Toplumsal Düzenlemeler Nasıl Yasal(l)aşır?

Toplumsal düzenlemeler, örf, adetler, genel geçerli kurallar, düzen ihtiyacından kaynaklı teklifler, öneriler, teşvikler, toplum katmanlarında çok daha etkin ve kapsamlı olarak uygulanabilmesi için yasal(l)laşma sürecine girerler.

YASAL(L)AŞMA SÜRECİ NEDİR?
Yasal(l)laşma süreci devlet otoritesince bir düzenlemenin resmi olarak uygulanması veya tanınması sürecidir. Pek tabi ki bir devletin resmi (uygulanması gerekli) gördüğü hukuksal düzenlemeleri de o devletin egemenliğini tanımış diğer devletler o ülke nezdinde tanımış ve/veya kabul etmiş olur.

TÜRKİYE’DE YASAL(L)AŞMA SÜRECİ GELİŞİMİ veya OLUŞUMU

Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi 1982 Anayasasının 88. maddesine göre düzenlenmiştir. Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul ve esasları TBMM içtüzüğüyle düzenlenir.

Toplumsal ihtiyaçlar, sivil toplum kuruluşlarının sosyal talepleri ve önerileri, bilim adamlarının önerileri, olağanüstü doğal siyasal ve sosyal olaylar uluslararası yeni gelişmeler ve sözleşmeler, devlet otoritesi tarafından meşru hukuksal düzenleme haline gelmesi için yasalaşması gerekmektedir.

Ne var ki, sosyal düzenlemelerin “kanun” statüsünde müeyyideye kavuşması ve bu sürecin hızlı olması için güçlü bir siyasal çoğunluk gerekmektedir. Bu siyasal çoğunluk karşısında bu düzenlemelerin toplumun mümkün olan en geniş katmanları tarafından makul görülebilmesi için de siyasal muhalefetin ve sivil toplum kuruluşlarının etkinliği gerekmektedir.

Şu an Türk parlamentosunda süreci devam eden Sosyal Güvenlik Yasa tasarısı bunun bir örneğidir. Hak verirsiniz ki, parlamentoda güçlü bir tek parti iktidarının olması bir ülke için büyük bir şanstır. Hele de bu siyasal yapının ülkenin geçiş dönemlerinde ortaya çıkması büyük bir lütuftur. Fakat böylesi bir tek parti iktidarının hadım edilmiş veya kısırlaşmış muhalefet ve sesi çıkmayan sivil toplum kuruluşları karşısında sağlıklı yasama oluşturması beklenemez. Şu an tasarısı görüşülmekte olan Sosyal Güvenlik Kanunu bunun en bariz örneğidir.

Türk toplumunun sosyal ve ekonomik standardının gelişmemiş olması gerçeği üzerine, 2020 senesindeki şartlara göre bir sosyal güvenlik yasasının çıkmakta olması Türk toplumunu çok büyük krizlere sokacaktır. Bu krizin toplumsal etkisi ilk on onbeş sene devam edecektir.

Oysa ki, bu süreçte güçlü ayakları yere basan bir muhalefetin olması, etkin ve baskın sivil toplum kuruluşlarının olması durumunda bu yasa çok daha makul geçişler içeren maddelerle karşımıza çıkacaktı. Şu durumda herkesin Sosyal Güvenlik Reformu kapsamındaki eli kulağında yasal(l)aşması beklenen Sosyal Güvenlik Kanunu sabit gelirliler başta olmak üzere her birimizin canını birhayli acıtacaktır.

REEL YASALAŞMA SÜRECİ VE SONUÇ
Parlamentoya gelen yasa teklifleri yukarıda 88. madde de belirtildiği gibi hükümet veya parlamento üyelerince gelir, bu teklifler meclis alt komisyonlarında görüşülür, yoğrulur, son şekli verilir, meclis komisyonlarınca yasa tasarısı haline gelir ve genel kurulda bu görüşülerek madde madde veya bütün olarak oylamaya sunulur ve kabul edilir. Kabul edilen yasalar C. Başkanı onayıyla yürürlüğe girer. Sorun olursa, C. Başkanınca yeniden görüşülmek üzere genel kurula gönderilir. Bu yasalara Anamuhalefet partisi de itiraz ederek AY Mahkemesine başvurabilir.

Kanunların çıkması süreci en kritik süreçlerdir. Makul ve mantıklı muhalefet ve bilinçli ve etkili sivil toplum kuruluşlarını bu dönemde önemi büyüktür.

Esenlik dileklerimle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

print

Bir cevap yazın