasal gastronomi konusunda toplumun beğenilerini çok iyi okuduğunu ve işin mutfağında iyi hazırlıklar yaptığıni söylemede yarar var. Bireysel temennim ise, sağında ve solunda da ülkenin bütün siyasi mutfaklarında, cağ kebabın beni inanılmaz ölçüde mutlu eden lezzetine denk, siyasal hazırlıklar yapılması

print

Bir cevap yazın