Dünya dönmeye devam ediyor…

Ediyor dediği için darağacı görünmüştü.. Bu Vatana, bu Millete yazık değimli ..

Bunca suni gündemlere takılmış.. Herkes şaşkın .. Ne oluyor. Gerçeklerle yüzleşemeyen ezgin ve ezilmiş ve de umut arayan insan tipleri yani Halkımızın çoğunluğuna;

-Cambaza bak cambaza…

Aaa nelerde varmış … İnciler, boncuklar…

Nurlu ufuklar .. Olmazsa dileğin bir daha dile olur İnşallah… Maaş yetmiyor, borcum var.. çözülür. Benim işimde yok, açım … Yazıl yazıl sıraya alalım…

Bak sen şunlara. Memleket bölünme tehlikesinde demişler.. Kim demiş?. Topraklarımız, madenlerimiz, satılan en güzel vatan toprakları, arsa talanı, yok edilen ormanlar, ekilemeyen tarım ürünleri, yok fiyatına satılan köylünün alın teri, 16 saat çalışma nefes almadan, asgari ücret.. İsraf. İlle de Yolsuzluklar, yolsuzluklar…

Cambaza bak cambaza…

Baktım ne olacak… Cambaz ip üstünde oynuyor… Eee… Sonrası,  sonrası ..Bak bak…Cambazın ayağı kaydı, denge çıtası da düşüyor… Aaa cambaz düşüyor.  Seyircilerden biri bağırır , “Kafa üstü düşer İnşallah “ Canı yanmış birisiydi herhal… Dileği tuttu, keşke tutmasaydı “ Karpuz gibi yani..” Er kişi niyetine .. Amin.. Cambaz gitti gider, iş kazasında öldü, ailesi tazminatını alır, sigortası yoksa, yandı keten helva…

İşbirlikçiler dört yandan saldırıyor.. Samimi, dinini yaşayan ve de  düşüncelerimize katılan, bütün Müslümanları dışında tutarak, din istismarcılığını, menfaat, saltanat ve de illaki para, daha çok para için yapıp, fakir fukarayı peşine takıp, sonrada ne kadar dış mihrak varsa iş tutup, memleketi açık Pazar olarak sunanlar, bu gücü sevinçle ve gayretle destekleyen, kendini aydın ilan edip, işbirlikçi sağı, solu, bölücüsü, haçlı irticası, ılımlı Waschington/Vatikan irticasısı, liboşu, mandacısı, etki ajanı, ne idiğü belirsizi, numaralı cumhuriyetçisi ; hepsi el el vermişler, Türkiye’yi, Atatürk’ü, Türklüğü,  şanlı tarihimizi,  Devletimizi, Ordumuzu  hedef almışlar…

Sahipsiz köy bulmuşlar…

Sahipsiz mi ?…

Herkes çürük taşları ayıklasın, eskiden kalan saplantıları atsın… Yanlışlardan dönsün… Ben Türkiye’den, Cumhuriyet’imizden,  Türk Ulusu’ndan, sayısız şehitlerle kazanılmış Vatanımın birliğinden, bağımsızlığından yanayım diyenler, bu düşünceden yana olan, her kesimden insanlarımız, çok geç olmadan el ele versin…

Kuva-yı Milliye döneminde olduğu gibi:

VATAN  SAVUNMASINDA  BİRLEŞELİM

TARAFIM:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN LİDER ÜLKE OLMASINDAN, TAM BAĞIMSIZLIĞINDAN, EGEMENLİĞİNDEN TARAFIM, MİLLETİN BİRLİĞİNDEN, VATANIN BÖLÜNMEZLİĞİNDEN, MUSTAFA KEMAL’İN YOLUNDAN TARAFIM, MİLLETİN KARNI TOK, SIRTI PEK, ONURLU, BAŞI DİK VE ÖZGÜR YANİ TÜRK GİBİ YAŞAMASINDAN YANAYIM, TARAFIM… Memleketin topraklarını, madenlerini, milli kuruluşlarını helede yabancılara satanlara karşıyım… Bölücü teröre, Mehmetçiğe, güvenlik güçlerine kurşun sıkanlara karşıyım… Onlara kurşun sıkanlar, Vatanımda hiç kalmamalı .. İslamiyet’le ve Samimi inanç sahipleriyle asla sorunum olmaz, zaten gerçekleri anlayanlar saflardadır… Kutsal din duygularını istismar edip milleti siyasi ve ticari rant için, suni gündemleri abartarak kullanıp, gavurun yetmişyedi çeşidiyle iş tutup, ağalarından emir alıp, gerçekte Papaz elbisesiyle gezen Haçlı İrticaya karşıyım… Yolsuzlukları hiç bir devirde olmadığı kadar arttırıp, yetimin, yoksulun, üreticinin, işçinin, esnafın sırtına binip, kaynağı belirsiz? seçim sadakalarıyla milleti kandıranlara, hepten karşıyım… Türk kimliğinin, ” Ne mutlu Türk’üm diyene” çerçevesinde büyük Milletimi, Türk ULUSU’nu, birarada tutan gerçek olduğunu inkar edip, Türkiye Cumhuriyeti’ni, sessiz işgaden, fiili işgale uğratabilecek, fitne ve fesat hareketine karşıyım. Artık bulanık su kafalardan dağılsın, farklılıklar değil ortak noktalarda bir araya gelinsin…

Türk bayrağı yere düşmez, düşmeyecek…