Kategori arşivi: Ayşe YILMAZ

Küresel Isınmanın Dünya Su Rezervleri Üzerindeki Etkileri

Ayşe YILMAZ

Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

ay@yerelyonetim.net

ÖZET:

Kısaca tanımlamak gerekirse dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar için su hayattır, candır. Dünya üzerindeki hayatın kaynağı olarak adlandırılan su, dünyanın 4’te 3’ünü, insan vücudunun yüzde 70’ini oluşturuyor. İkinci enerji unsurlarımızdan olan su yaşamsal faaliyetlerimizde olmazsa olmazımızdır. Yüzde 97. 5’i okyanuslarda ve denizlerde tatlı su tuzlu su olarak, yüzde 2. 5’i ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunan dünyadaki yararlanabileceğimiz elverişli tatlı su miktarı, bilinenin aksine oldukça yetersiz. Çünkü tatlı su kaynaklarının yüzde 90’ı kutuplarda ve yeraltına hapsedilmiş durumda.

Dünya yüzeyindeki 1. 4 milyar km3’lük su rezervinin sadece yüzde 1’i kullanıma uygun, tatlı su niteliğinde olduğu gerçeği üzerine, küresel ısınma sonucu tatlı su rezervlerinin yüzde yirmibeşe yakın oranda kaybedilme gerçeğini de göz önüne aldığımızda, dünyayı nasıl bir gelecek beklediğini biraz daha yakından görmüş olabiliriz. Bu çalışmamızda bu konuda bazı hususlara biraz daha yakından bakma fırsatı yakalamış olacağız.

Anahtar Kelimeler:

su, dünya su rezervleri, küresel ısınma, çevre, küserel çevre sorunları, su tüketimi, su kullanımı, çevre, yenilenebilir enerji, doğal kaynaklar

Okumaya devam et

Yerel Yönetimlerde Çevre Etiği ve Yönetim Organlarındaki Duyarsızlaşma Eğilimleri

Ayşe YILMAZ

Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

ÖZET:

1982 Anayasası’nın 56. maddesinde çevre kirliliğini önlemek ve insanların sağlıklı bir çevrede yaşaması devletin ve vatandaşın ortak görevi olarak belirtilmiştir. Son dönemlerdeki hukuksal düzenlemelere rağmen, yerel yönetimler etik olgusunu çoğunlukla ihmal etmektedirler. Daha özelde, “çevre etiği” konusunda ise, bir çok geri dönüşü olmayan çevre ihlallerine neden olmaktadır. Yerel yönetim organlarının inisiyatif kullanıcıları astlara, şirketlere, diğer birimlere, vatandaşlara hizmet sürecinde seçim öncesi pazarlıkların da etkisiyle duyarsızlaşarak tabandan gelen geri bildirimleri görmezden gelmektedirler.

Etik ihlallerinin çoğu, demokrasinin ve kurumsallaşmanın oturmadıığı Türkiye ve bu gibi düşük gelirli ülkelerin yanısıra hızlı kentleşmekte olan ülkelere görülür. Yürürlükte olan etiğe ilişkin mevzuatın pek çoğu çok soyut yada ütopiktir. Türkiye’de çevre etiği ihlali en çok imar ve yapılaşma konusunda kentsel rant  alanlarının yüksek olduğu büyükşehir belediyelerindedir. Bu nedenle özellikle planlama konusunda çevre ve planlama etiği uluslararası ve ulusal literatürde farklı argüman ve farklı yönleriyle tartışılmış hala da tartışılmaktadır.

Yerel yönetimlerin siyasal kurumlar olmalarından dolayı,  seçim kampanyaları sürecinde bir takım rant ödünleşmeleri daha baştan yapılmakta, bir yandan imara, çevre düzenine ve arsa üretimine yönelik değişiklikler ve uygulamalar gayrı resmi olarak planlanırken, bir yandan da tabandan gelen çevre düzenine ilişkin ihlallerden kaynaklanan şikayetlere karşı yenel yönetim organları duyarsızlaşmaktadır. Çalışmamızda özellikle bu duyarsızlaşma üzerine yoğunlaşılacaktır.

Anahtar Kelimeler:

etik, çevre etiği, yerel yönetimler, yerel yönetim organları, imar affı, çevre düzeni, gecekondu affı, ormanlık alanlar Okumaya devam et