Önceden, “Attığın taş, vurduğun kuşa değecek” deniyordu, haysiyetsiz de olsa ağırlığı vardı.
Şimdi dibe vurdu, ucuzladı.
Ne ağırlığı kaldı, ne tadı.
Rüşvetin de cılkı çıktı.
* *
Trafik polisi, taksiciyi durduruyor, bir paket sigara istiyor.
Bir diğeri, değnekçiyle pazarlık ediyor.
Rakamı, devletin üniformalısı değil; taksi durağının şamar oğlanı değnekçi belirliyor:
“40 fazla, 30 TL yeter”
Polis, 3 onluğu alıyor, ruhsatları veriyor.
TC’nin Başkent’inde 70 den fazla trafik polisi bu halde görüntüleniyor.
* *
Rüşvete bulaşmayan meslek ve makam yok.
Polis, maliyeci, tapucu, MİT’çi, öğretmen, doktor, mühendis, profesör, milletvekili, bakan, cami imamı ve hatta müftü…
Açın interneti, “Rüşvet ve…” diye mesleği yazın.
Birbirinden ilginç, komik yüzlerce olay önünüze dökülür.
Çoğu da fıkra gibi.
Gülümsetmiyor, kahkaha attırıyor!
* *
Alın, size bir örnek:
Adapazarı’nda trafik denetimi.
Sürücü Ahmet Dere, kırmızı ışık ihlali yapar.
Trafik ekibi durdurur.
Kontrolde, sürücü alkollü çıkar.
Ceza kesmek isteyen polise, cebindeki tek 10 TL’yi uzatır.
Memur kızar, şikâyetçi olur.
“Görevli polis memuruna rüşvet vermek” suçundan dava açılır.
* *
2. Ağır Ceza mahkemesi, dosyayı inceler.
Memura iki adet 5 TL’lik veren sürücü, önce 4 yıl hapse çarptırılır.
Mahkeme, ‘Rüşvet eksik teşebbüste’ kaldığı için cezayı üçte iki indirir.
Hapis cezası 1 yıl 4 ay azalır.
Heyet bu kez, “Sanığın rüşvet teklif ettiği miktarı ekonomik durum ve paranın satın alma gücü” dikkate alındığında hafif olması nedeniyle, ikinci kez üçte iki oranında ceza indirimi yapar.
Ceza 5 ay 20 güne iner.
Sürücünün duruşmadaki iyi hali göz önüne alınır, 6’da 1 daha indirilir.
Kalan ceza da ertelenir.
* *
Kıssadan hisse:
Rüşvetin ucuzu da iyidir…