Yapı denetimleri, son günlerde, 5 Şubat 2008 tarihli Yapı Denetim Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile beraber tekrar gündeme geldi. Yayınlanan yönetmelikle yapı denetim faaliyetleri yeniden tarif edilerek kuruluş ve çalışmaları ile ilgili olarak bir takım değişiklikler getirildi.
Bu değişikliklerin özetle anlamı şöyle: “Sorumlu ve yetkisiz yapı denetim, sorumlu olmayan ve yetkili belediyeler.” Böylece sistem 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu’nun amacının dışına çıkarak, fonksiyonlarını yerine getiremeyen, yetki ve sorumluluk açısından karmaşa içine sokuldu.
Yapı denetim firmalarının her ne kadar 1999 depremi sonrası ilk amacı “depreme dayanıklı yapılar ” inşa ettirmek idiyse de, yapı denetim firmaları bugün evrak ve bürokrasi kıskacında. Belediye ile müteahhit arasında sıkışmış durumdalar. Yapı denetim firmalarının durumu, adeta “ne hacıya ne hocaya yaranamamış” ve idam sehpasına ne zaman çıkarılacaklarını bekleyen idam mahkumundan farklı değil gibi..
Sorumlu Sayın Bakanın, “Yapı denetimlerden yana sıkıntımız var” açıklaması üzerine düşünecek olursak; bir sıkıntının olduğu aşikar. Ancak aslolan söz konusu sıkıntıların nedenlerinin ne olduğudur. Öncelikle nedenler irdelenmelidir.
-Yetki veren de denetleyen de aynı bakanlık. Peki sorun nerede?
Yapı denetim firmalarına yetki veren de, yapı ve proje denetçilerine yetki veren de yine aynı bakanlık. Söz konusu kurumları denetleyen ve diğer idareleri söz konusu işin içine sokan da aynı bakanlık… Peki, sıkıntı nedir?
80 yaşında, gözü görmeyen, 12 yıl sigortalı olarak bir devlet kuruluşunda masa başında oturmuş ama yönetmelik, mevzuat ve kanundan habersiz mühendis ve mimarlara denetçi belgesini verip yeterliliği aramayan bakanlık, yapı denetimlerden nasıl şikâyetçi olur!
Firma sahiplerinin yetkisi olmayacak, denetçiler yapıyı denetleyecek, hata olursa firma kapatılacak, mal sahibi ve müteahhit ceza almayacak, belediye göz yumacak, yapı denetim firmaları kapatılacak. Neden yapı denetimlerden şikayet varmış!
Sözkonusu sistemde zaten bundan başkası da beklenirse saflık olur herhalde.
-Müteahhitlik için hiçbir standardımız yok!
Denetçileri geçelim bir de müteahhitlere gelelim!….
Türkiye’de berber olmak için bile ustalık belgesi istenirken, müteahhit olmak için hiçbir yeterlilik ve standart aranmıyor. Paran varsa, sabah kalktığında müteahhit olabiliyorsun. Bu konuda en özlü sözü herhalde TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar söyledi. Söylediği söze katılmamak içten bile değil. Erdoğan Bayraktar’ın da ifade ettiği gibi “Bu ülkede çıraklık yapmamış olan, ustalığı bilmeyen, kalfalık seviyesine ulaşmamış insanlar müteahhitlik yapıyor, sıkıntımız bundan.”
Proje müellifi, mal sahibi, müteahhit, belediye kafa kafaya verip bildiğini yapıyorsa, yapı denetim firmaları sorumlu olmasına rağmen yine söz konusu yapı denetim firmaları yetkisiz ise, “Demoklesin Kılıcı” yapı denetim firmalarının ensesinde duruyorsa; yapı denetimler ne yapsın!…
Evet ….
‘Yapı Denetimler’den şikâyetimiz var. Duyanlar duymayanlara duyursun!