Yaşamak; Asırları Bir Hamlede Aşmaktır

Yaşamak; Asırları Bir Hamlede Aşmaktır…(Sabahattin Ali)

Ah! benim, romantik devrimci şairim…

Ne güzel, ne özlü söylemişsin öyle..

Yaşamak sadece nefes alıp vermek değil, tarihe, zamana kalıcı eserler bırakmaktır.. Asırlara direnmektir..

Şu veya bu nedenle “gecikmiş” tarihsel ve toplumsal süreçleri halkın hizmetine sunabilmektir.

Ne demek mi istedim: Şunu anlatıyorum;

Aydınlanma, sanayi devrimi, modern yaşam konusunda diyelim ki, 300 yıl geride kaldık.

İşte bir önder,toplumsal ve tarihsel koşulları da dikkate alarak halkıyla beraber az zamanda çok ve büyük işler yapıyor ve Cumhuriyeti kuruyor.

İşte bu nedenle Londra’da The Observer Gazetesi şunları yazıyor:
“Türkiye’nin Onuncu Yaşgünü Bir On Yıla Yüzyıllar Sığdırıldı“(22 Ekim 1933)

İşte asırların gecikmişliği 15 yılda aşılmaya çalışılmış ve büyük ölçüde başarılı olunmuştur.
Toprak Reformu konusunda da atılımlar olmuş ancak gelişen toprak beyleri ve ticari kapitalist sınıflar bu atılımları engellemişlerdir.
Sabahttin Ali’nin dediği gibi gerçek yaşamak budur.

Asırları bir hamlede aşabilmektir. Tarihin diyalektiği her zaman aynı sırayı izlemeyebilir.
Yani ille de ilkel köleci toplum, feodal üretim, ticari kapitalizm, sanayi kapitalizmi, sosyalizm diye düz bir ilerleme çizgisi şart değildir.
Bu şema her döneme ve her topluma uymaz. Güney Kore, Çin, İrlanda,Türkiye farklı  gelişme çizgisindedir. 
Nitekim bizim için en uygun çözüm karma ekonomi olmuştur.
En hızlı ve nitelikli kalkınma karma modelin ağırlıkta olduğu dönemlerde yaşanmıştır.
1933’te Atatürk’ün sözü gerçek verimli kalkınma yolunu özetler.

“Az zamanda çok ve büyük işler yapmak”.

Günümüzde hep daha da az zamanda daha çok ve daha büyük işler yapabildiğimizde hem toplumsal kalkınma hızlanacak, hem de insanlığa en büyük hizmeti yapmış olacağız.

Ah benim devrimci romantik yazarım, şairim Sabahattin Ali üstadım;

Her zaman başımızı gökyüzüne, gözümüzü de ufkun, asırların ötesine çevirmek istiyoruz..
Ve asırları bir hamlede aşarak yaşamak istiyoruz..
Bu coşku içimizde hep var..
Önemli olan bunu yeniden toplumsal bir modele yayabilmek..
Ve hep durmadan üretmek.. paylaşmak..ve adil bölüşmek..

print

Bir cevap yazın