Tezgah Üstü İlaçlardaki Tezgaha Dikkat

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile eczacılar arasında anlaşmazlık sürerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yeni bir ‘One Minüt’ çıkışı yaptı.

Eczanelere SGK ile tek tek masaya oturması için 15 Ocak’a kadar süre tanıdıklarını ifade eden Başbakan, ayrıca ilaç satışını market ve süpermarketlere taşıyacak yeni bir çalışma yaptıklarını açıkladı.

Başbakanın bu çıkışla söylemek istediği iki önemli şey var:

Başbakan önce eczacılara gözdağı veriyor. SGK ile teker teker anlaşmazsanız ocağınıza incir dikerim; aklınızı başınıza alın diyor.

İkinci ve asıl önemlisi ise ‘marketlerde ilaç satışı’ sözü ile ‘tezgâh üstü ilaç’ kavramını gündeme getiriyor ve ilaç reklâmının da önünü açıyor.

Tezgâh üstü ilaç

Tezgâh üstü ilaç son yıllarda çok sık duymaya başladığımız bir terim. Bu, İngilizcedeki ‘over the counter drug’ (OTC) sözünün bire bir Türkçe’ ye çevrilmiş şekli; bir deyim. Dilimizdeki tam karşılığı ‘reçetesiz satılan ilaç’ aslında, ama deyimler ne demek istediklerine bakılmaksızın, içinde yer alan kelimeler tek tek tercüme edilirse, ortaya işte böyle tuhaf ifadeler çıkabiliyor.

Tezgâh üstü ilaç, marketten veya bakkaldan ‘çikolata veya sakız alır gibi alınabilen ilaç’ demek. Amerika’ da ve bazı Avrupa ülkelerinde, bir takım ağrı kesici hap ve pomatlar, romatizma ilaçları, soğuk algınlığı ve üst solunum yolları hastalıklarında kullanılan ilaçlar, alerji hapları, antiasit olarak bilinen mide asidini gideren hap ve pastiller, vitaminler marketlerde tezgâh üstünde, yani reçetesiz satılabiliyor ve gazetelerde, televizyonlarda reklâmları da yapılabiliyor.

Tezgâh üstü ilaç terimi esasında ilacın reklâmına fırsat yaratmak için çıkarılmış ticari bir isimdir. İlaçlar için tezgâh altı veya tezgâh üstü gibi nitelemeler yapmak yanlıştır. İlaç ilaçtır. Tezgâh üstü veya değil ilaçların tümünün eczanelerde satılması gerekir.

İlaç endüstrisinin amacı daha fazla ilacı reçetesiz satılan ilaç kapsamına sokmak. Son yıllarda depresyon ve kolesterol düşürücü ilaçların da tezgâh üstüne çıkması için müthiş faaliyetler yürütülüyor. Amaç, bu sayede ilacın serbestçe reklâmını yaparak, doktorlara gerek kalmadan ‘vahşice ilaç pazarlamak’.

Ülkemizde durum farklı. Parasını ödedikten sonra reçete olmadan uyuşturucu sınıfına girenler dışında her ilacı almak mümkün. Bizde kâğıt üzerinde tezgâh üstü ilaç diye bir kavram yok ama bunun pratik uygulaması senelerdir yapılıyor.

Tezgâh üstü ilaçların riskleri

Tezgâh üstü ilaçlar sadece tedavi edici özellikleri bilimsel olarak kanıtlanmamış, yani alsanız da almasanız da bir şey değişmeyen bir takım kimyasal maddeler olmaları yanında ‘ölümcül de olabilen ciddi yan etkilere’ sahip olabiliyorlar.

İlaçların reçetesiz satılmasının ve ilaçlara her yerde kolayca ulaşabilmenin getireceği çok önemli bir tehlike de ‘madde bağımlılığı riski’ dir.

Zurnada peşrev ilaçta reklâm olmaz.

Tezgâh üstü ilaçlar da dâhil hiçbir ilacın reklâmının yapılmasını doğru bulmadığım gibi, hatta tam tersine ‘ilaç reklâmlarının son derece sakıncalı olduğu’ kanaatindeyim.

Üstelik de bu düşüncem sadece tüketicilere yönelik reklâmlarla da sınırlı değil. Doktorlara ilaç reklâmı yapılması da yanlış; bunun ‘hâkime kanun reklâmı’ ndan hiçbir farkı yok. Bunlar ilaç tüketimini artırma amaçlı ‘pazarlama numaraları’ dır.

İlaç eczanede satılmalı

İlacın tezgâh üstü-tezgâh altı diye sınıflandırılması tezgâhtan başka bir şey değildir.

Tüm ilaçların, hastalıkları veya hastalık belirtilerini gideren, ama ölüme kadar varabilen çok ciddi yan etkileri de olabilen kimyasal maddeler olduğu asla unutulmamalıdır.

Reçeteler çırak veya kalfa değil mutlaka eczacı tarafından değerlendirilmelidir. Eczacılar ilacın nasıl kullanılacağını, nasıl saklanacağını, hastanın hangi durumlarda doktorunu araması gerektiği gibi hususları hastaya anlatmakla yükümlü olmalıdır.

Ama buna karşılık da eczanelerin şampuan, deniz topu, oje, ruj, gözlük gibi ilaç olmayan ürünlerin hiçbiri ile de ilgilenmemeleri lâzımdır.

print

Bir cevap yazın