Tersinden Bakalım mı?

Başörtülüler kamusal alana giremez. Peki, neresidir bu kamusal alan. Başta Silahlı kuvvetler olmak üzere devlet kurum ve kuruluşları. Herhalde böyle. Mesela, bir subayın eşi başörtülü olamaz. Annesi kız kardeş olmaz. Olursa yemin törenlerine nizamiye kapılarına orduya ait dinlenme tesislerine giremez.

Ama asker şehit olursa başka.

O zaman annenin veya kız kardeşin başörtülü olup olmadığını önemsemeden merasimlerde göstermelik davranışlar başlar.  Süslü laflar hamasi söylemler kırıla gider.

Öyle değil mi?

O zaman şöyle de olabilir. Annesi karısı ve ya kız kardeşi kapalı olanlar askere alınamaz. Bir genç askerlik çağına geldiğinde veya bir memurun askerlik dönemi geldiğinde önce ailesi incelenir. Evli ise karısı yoksa annesi veya kız kardeşi başörtülü ise askere alınmaması gerekir. Hatta bu yasayla da sabit hale getirilir. Bazı subayların cenazesinde de görüyoruz başörtülü eşler anneler ve hanımlar. Buna da son derece dikkat etmeli. Birinci dereceden hatta ikinci dereceden ailesinde başörtülü olanlar harp okullarına alınmamalı.

O zaman şu din düşmanları, başörtüsü düşmanları rahat ederler. Memleket rahat eder. Devlet kurtulur laiklik rayına oturur. Yargı üyeleri zil takar oynarlar.   Bazı 2siyasiler derin nefes alırlar.

MHP dağa çıkacak! Yani isyan edecek. Kime? Türk parlamentosuna. Yani Türk milletine, yani Türk devletine?

Hımmm Peki ne adına, kimin adın? Herhalde kendileri buna “Türk milleti adına” derler. Peki, kim veriyor bu yetkiyi kendilerine? Aldıkları oy oranı mı?  O zaman sordular mı seçmenlerine. Seçmenlerinin kaçta kaçı bu ifadeyi veya niyeti veya söylemi doğru buldu dersiniz.

Bilemem tabi ama aklıma  sormak  geliyor; Acaba “ ulusalcılık” adı  ile  sulandırılan  Türk milliyetçiği fikir örgüsü ilhamını  Ergenekon dan mı  alıyor  yoksa  Ergenekon’a ilham mı veriyor?

Her ne ise, ülkenin huzur ve barışına katkıda bulunmak için formül üretmedikleri gibi tam  tersi  fitneyi ve düşmanlığı daha da artırarak ülkeyi  iç savaşa sürüklemeye meyilli söylemlerle  siyaset  yaptıklarını sanıyorlar.

Bunun adı milliyetçilik değil, ırkçılıktır. Bunun adı birleştiricilik değil bölücülüktür. Bunun adı demokratlık değil faşistliktir. Bu hastalıktır ve bu hastalığın en tehlikeli tarafı bu millete inanmamaktır, güvenmemektir.

Yazık bir zamanlar CHP bünyesinde beslenen semiren sol örgütler ülkeyi Sovyet rejimine peş keş çekmek istediklerinde ve bunun için sayısız silahlı örgüt kurduklarında ortaya çıkan MHP bu gün aynı zihniyete ve aynı niyete hizmet ediyor.

 Vatanını ve ülkesini seven hiç bir Müslüman Türk MHP ve CHP ye oy vermez. Müslüman Kürtlerde zaten vermezler. Zaten  İslam  şuuru  ile hayata ve hadiselere bakanlar  ister Türk olsun ister Kürt olsun ister  Çerkez ister  Arap olsunlar  fark etmez.

print

Bir cevap yazın