Unutturulan Türkçüler: Yusuf AKÇURA II

Mustafa KÖSE

TARİH BİLİNCİ

İSTANBUL’A GELİŞİ VE BURADAKİ YAŞAMI : 

Akçura’nın babası öldükten sonra annesinin de sağlığı bozulmuş, bu arada mali durumları da kötüye gitmiştir. Hem mallarına haciz konulması hem de annesinin sağlığı nedeniyle Rusya içinde birkaç şehir gezmişler sonra da İstanbul’a yerleşmişlerdir. Burada okula başlayan Akçura’nın annesi Dağıstanlı Osman Bey ile evlenmiştir. Osman Bey Akçura’nın tahsiliyle yakından ilgilenmiş ve O’nu askerî okula gitmeye teşvik etmiştir.

Akçura’nın hatıra defterine göre askerî rüştiyenin üçüncü sınıfında iken annesi ile birlikte baba yurdu Kazan’ı ziyarete gitmiştir. Bu seyahatte İstanbul ile Kazan arasındaki medeniyet ve ümran farkı dikkatini çekmiştir. Rusların İstanbul’u berbat ve çamur deryası diye tahkir etmelerine kızmakla birlikte İstanbul’un bağımsız bir Türk şehri olmasına rağmen Rus yönetiminde bir şehirden geride olmasından üzüntü duymaktan kendisini alamamıştır.

Akçura kendisinin biraz şuurlu milliyetçiliğinin Harbiye’de tahsil ya­parken başladığını yazıyor. Yunan Harbi’nin hemen öncesine rastlayan bu dönemde Necip Asım’ın, Veled Çelebi’nin, Bursalı Tahir Bey’in Türkçülüğe ait yazıları yayınlanmakta ve Gaspıralı İsmail Bey’in “Tercüman”ı bir ara İstanbul’da dağıtılmaktaydı. Bu eserler Akçura’nın fıkrî gelişiminin temellerini atmışlardır.

Akçura’nın Türkçülük fikirleri daha başından beri bütün Türkleri kapsamaktaydı. 1897’de Erkan-ı Harbiye sınıflarına ayrılan Akçura aynı yıl ilk makalesini “Malumat” dergisinde yayınladı. “Şehabettin Hazret” adlı bu makalesinde Kuzey Türklüğünün en ünlü kişilerinden ve Kuzey’de dinî yenilik ve millî uyanış hareketinin ilk liderlerinden Şehabettin Mercani’nin düşünce ve çalışmalarını aynı zamanda da Kuzey Türklüğünün irfan seviyesini, fikri hareketlerini Güneyli Türklere anlatmak istemişti. Amacı Rusya Türkleri ile Osmanlı Türklerini tanıştırabilmekti.

Akçura, Harbiye’nin ikinci sınıfındayken Genç Türk’lük düşüncesine katılıp hizmet ettiği gerekçesiyle 45 gün mahkum olmuştu. Hapisten çıkıştan sonra bir hareketi daha görülürse okuldan atılacağı söylenmiş ve Erkan-ı Harbiye sınıfına ayrıldıktan birkaç ay sonra Taşkışla Divan-ı Harbi’nde yargılanmıştır. Mahkeme hiçbir sebep yokken Akçura ve arkadaşı Hikmet Vefık Bey’i askerlikten uzaklaştırdı. Aynı zamanda Akçura’yı müebbet olarak Fizan’a sürgün etti.

TRABLUSGARP’DAN FRANSA’YA KAÇIŞ VE BURADAKİ FAALİYETLERİ:

Fizan’a sürgün edilmek için Trablusgarp’a gelenler Akçura ile beraber 84 kişiydiler. …  Daha sonra şehir içinde kalmak koşuluyla serbest bırakıldı ve bazı resmi görevler aldı. Buradan arkadaşı Ferit Bey’le birlikte bir kayığa binerek Fransa’ya kaçtı.

1899 yılında Fransa’ya gelen Akçura’nı Türkçülük fikirleri burada olgunlaşmıştır. … … Paris’te Ahmet Rıza’nın Osmanlıcılığını, Mizancı Murat’ın İslâmcılığını ve Prens Sebahattin’in Adem-i Merkeziyetçiliğini Mağmumi’nin telkinleri doğrultusunda incelemek fırsatı bulmuştur. … ….  Gerçekten de Akçura Paris’te üç yıl süreyle devam ettiği Science Politique (Siyasal Bilgiler) okulunda ulus öğesinin tarihteki önemini anladı. Prusya bozgununun hemen ertesinde ve bu bozgunun öcünü alacak kadrolar yetiştirmek üzere tam milliyetçi bir şekilde donatılan bu okuldaki derslerde Albert Sorel ulus öğesinin önemi üzerinde ısrarla duruyordu. Akçura bu okulu bitirirken yaptığı tezinde “Osmanlı devletinin bu şekliyle korunmasının artık mümkün olmadığına karar vererek, milliyet fikirleri bu derece geliştikten sonra çeşitli unsurları bir araya toplayarak millet meydana getirmek mümkün değildir” diyordu. Bu arada Ahmet Rıza’nın Şurayı Ümmet ve Meşveret adlı gazetelerinde de yazıları çıkan Akçura, buralarda düşüncelerini tam olarak açıklayamamıştır.

FRANSA’DAN RUSYA’YA GİDİŞ VE RUSYA’DAKİ FAALİYETLERİ:

1903 yılında Siyasal Bilgileri bitiren Akçura, Türkiye’ye dönmesi ya­sak olduğundan Rusya’ya doğduğu yere döndü ve amcasının evine yerleşti. Çok büyük tartışmalar yaratan ve üzerine kitaplar yazılan, Türkçülüğün ilk kez bilimsel izahının yapıldığı “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesini burada kaleme aldı.

Yarın: Üç Tarz-ı Siyaset

print

Bir cevap yazın