Terör Zirvesinde Doğru ve Yanlışlar

Mehmet ALPEREN

SONDURUM

Terör zirvesi  devam ediyor.

Askerlerin  talepleri bir  kere baştan sona  yanlış.Güney  doğuda  sıkı yönetim istemek  sadece  vatandaşa  eziyet olacaktır. Askerlerin  sorumsuz ve hukuksuz  davranışlarının  faturasını Ergenekon  davasında  tüm çıplaklığı  ile  görüyoruz. Kaldı ki  AKP hükümetinin demokratikleşme paketi adı  altında  beş  seneden beri yaptığı uygulamayı kenara koyarsak askerlerin istedikleri  daha  önceki yıllarda  vardı. Bir kişinin  ne zaman nasıl ve ne  gerekçe  ile  tutuklandığını  altı ayda  öğrenemiyor ve hatta kaybolduğu gittiğine bile gazetelerde okuyorduk.

Biz bunu 12 Eylülde de aynısı ile yaşadık. Bir kişinin suçsuzluğu  ancakaltı ayda anlaşılıyordu.Bu sebeple  hükümetten   istenilen yetki  düzenlemesine gerek olmadığı kanaatindeyim. Özellikle Ergenekon   skandalından sonra  bu  gibi  talepler  terörle mücadelede hiçbir  fayda  vermez.

Diğer  taraftan ;

Bölgeye  Özel harekat polisi sevk edilmesi  son  derece isabetli bir karar. Ancak polislerin askerlerin  emrine verilmesi bana göre sakıncalı. Yarın ortaya  çıkacak olan başarı veya başarısızlıkların çeşitle  olumsuz etkileri olacaktır. Bana kalırsa asker tamamen  çekilmeli ve Jandarma  lav  edilerek diğer ordulara  dağıtılmalıdır. Polis dağda ve şehirde asayişten sorumlu tutulmalıdır.

Bir  harekatın iki başı olmaz. İki başlılıktan  çok çektik biz. Bu zamana  kadar sadece  askere güvenildi. Polis yeri  geldiğini de kullanıldı  yeri geldi adeta  paçavra  gibi  itildi. Oysa Özel harekat  vakti ile rüştünü ispat etmişti. Dost düşman herkes bu   kaplanların dağlarda PKK lı teröristlere kan kusturduğunu  biliyordu. Bir susurluk meselesi bahane edilerek bu  çocuklar  geri çekildi. Aslında susurluk bahane oldu  bana göre. Ortada bir  çekememezlik vardı. Sadece  psikolojik değildi tabi. O dönemde görev  yapan ve hükümeti  devirme  planı yapan bazı Askerler polisin  hükümete bağlı olarak bu  denli güçlenmesinden de rahatsız olmuştu.

Bunu  Anadolu da gazetecilik yaptığım dönemlerde  çeşitli vesilelerle görüştüğüm bazı üst  düzey  polis ve hatta  üst düzey bir askerle de  özel  sohbetimizde dile  getirmiştim ve   teyit edilmişti.

Şimdi  hükümet yeniden bir   terörle mücadele paketi hazırlarken bu  ince ayarlara son  derece dikkat etmelidir. 

Ne yazık ki asker bu zamana  kadar terörle mücadelede  aynı başarıyı  gösteremedi. Aslında bu da normaldi. Asker terör eğitimi  görmüyor. Yanaşık  düzen  eğitimden  geçen  kişilerin  eline silah  değil ne verirseniz verin  dağlarda çete savaşı veren teröristle mücadele edemez. Daha  yirmi yaşında ve hayatlarının baharında  olan tecrübesiz  gençlerin, heyecan ile  giriştikleri çatışmalarda başarılı  olmalarını beklemek yanlıştır. Teröristle  mücadele edecek olan  kişinin  terörist gibi  düşünen ve  yaşayan kişilerden  olması gerekir. Bu şekilde  eğitilmiş  timlerin  dağların kovuklarında  mağaralarda gerekirse haftalarca dağlardan  inmeden mücadele etmeleri gerek. Önemli  noktalarda  üçer beşer kişilik  oluşturulan bu  timlere belli  noktalarda belli  zamanlarda arazi  şartlarına  uygun araçlarla ( Helikopter katır, veya kara araçları Vs.) lojistik destek  sağlanması gerek.      

Bu uygulamanın bir  faydası da ( yetkilerin tamamen  polislere verilmesi) demokratikleşmede bir adım  daha ileri gidilmesi bakımından önemli bir adım olacaktır.

Diğer taraftan  Asker  yurt savunmasına da ve gerekirse sınır  ötesi harekatlar için hazır  olarak  beklemeli ve yıpranmamalıdır. Saldırıya   uğrama  ihtimali  düşük yerlerde kurulacak olan  askeri birliklerden dağda mücadele eden Özel  harekatçıların  talebi olduğu zaman destek vermelidirler.

Ben   polislerin askerin  emrine verilmesinde  çok ciddi  sakıncalar görmekteyim.  

Askerler bu arada  rahatça golf  oynayabilirler. Bir karakolu  yüz metre  öteye taşıyacak para bulamadığını söyleyenlerin  gittiği  her hava  üssüne golf sahası yaptırmasını kim  nasıl izah  edecekse çıksın  etsin. Kusura bakmayın  ama Hava  kuvvetleri komutanı sayın Babaoğlu’nu  çok  acı bir gerçeği ortaya  çıkarttığı için  tebrik etmek  gerekiyor. Ordunun  terörle mücadelede 28  seneden  beri süre gelen başarısızlığının neden olduğunu  ortaya koyduğu için.  

print

Bir cevap yazın